Cumartesi Postası Begüm Kütük: Erdil'i acayip kıskanıyorum

Begüm Kütük: Erdil'i acayip kıskanıyorum

Paylaş
Begüm Kütük: Erdil'i acayip kıskanıyorum

Begüm Kütük ile özel hayatından kariyerine, eşinin kurucusu olduğu Penguen'in kapatılmasına kadar her şeyi konuştuk

RÖPORTAJ: OYA ÇINAR

FOTOĞRAFLAR: BAHADIRHAN ERKOÇ


■ Hayat nasıl gidiyor, nelerle meşgulsünüz şu sıra?

Gayet güzel gidiyor. Bu sezon dizi setlerinden yoruldum. Tiyatro yapmak istedim. Sevgili Hakan Meriçler ile ‘Binbir Gece Diyalogları’nı sahneledik. Kapalı gişe gitti. Turnelere çıktık. Keyfim çok yerinde.

■ Tiyatro sahnesi daha mı zevkli?

Oradaki adrenalin başka. Seyircinin enerjisini birebir hissetmenin zevki televizyonda yok. O yüzden daha kıymetli.

■ Ama canlandırdığınız karakterler genelde birbirine yakın karakterler oluyor...

Sorma! Soğuk, aristokrat, hep yalılarda oturmuş, fettan karakterler. Tiyatroyu özellikle bu yüzden istedim biraz da. Orada gerçek Begüm’ü gösterme şansı buldum.


ÇOCUĞA DAHA VAKİT VAR


■ Hayatınızda var olan şeyleri önem sırasına koysanız, ilk sırada ne olur?

İş odaklı bir insanım. 21 yaşından beri çalışıyorum. Hep kendi ayaklarımın üstünde var olmak adına çabam. Tabii ki ailem, eşim çok önemli ama itiraf edeyim çalışmadığım bir hayat düşünemiyorum.

■ Erdil Bey kırılmaz mı bu cevaba?

Sanmıyorum. O da benim gibi düşünür. Bu konuda birbirimize saygımız sonsuz.

■ Aileler çocuk tacizi yapmıyor mu artık?

Yapmaz olurlar mı! Herkes kibarca dokundurmasını yapıyor. Ama ben hâlâ kendimi çocuk gibi görüyorum. 36 yaşındayım, daha vaktimiz var diye düşünüyorum.

■ İlişkide kıskanç mısınız, Erdil Beyi’i kıskanır mısınız?

Ooo! Fenayım. Dışarıdan bakınca hiç beklemezsin. İzmirli, rahat, cool kız dersin ama hiç öyle değilim. Kocamı çok kıskanırım, net! Ha ama kıskanılmaktan da nefret ederim. O kadar da bencilim. Zaten Erdil hiç belli etmez duygularını.


STALK YAPMAYA BAYILIRIM


■ Neleri kıskanıyorsunuz?

Her şeyi. Telefonuna gelen mesajı da sorarım, “Kimmiş hayatım, ne diyorlar bu saatte?” diye. Güler, “Hayatım dergiden çocuklar işte” der ama ben o soruyu mutlaka soracağım yani. Ya da bir ortamda benimle az ilgilenirse çocuk gibi küserim. Alıştı artık, gülüp geçiyor.



■ Sosyal medyada stalk yapar mısınız?

Bayılırım! En sevdiğim şey. Yer bildiriminden başlarım, o gün orada kimler vardı diye kaptırır kendimi uzun uzun takılırım.

NE ZAMAN BÜYÜK KONUŞSAM ONUNLA İMTİHAN EDİLİYORUM

■ Sizce evlilikte ne affedilir ne affedilmez?

Olgunlaştıkça şunu farkettim. Hayatta ne zaman büyük konuşsam hep o şeyle imtihan edilmişimdir. Misal denir ya, “Aldatırsa ayrılırım”, bence büyük konuşmamak lazım.

YALAN BENİ YARALAR

■ Affeder misiniz yani?

Hayır, o değil kastım ama insan yaşamadığı şeyi bilemez. O anki psikolojin ne olacak, ne hissedeceksin, bunları tahmin etmek zor.

■ Yine de beni çok yaralar diyeceğiniz bir şey?

Yalan. Bugün buradadır mesela, ama der ki, “Hayır hiç oraya gitmedim”. Bu beni çok yaralar. Yalana tahammül edemiyorum.

Saygı ve özveri aşk kadar kıymetli

■ 11 yıldır berabersiniz. Hiç sıkılmıyor musunuz?

İkimiz de o kadar işimizle meşgulüz ki biraraya geldiğimiz saatler çok kıymetli oluyor. Özlüyoruz sürekli birbirimizi.

■ Aşkınız ilk günkü gibi taze mi?

Aşka fazla önem atfediyoruz sanki. Herkes deli gibi aşık olmak istiyor günümüzde, ama ilişkiyi korumak, devam ettirmek adına saygı ve özveri de çok kıymetli.

■ Aşk bitse yine devam ettirir misiniz evliliğinizi?

Allaah! Çok tuzak soru (gülüyor). Bence karşındakini eksikleriyle de görüp, bütün olarak sevdiğini idrak ediyorsan aşkın geleceği en güzel nokta bu. Dolayısıyla aşk bitti, yapı paydos demem sanırım.


PENGUEN’İN KAPANMASI BİR DEVRİN SONU


Yıllardır Türkiye’nin gülen-güldüren yüzüydü Penguen. Ve şimdi kapatılıyor...

Şunu itiraf edeyim, Erdil’le ilk tanıştığımız zaman Beyoğlu’nda derginin, ‘Yaza Merhaba’ partisi vardı. Tanışalı 15 gün olmuştu. O kadar heyecanlıydım ki... Düşünsenize, Selçuk Erdem, Metin Üstündağ hepsi çok kıymetli. Ve bu isimler 13 yaşından beri, 30 yıldır çiziyorlar. Müthiş bir emek var ortada.



Erdil Yaşaroğlu 15 yıllık Penguen Dergisi’nin kurucularından.

■ Neden bu noktaya gelindi sizce?

Çocukluğundan beri karikatür okuyan, mizah dergilerini takip eden bir okuyucu olarak çok üzgünüm. Kendileri de söyledi, maalesef okuma alışkanlığımızı yitirdik. Her şey dijital oldu. Tirajlarını açıkladılar ve bu konuda çok naif, dürüst davrandılar. Herkes çok destek olmak istedi ama onlar muhalif bir dergi olarak, okuyucu dışında kii ayakta tuttular. Bir devrin sonu. Çok üzgünüm...

Haberin Devamı