Mehmet Ali Birand Başkasının sizin için ne dediğini merak etmez misiniz?
HABERİ PAYLAŞ

Başkasının sizin için ne dediğini merak etmez misiniz?

Wikileaks... Bu ismi bundan böyle aylarca duyacaksınız. Kelimenin İngilizce açılımı şöyle: What i know is leak.

Şöyle tercüme edilebilir:

Ne bilirsem sızdırırım...

Bunca yıldır uluslararası ilişkileri izlerim, şimdiye kadar böylesine renkli ve hemen herkesi merak ettirecek bir olayla karşılaşmadım.

Sorumu şöyle sorayım:

Çok önem verdiğiniz, zengin ve son derece etkili komşunuz veya mal sahibiniz veya patronunuzun sizin hakkınızda ne düşündüğünü, yüzünüze güzel sözler söyledikten sonra arkanızdan neler söylediğini merak etmez misiniz?

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Herhalde meraktan ölürsünüz, değil mi? İşte şimdi böyle bir durum yaşıyoruz. Hem Amerika’nın ülkemizdeki temsilcilerinin, hem de üçüncü ülkelerin bizim hakkımızdaki düşüncelerini öğreniyoruz. Örneğin, dost bildiğimiz Azeri lider Aliyev’in hakkımızda hiç de iyi şeyler düşünmediğini duyuyoruz... İran politikamızın, Arap dostlar(!) tarafından olumsuz gözle izlendiğini anlıyoruz... Sırtımızı sıvazlayan, “kardeşim” diye kucaklayan nice ülke liderinin, Tayyip Erdoğan-Ahmet Davutoğlu ikilisinin arkasından nasıl dedikodu yaptığını duyuyoruz...

Bundan daha renkli bir şey olabilir mi? Komplo teorisyenlerine gün doğdu... Wikileaks en çok komplo teorisyenlerini sevindirdi. Şimdi birbirinden çok daha abuk sabuk komplo hikayeleri dinleyeceksiniz. Bu gelişmenin ardında nelerin yattığını anlatacaklar. Oysa ortada büyük bir manipülasyon yok. Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın iç yazışmaları biri tarafından toplu halde alındı ve Wikileaks’e verildi. Yakında kimin nerede bu işi hallettiğini anlarız. O güne kadar, bunun bir bilgi hırsızlığı olduğunu bilelim yeter...

Amerika mosmor durumda... Zira tüm gizli çamaşırlar ortaya döküldü. Eğer sizin bir arkadaşınızın sırtını sıvazladıktan sonra, bir başkasına “Bu heriften ne köy ne kasaba olur” dediğiniz duyulursa kendinizi nasıl hissedersiniz?

İşte Amerika da kendini böyle hissediyor... Çırılçıplak... Ancak hiç merak etmeyin, bu durum birçok ülkeyle arasındaki ilişkilerde yara açar, kamuoylarında derin soru işaretleri yaratır ancak ABD süper güç olduğu için bir süre sonra olayın üstesinden gelir. Hiçbir şey olmamış gibi davranmasını bilir... Bizler de aynı oyunu oynarız... Tabii ileride çıkacak belgelere de bakmak gerekir. Henüz kafa göz kıracak kadar ağır belge olmadı... Yarın ne olacağı hiç bilinmez.

Haberin Devamı

Okuduklarımız ABD politikası değil

Şimdiye kadar okuduğumuz belgeler konusunda birkaç noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Kendi değerlendirmelerinizi de dikkate almak isteyebilirsiniz.

1- Bu belgeler Amerika Birleşik Devletleri’nin politikalarını yansıtmıyor. Bazı başkentlerde veya kurumlardaki Amerikalı büyükelçi veya yetkililerin kişisel değerlendirmelerinin veya etraftan duyduklarının raporlarıdır. Yani Washington’a yollanan bilgiler. Bunlardan ne kadarının dikkate alındığı bilinmiyor.

2- Bu belgeler arasından henüz Washington’dan başkentlere yollanan ve politika niteliğinde bir metin çıkmadı. Bundan dolayı da, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton bunların sadece enformasyon ve değerlendirme olduğunu söyleyebiliyor.

Haberin Devamı

3- Türkiye hakkında görüş yazan muhafazakar büyükelçiler ile demokrat ve liberallerin değerlendirmeleri de çok farklı. Yani bütün bu yazışmalara bakıp, tek kalemde “Amerikalılar bizim için böyle düşünüyormuş” demek çok yanıltıcı olur.

Alo! Ne dediğinizi duyamıyorum

Bir hafta süreyle bu köşede Türk- Amerikan ilişkilerinin son resmini çekmiştim. Washington’da konuşulanları, bana anlatılanları sizlere aktarmıştım. Ardından da bir karalama, yalanlama kampanyasıyla karşı karşıya kaldım. Bilen bilmeyen beni eleştirdi. Amerika’nın borazanı olmaktan tutun da, siyonizmin sözcülüğüne kadar, tüm komplo teorisyenleri kolları sıvayıp, demediklerini bırakmadılar. Aba altından sopa göstermek istediğim ve kompleksli olduğum söylendi.

Eeeee ne oldu? Wikileaks tarafından açıklanan belgelerde kullanılan ifadelere bakacak olursanız, benim yazdıklarımın uzun zamandır söz konusu olduğu anlaşılmıyor mu? Amerikalıların Ankara’ya genel yaklaşımını ortaya koymuyor mu?

Yanlış anlaşılmasın, yayınlanan belgelerin tarihleri eski ancak yine de Amerikalıların genel bakışını yansıtıyor. Şimdi bütün arkadaşlardan bir ricam var. Lütfen eleştirin ancak insanları yerden yere vurup komplo teorileriyle lekelemeye kalkmayın. Bundan dolayı kulağımı size uzatıyorum ve “Haklıymışsın Birand” dediğinizi duymak istiyorum. Yanlış mıyım?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder