Pazar Postası 'Ben her zaman kendimi göstermeyi sevdim!'
Paylaş
'Ben her zaman kendimi göstermeyi sevdim!'

Defne Samyeli 1991’de Türkiye 3’üncü güzeli seçildi. 44 yaşında iyi bir haberci ve oyuncu. İlk ve tek evliliğini mimar Eren Talu ile yaptı, Deren ile Derin’in annesi oldu. Uzun zamandır Prof. Emre Alkin ile nişanlı. ‘Herkes evlenecek diye bir kural mı var? diyor ve ekliyor ‘Emre’nin flört için beni 6 ay beklemesine hayranlık duydum’

RÖPORTAJ: CANAN DANYILDIZ
canan.danyildiz@posta.com.tr


■ Hırslı biri misiniz?

Yoo... Hırstan çok azimliyim. Hep sevdiğim şeyleri yaparım, severek yaparım.

■ ‘Mükemmeliyetçi’ bir haliniz var?

Her şeyin en iyisini, en doğrusunu yapmaya çalışırım. İşlerime büyük bir hevesle sarılırım, başarıyı da severim! İnsan bir karakterle doğuyor. Kardeşinle bile aynı olmuyorsun. Ben çalışkandım, erkek kardeşiok rahattır.

■ Size okulda ‘inek’ derlermiş!

(Gülüyoruz) Arkadaşlarım öyle derdi. Hocalarım da severdi beni. Öğrenmeye çok açık biriyim; ders çalışmayı severim!

■ Oyunculukla-habercilik arasında nasıl bir bağ var?

İkisi de kendiniz, duygularınız üzerinde insana bir şey anlatma çabası. Habercilik yaptığım yıllarda da hep insanlara bir şey göstermek için çabaladım, oyunculuk da bence öyle. Zıt gibi görünüyor ama değil. Ben şarkı söylerken de aynı şeyi yaptım.

■ Şarkı söylemek hevesiniz de var...

Evet! TRT’de de beni çocuk korosuna verdiler, hevesten ileri gitti, yıllar önce bir albüm bile çıkardım.

■ Deren ve Derin’de bu yetenekler var mı?

Hayır! Ama onları olmak istedikleri şeyler konusunda özgür bırakıyorum. Ya ben küçükken kuzenlerimi, ailemi toplar, pazar programı yapardım. Mesela senaryolar yazar, onlara dağıtırdım! Bir kuzenimle aram kötüyse ona kötü rol verirdim, iyiyse o hafta prenses rolünü... Şarkı söylerdim ve ailem dinlerdi. İlk seyircilerim ailemdi. Çok küçük yaştan beri insanların gözü önünde olmaya, sahnede olmaya merakım vardı.

■ ‘Ünlü’ olmak bunun parçası mı?

Olacağımı zaten biliyordum! Ben kendimi bildim bileli kendimi göstermeyi, dikkat çekmeyi severdim.

■ İnsan neden ‘geniş kitlelere hitap etmeyi’ ister?

Bilmiyorum, içimde vardı. Küçükken sorduklarında şarkıcı olmak istediğimi söylerdim. Oyuncu olmayı da...

■ Ama sonra 18 yaşında TV’de habercilik başlıyor...

Evet; canlı yayın büyüsü beni içine çekti! Şov programı da haber programları da yaptım; ama hep dengeli, aklı başında bir kızdım. Okul hayatım engebeli geçti.

■ 1991 Türkiye 3’üncü güzelisiniz...

Güzellik iyi bir ambalaj ama ilerleyebilmek, başarılı olmak için aklının olması lazım. Güzellik ancak o kapıları açar. Bilgin, becerin yoksa bir şey olamazsın.

■ Bu ‘güzellik’ mevzunu nasıl sindirdiniz?

Ben ne en güzelim, ne de tek güzelim. Çok güzel kadınlar var. Ama modellik yapmaya devam etseydim habercilikte olduğundan daha az yorulurdum.

■ Hayatınızda kararları siz mi verirsiniz? Yönlendiren olur mu?

Son kararı her zaman ben veririm. Annemin önemi çok büyüktür ama aklımdan çok, iç sesimi dinlerim. Ha ama kimden ne fikir alacağımı iyi bilirim. Para pul işlerinde mutlaka Emre’ye (Alkin) danışırım. Anlayacağın ben kendime bir A takımı kurdum.

■ Siz rahat bir annesiniz, peki sizin anneniz baskı yapar mıydı?

(Gülüyoruz) Annem baskı yapmadı diyemem! Dominanttır. 18 yaşıma kadar makyaj yapamadım. Yaşıtlarıma göre daha az özgürlüğüm vardı. Çalışmaya başlayınca özgürlüğümü kazandım.

■ ‘Paramı kazanırım, istediğimi yaparım’ mı dediniz?

Hayır, tam tersi; bu defa ben annemin benimle işe gelmesini istedim. 18 yaş o kadar küçük bir yaş ki! Etrafımdaki insanlarda anlayamadığım şeyler oluyordu; annem bu konularda yardım ederdi.

■ Çelme takanlar mı? Hem güzel, hem akıllı olmak sıkıntı mıydı?

O işte olmanızı isteyenler kadar olmamanızı isteyenler de olur. Annemin kalkan olmasına ihtiyacım vardı. Sonra annemle yol arkadaşlığına dönüştü bu. Hatta evlenip çocuk doğurana kadar aynı şekilde gitti.

■ Annenizden en çok ne aldınız?

Sevgi ve fedakarlık. Bütün ömrünü çocuklarına vermiş bir kadındır. Kardeşimle bana verdiği en büyük şey o. Bana en çok inanan insandır; bana hayrandır. Beni hayatta her şey olabileceğime inandırmış insandır. Ben de çocuklarıma aynı şeyi öğretiyorum; anneme tutku derecesinde düşkünüz. Annemi teyzelerimden bile kıskanıyorum.

“Aşkı olması gerektiği gibi yaşıyorum, sonuna kadar”

■ Nişanlınız Emre Alkin’le her şey yolunda mı?

Evet, çok keyifliyiz, herşey yolunda!

■ Evlilik ne zaman; epeydir nişanlısınız, herkes bunu merak ediyor!

Hemen evlilik olsun diye bir kural mı var? Niye herkes bunu merak ediyor? Zamanı gelince evleniriz.

■ Aşk nasıl bir şey?

Aşk çok güzel bir şey. Olağanüstü büyüleyici bir duygu, olması gereken bir his. Kendimi kaptırıp, bıraktığım bir duygu. Her duyguyu sonuna kadar yaşamak lazım.

■ Akıl karışır mı aşka peki?

Tabii! İkisinin dengesinin olması gerekir. Ben de normal bir insanım, bazen tökezlerim. Bazen ilişkide akıl daha ağır basar, bazen de kalp. Kendimi neden tutayım ki?

■ Güzel bir kadınla beraber olmak, Emre Bey için zor mu?

Ne bileyim, ona sorman gerekir!

■ Kıskanç mıdır, yani kibarca onu sorayım dedim!

Hayır, hiç değildir, ben de hiç değilimdir! Çok uyumlu, neşeli, çok güzel bir ilişkimiz var Emre’yle. Müzik en ortak noktamız mesela.

■ Emre Bey’in en çok nesini seviyorsunuz?

Flört aşamasında bir kahve içmek için 6 ay kadar beklemişti. Bir erkeğin hoşlandığı kadın için bu kadar zaman beklemesi bende çok hayranlık uyandırmıştı mesela. Böyle şeylere çok değer veririm.

■ Başka?

Emre’yi tanımak istediğimde çok yönlü oluşu beni çok etkiledi, ben de öyle bir kadınım çünkü. Çok erken yaşta profesör olmuş biri, değerleri olan biri. Spordan, müzikten anlar.

■ Sevgili olarak?

Bir kadına nasıl davranılması gerektiğini, onu nasıl taşıyacağını bilen biri.


“Biz çok iyi geçinen 3 KIZIZ”

■ Deren ve Derin'e kurallar var mı?

Tabii ki var; ama 18 yaşına kadar. Sonra onlar kendileri seçecek hayatlarını. Deren çok akıllı ve olgun bir kız mesela. Çocuklarımın ikisi de merhametli, iyi ve adalet duyguları yüksek çocuklar.

■ Onlar da çok güzel kızlar...

Evet, bu konuştuğumuz bir şey; güzel olduklarını biliyorlar. Ama inan bunun önemli olmadığını, annelerinden, benden görüyorlar. Onlar için ideal bir insan olmaya çalışmadım. Zaaflarımla, başarılarımla transparan bir şekilde karşılarındayım.

■ Her şeyi açık açık konuşur musunuz?

Her şeyi konuşuruz. Onlar benim hakkımda her şeyi bilirler; ben de onların. Kuralları koyan da benim. Babaları daha serbesttir mesela. Ama kızlarım arkadaş istediğinde de bana gelirler. Biz çok iyi geçinen 3 kızız.

■ Deren’e oyunculuk teklifleri geliyor, kıskanıyor musunuz?

Asla! Çok gurur duyuyorum! Birbirimize şakadan sataştığımız olur; ama kıskançlık asla!

■ Her ikisiyle de ayrı ayrı neleriniz yakın?

Deren’le müzik ve sinema zevkimiz aynıdır. Her ikisiyle de giyim zevklerimiz aynıdır. Deren’le panik ve endişeye daha yakınız, Derin çok bize benzemez o konuda, daha sakindir. Derin’le ben de arada bir yalnız kalma hissi taşırız ve daha dediğim dediğiz.

■ Büyükanne olma hayali var mı?

Hayır hiç düşünmedim!

“Dişime kadar orijinalim”

■ Türkiye 3’üncü güzeli seçilince başınız döndü mü?

Hayır, hiç öyle bir vaktim olmadı! Kısa bir süre sonra TV’de çalışmaya başladım. Ha bu arada Boğaziçi Üniversitesi’nde, 1’inci sınıftaydım... Sonrasında talk show programı da yaptım, iyi bir şan eğitimim var albüm de yaptım; ama müzik piyasasının bana göre olmadığına karar verdim.

■ En şaşaalı döneminiz ne zamandı?

2001’de Avrupa Güzellik Yarışması’nı sunmuştum, bak o çok hoştu. Kanal D’de ‘Gecenin İçinden’i sunduğum yıllar galiba... Ya haberci olmaya karar verdiğimde tuttum Anayasayı ezberledim!

■ Yorulmuyorsunuz!

Öyle olmalı, profesyonellik bu. Ama benim içimden geliyor; o iş yapılacaksa en doğru şekilde yapılacak. Beceremediğim şeyler de var canım...

■ Var mı? Ne mesela?

Yön bilmiyorum! Tarif hiç anlamam, kaybolurum, zaman mefhumum da yok! Bir tek işe gecikmem mesela. Para pul işlerinden hiç anlamam. Bu konularda sevdiklerim beni idare ediyor.

■ Güzellik takıntınız var mı? Estetik yaptırdığınızı düşünüyoruz...

Hayır hiç estetik yok. Dişime kadar orijinal! Estetik yaptıranlara da bir şey demek istemiyorum; yapan yaptırsın. Ama doğallık benim için önemli. Ve benim estetik yaptırmaya ihtiyacım yok.

“Yaşlılığımı heyecanla bekliyorum”

■ İki Defne mi var?

Daha güçlü ve kırılgan? Bütün taraflarımla barışık bir kadınım. Kendi zaaflarımı, güçlü yanlarımı iyi bilirim. Hiç öyle 5 yılda şu olacak diye yaşamam hayatta. Tek planım, mutlu olmak, eğlenmek. Bunu da sağlayabildiğimi düşünüyorum.

■ O zaman kaprisli kadın da değilsiniz?

Hiç kaprisli bir kadın değilim.

■ Otokontrolünüz yüksek midir?

Otokontrolüm çok yoktur. Anlık kararlarım daha çoktur. Hata da yapıyorum. Önemli olan hatadan ne anlayıp, nasıl düzelttiğiniz.

■ Risk alır mısınız?

Evet! Risk almayı çok severim, bunun bizi geliştirdiğini düşünürüm. Başka türlü başarılı olamazsın. Ben başarı odaklı bir kadınım. Başarısızlıktan hiç korkmam.

■ Korkularınız var mıdır?

Sevdiklerimi kaybetme korkusu var, erken yaşta babamı kaybetmemin etkisi var tabii bunda. Devamlı meditasyon yaparak bunu yenmeye çalışıyorum.

■ Sağlık durumunuz iyi mi şu an?

Meme kanserini yendiniz... Evet, sağlık durumum iyi, uzun yıllardır spor yapıyorum.

■ Ukala mısınız?

Sizi öyle bulanlar var? Ben kendimi ukala bulmuyorum, bulanlara da saygı duyuyorum. Çocukken ‘çok bilmiş’ derlerdi.

■ Dönmek istediğiniz bir yaş var mı?

Hiç yok, geçen seneye bile dönmek istemem! Yaş almayı çok seviyorum, yaşı dostum olarak görüyorum. Yaşlanmamı çok merak ediyorum, heyecanlanıyorum.

Haberin Devamı