Basketbola alkışlar

Atalarımızdan gelen çok anlamlı bir söz vardır. “Haklıya hakkını vermek, öksüze kaftan giydirmek kadar sevaptır.” Basketbol dünyada en popüler spor dallarından biri. Türkiye basketbolda pek önde olmasa da son yıllarda adı geçenlerden birisi. İşte böyle bir ülkenin federasyonu Dünya Basketbol Şampiyonası’nı Türkiye’ye almayı başardı.
Milyarlarca lira harcadığımız futbolda böyle bir organizasyonu alamadık. Avrupa Futbol Şampiyonası gibi bir kıta organizasyonu bile direkten döndü. Şimdi bu Dünya Şampiyonası’nın ülkemize getirdiklerine bakalım. İlk gününden itibaren tüm dünya televizyonları (belki de bugüne kadar ülkemizden hiç bahsetmemiş olanlar bile) Türkiye’yi, orada oynanılan basketbol maçlarını saatlerce verecekler.
Bu, ülkemizin tanıtılması açısından büyük kazanç. İkinci kazanç ise organizasyonun zorlaması ile Türkiye’nin kazandığı başta Sinan Erdem olmak üzere modern salonları. Üçüncüsü ülkemizin basketbolseverlerine dünyanın yıldız takımlarını seyretme imkanını vermesidir. Türk Milli Takımı’nın bu şampiyonada yer alması yeterlidir.
İyi sonuçlar almasını gönülden isterim. Amma, bence alacağı sonuçlar bu büyük organizasyonun getirileri yanında önemli değil. Çocuklar her şampiyonada oynadıkları gibi Ay-Yıldızlı forma için her şeylerini ortaya koyacaklar. Centilmence mücadele edeceklerdir. Bu kadarı da yeterlidir. Alacakları galibiyetleri alkışlamak, yenilgileri ise çok fazlaca önemsemememiz gerekir.
Ülkemizde devleti ve sponsorları arkasına alan tüm federasyonlara, Basketbol Federasyonu örnek olmalıdır. Sporun her alanında gelişmek için; Türkiye’yi bir dünya spor arenası yapmak hedefimizdir.
Son yıllarda bu çabaları görüyor ve mutlu oluyoruz. Şimdi, hep birlikte Türkiye Basketbol Federasyonu’nu ve görev alanları bu yazının başlığında olduğu başarılarından dolayı hep birlikte alkışlamalı ve Dünya Basketbol Şampiyonası’nın her bakımdan çok güzel geçmesini temenni etmeliyiz.