BDP bile destek olmadı!

Aylin Kotil, büyük bir performans sergiledi, demokrasiye uymayan yüzde onluk seçim barajına dikkat çekmek için bu sıcakta İstanbul’dan Ankara’ya yürüdü. Ve fakat ne ilginçtir ki hiç bir partinin desteğini göremedi! Çünkü yüzde 10 barajın kaldırılması mevcut durumdaki oy oranları açısından bir tek BDP’nin işine yarar ki onlar da bu işin bayraktarlığını bir beyaz Türk’ün yapmasına olsa olsa şaşırmışlardır! BDP’nin şimdi başka telaşları var. Onlar zaten biraz zahmetli de olsa kendi dar bölgelerinde barajı aşıp 36 bağımsız milletvekili çıkarmış, çıkaracak ve yine grup kurabilecek durumdalar. Böyle bir talepte bulunmaya niyetlenirlerse de bunu parti kararı ve kendi üyeleriyle yaparlar. Yani Aylin Kotil, demokrasi için yüzde 10 barajının indirilmesi gibi bir konuyu gündeme getirmekle siyasi partilere yaranamadığı gibi vatandaşı da doğrudan ilgilendirmediği için istediği desteği bulamadı. Zaman zaman günlük farklı konularla medya desteği bulması bile başarıdır ve siyasetin tek başına yapılamayacağının kanıtıdır.

[[HAFTAYA]]

Yazlık eğlence

Feryal Gülman yine konuşmuş, eşini suçlamış. Anlaşıldı, Ağustos ayı eğlenceliği belli oldu, bunların boşanmasını konuşacağız. Ee, neredeyse 20 yıldır Feryal Gülman’ın kıyafetlerini, çantalarını konuşmuştuk, sıra geldi mal kavgasına!

Deniz yerine, havuza hamama!

Memleketimin denizleri çok güzel. Gel gör ki denizle bitmiyor iş. İstanbul’da denize uzaktan bakıyorsun. O zaman gelsin havuz, gitsin hamam. Bildiğimiz hamamın sofistike olmuşuna spa diyoruz ya. Four Seasons Hotel Bosphorus’un spa’sı, ünlü Amerikan turizm dergisi Travel&Leisure’ın okur anketinde Avrupa’nın en iyisi seçilmiş. Kutluyorum, denemişliğim vardır, hamama değil, rüyada hareme girmiş gibi olursunuz. Yeri gelmişken yılların oteli Yeşilköy Çınar’ın havuzunu da anmadan geçmemeli. İki yıldır yazları tatil yapmadan İstanbul’a dayanmamı sağlayan deniz sulu havuz burası. Sessiz, sakin, önü deniz olduğu için denize giriyormuş hissi veriyor. Müşterisi de klüp müşterisi sanki, turistten çok Yeşilköy sakini. Güler yüzlü personeli de cabası. Sadece Yeşilköy’e giderek tatile gitmiş gibi olmak için.

Sağlıklı düşünce yok ki

Ünlü jinekolog, Prof. Dr. Sezai Şahmay, “Gebe bir kadının estetik güzelliğini görebilmek için sağlıklı bir düşünce mekanizmasına sahip olmak gerekir.” diye özetlemiş durumu ve şahane bir gebe fotoğrafı paylaşmış twitter’da. Artık bir protesto mekanı haline dönüşen İstiklal Caddesi ve Kadıköy’de ise kadınlar sokağa çıkıp protesto etti bu kadını aşağılayan zihniyeti. Bence de Penguen’den sonra yeni bir moda başlatılmalı. Herkes karnına bir yastık bağlayıp öyle dolaşmalı. Sırf beylerin göz zevkini bozmak için!

Terbiyesiz hamileler!

Din ve tasavvuf kılıfı altına saklanarak cinsiyet ayrımcılığı, kadın düşmanlığı yapmak, üstelik de bunu ulusal kanal TRT ekranlarından yapmak ne cüret? Ömer Tuğrul İnançer, bunu “tasavvufçu” kimliğiyle yaparken ileri sürdüğü gerekçeler de akıl dışı: “Kadının hamileliğini davul çalarak ilan etmesi terbiyeye aykırı” imiş. Neden mi “terbiyesizlik” sayıyor bu “tasavvuf” uzmanı? Çünkü hamilelik, buna yol açan fiili çağrıştırıyor! Aklı fikri cinsellikte olan bu takımı artık çok iyi tanıyoruz. Ama onu saklamak için de “estetik değil” diyebiliyor. Toplumun büyük kısmı böyle saçmalıklar üzerinde durmaya gerek yok dedi. Kadınlar “direnhamile” eylemi başlattı!

Tasavvuf açısından haklıymış!

Aslında “Sapık!” deyip arkanı dönüp yürüyüp gitmek gerek ama canımı sıkan iki nokta var: bu kişi TRT’nin farklı kanallarında tasavvufçu olarak dini konularda yorum yapıyormuş, kim bilir dikkatimizi çekmeyen ne naneler sokuyor toplumun aklına. İkincisi de konuyu tartıştığımız bir ortamda, Kanal 24’ün programcısı Betül Bozdoğan’ın bu sözleri savunması. “Tasavvuf açısından baktığınızda öyle görünüyor olabilir, saygı göstermek gerekir” diyen kişi de ekranda ramazan programı yapıyor. Kadını hor görmenin ötesinde cinsellik çağrıştırıcı ve kışkırtıcı buldukları için görünmez kılıp eve kapatmak istemek, ne yazık ki bir kadın tarafından da kabullenilebiliyor!