Candaş Tolga Işık Ben de dedemin başına ne geldiğini biliyorum!
HABERİ PAYLAŞ

Ben de dedemin başına ne geldiğini biliyorum!

Haberin Devamı

Meclis’te bir milletvekili önceki gece şöyle konuştu: “Bir zamanlar yüzde 40 idik. Bugün binde biriz. Herhalde başımıza bir iş geldi ki; ben bunun adına soykırım diyorum.

Ermeni halkı başına ne geldiğini çok iyi biliyor. Bir zamanlar atamın, dedemin başına ne geldiğini çok iyi biliyorum. Adını siz koyun o zaman. Biz yok hükmündeyiz. Binde bire düşmüşüz.” Meclis kürsüsü her fikrin sınırsız özgürlükle ifade edilebildiği bir yer olmalı.

Dolayısıyla bu sözlerin sahibi sayın milletvekilini hedef almayı doğru bulmuyorum. Ama Meclis kürsüsünden dile getirdiği iddiasına dair iki satır yazmadan edemeyeceğim.



1915’teki Ermenilere yönelik “tehcir” kararı büyük bir hataydı. İttihatçıların bu büyük hatası korkunç bir insanlık dramına yol açtı. Türkiye, Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde uluslararası anlamda birçok kez çağrı yaptı: Gelin arşivlerimizi karşılıklı olarak açalım.

Bu konu tartışılsın. Aydınlatılsın. Ama başta Erivan yönetimi olmak üzere kimse bu çağrıya yanıt vermedi. Çünkü işlerine geldi. Zira “soykırım yalanı” işlerine geliyordu. Hem Batı’daki mihrakların hem diasporanın hem de Erivan yönetiminin.



Herkes atasının, dedesinin başına gelenleri sorgulama hakkına sahiptir elbet. Ama dua edin de atalarının, dedelerinin başına gelenleri Müslümanlar, Türkler sorgulamaya başlamasın!

1915’te yaşananlar için adını biz koyarız koymasına da 1912’de Balkanlar’da, 1914-1922 arası Kafkasya’da, Anadolu’da, Sovyet tarihi boyunca sistematik olarak Kırım’da, Orta Asya’da, 1960’lardan 1970'lerin başına kadar Kıbrıs’ta, 1990'larda Azerbaycan’da, bugün hâlâ Irak’ta, Suriye’de, Doğu Türkistan’da yaşananların adını siz koyabilecek misiniz?



Ben Karslı bir ailenin oğluyum. Atalarımın, dedelerimin başına ne geldiğini ben de çok iyi biliyorum!

1910’da Iğdır’daki Hakmehmet köyünde babasının gözü önünde kafası kesilen Mehmet’in, 1911’de Erzurum’da tenasül uzvu kesilip ağızına sokulduktan sonra canlı canlı yakılan Kadir’in, 1992’de Hocalı’da kundakta tecavüze uğrayan Süreyya’nın hesabı sorulacaksa, 1915’te can veren her bir insan evladı için hesap da sorulsun elbette.



1915’teki sürgün kararı için orada can veren her bir insan evladını düşünerek biz utanç duyuyoruz, duyarız... Yeter ki tarih boyunca yaptıkları mezalimleri, katliamları görmezden gelip Türklere “soykırımcı” diyenler de azıcık utansın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder