Derya Özel Bebeklerin uyku sorunuyla ilgili
HABERİ PAYLAŞ

Bebeklerin uyku sorunuyla ilgili

Haberin Devamı

Birkaç hafta önce uyku koçu Seride Samurkaş ile yaptığım bebeklerin uyku sorunlarıyla ilgili röportajın ardından, çokça elektronik posta almaya başladım. En çok da çocuklarımı yataklarında kendi başlarına nasıl uyuttuğum ve bunu yaparken izlediğim yöntemlerle ilgiliydi sorular. Yaptığımız röportajda Seride hanımın dediği çok önemli bir nokta vardı. “Kendi çocuğumun uyku sorununu çözdükten sonra, arkadaşlarım arasında kahraman ilan edilmiştim ve onlar da benden kendi bebeklerinin uyku problemini çözmemi istemişlerdi. Onlara yardımcı olmak istedim fakat baktım ki, ben sadece kendi bebeğim üzerinde deneyim sahibiyim, kendi bebeğimin dinamiklerine hakimim. Başka bir bebeğin alışkanlıklarını, aile dinamiklerini bilmeden ona yardımcı olamazdım” demişti.

Şimdi bana gelen maillerde hep aynı soru soruluyor. “Siz çocuklarınızı yataklarına nasıl alıştırdınız? Ben de sizin yönteminizi denemek istiyorum, yardımcı olur musunuz?” Bu noktada ben de Seride hanımla aynı fikirdeyim. Ben sadece kendi çocuklarımın huylarına vakıfım, bu sebepten onların neye, nasıl tepki vereceklerini bildiğim gibi, nerede durmam gerektiğini de bilirim. Sizinle burada paylaşacaklarım sadece benim kendi çocuklarımla ilgili yaşadığım tecrübedir, ondan ötesi sizin kendi yönteminizi geliştirmenizde bir ışık olabilir ancak.

UYKU MACERAMIZ NASIL BAŞLADI?

Bir çok annenin yaptığı gibi kızlarımı ayakta sallayarak ya da ana kucaklarında uyutuyordum. Yatmadan önce edindikleri tek alışkanları, emziklerini emmekti. Neşe Erberk’ten, kendi üçüzlerini de bir zamanlar öyle uyuttuğunu, fakat bir gün tepesinin tası atıp da kızları yeni gelen deneyimli bakıcı sayesinde yataklarında uyutmaya 1,5 yaşında alıştırdığını öğrendiğimde, hiç de geç kalmadığımı anladım.

Onlara tek şarkıdan oluşan bir ninni albümü hazırladım ve başuçlarındaki teypte çalarak işe başladım. Kızları yataklarına koydum, onlara artık yataklarında yatacaklarını söyledim ve odadan çıktım. İçerde kıyamet kopuyor. Arada odaya girip yine aynı şeyleri söyledim, herkesin kendi yatağında daha rahat uyuyacaklarını ve bundan sonrada böyle olacağını anlattım, öptüm ve yine odadan çıktım. 15 dakika sonra Derin pes edip yatağına yatıp sakince yastığına sarıldı ama Mavi pes edecek gibi değildi. Mavi’nin yanına oturdum, parmaklıkların arasından elini tuttum ve küçük kuzum iç çekerek uykuya daldı. Ne kadar azap çektiğimi size anlatamam ama zafer benim olmuştu. Gece uykusuna geçerken de yine aynı şeyi yaşadık. Kıyamet, kıyamet, kıyamet… odanın kapısında ben ayrı ağlıyorum, içerde Mavi ayrı ağlıyor. Yatağından almadım ve yine en sonunda yatağının yanında elini tutarak uyumasını izledim.

Ertesi gün inanılmaz bir şey oldu. Öğle uykusu için yataklarına koyduğum kızlarımdan hiç ses çıkmadı. Mavi biraz şansını denemek istedi ama kolayca dediklerimi yaptı. Derin 15 dakika içinde uyudu, Mavi yarım saat sonra uyudu. Bu düzeni tamamen 1 haftada oturtmuştum ama atladığım tek şey, Mavi bu kez de uyurken elimi tutma alışkanlığı edinmişti. Bu alışkanlığından da vazgeçirmek bana 3 haftaya mal oldu sevgili okur. Önce ben onun elini tuttum, sonra elimi çektim, 2 gün sonra yanında değil, odanın ortasında oturmaya başladım. 2 gün sonra kapının yanında, görüş alanında oturdum ve 2 gün sonra da odanın dışında ama yine görüş alanındaydı. 3 gün sonra odanın dışında, beni göremeyeceği bir yerden sadece sesimle orada olduğumu hissettirerek oturdum. 1 hafta böyle sürdü. Sonunda odalarının kapısını yarım kapatarak artık salonuma gidip oturabilir duruma gelmiştim. Bu düzenin tamamen oturması inanın 3 haftamı aldı. Sabretmek ve pes etmemek en büyük avantajımdır.

Gece uyanmalarında, kucağıma almak ya da kendi yatağıma götürmek yerine önce onu sakinleştirip, yatağına geri yatırıp sonra yere uzanarak uykuya dalmasını beklediğim de çok olmuştur. Kaç gece sırf uyanmasın diye buz gibi yere uzanıp kızlarımın uyumasını beklediğimi bir ben bilirim. Bunları yapmasaydım şimdi ne kendi yataklarına alışmış olacaklardı ne de hepimiz huzurlu olacaktık. Evet biraz çile çekiyorsunuz ama neticesi o kadar güzel ki… “Bu söyledikleriniz bizim için hayal” demeyin, benim ikizlerim var ve asıl benim için hayaldi. Bu işi bir üçüz annesi başarmışken ben neden başaramayayım ki dedim ve başardım.

Uyku alışkanlıkları değişti. Yatmadan önce televizyonu onlara kapattırıyorum. Sütlerini yapıp “Süüütçüüüü” diye bağırıyorum, koşup elimden sütlerini kapıveriyorlar. Ellerinde sütleri, odalarına doğru gidiyorlar. Yataklarına yatırıyorum, ninnilerini başlatıyorum, biten süt biberonlarını alıp, emziklerini verip ikisini de öpüyorum. Odadan çıkarken, sevdikleri çizgi film kahramanlarının hepsinin uyuduğunu ve onları çok sevdiğimi söyleyip odadan çıkıyorum. Odalarının zifiri karanlık olmasına doğdukları günden beri çok dikkat ederim. Karanlık oda, bebeklerin büyüme hormonu salgılamalarını hızlandırır.

İşte benim hikayem böyle. Şimdi kızlarım yataklarına ve kendi başlarına uykuya geçmeye alıştılar. Ara sıra “Anniiiii” diyerek yanlarına çağırsalar da, gidip hemen uyumalarını söyleyip, salonuma geri dönüyorum. Siz de kendi çocuğunuzun alışkanlıklarına göre bir yöntem geliştirip, uykusunu düzene sokabilirsiniz. Bu işin tek kuralı, sabır.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder