Mehmet Coşkundeniz Bir yaz daha geçti yine sensiz...
HABERİ PAYLAŞ

Bir yaz daha geçti yine sensiz...

Tamam, şarkı böyle değil ama sizin durumunuz böyle. Koca yaz bitiyor, bırakın yaz aşkını, tatil aşkı bile bulamadınız. Çünkü aklınız eskisinde. “Ya dönerse” diye umut beslemekten çevrenizdeki yakışıklıları, güzelleri kaçırıyorsunuz. Daha ne kadar böyle devam edeceksiniz? Bu yazıyı iyi okuyun. Sonra eskisini tarihe gömüp yenisine hazırlanın...

1-YAVAŞ YAVAŞ OLMAZ BU İŞ

Ayrılığı ‘azalarak’ yapamazsınız. Bu işi ‘küt’ diye kesmelisiniz. Hemen şimdi sosyal medyada onu takip etmekten vazgeçin. Telefon numarasını silin. Onun aramasını, mesaj atmasını önlemek için engelleyin. Eski mesajlarını, whatsapp yazışmalarını, fotoğraflarınızı silin. Size verdiği hediyeleri falan atın gitsin.

Haberin Devamı

2-BEKLEMEKLE TÜKENMEYİN

Öyle evde oturarak, “Ne olacak?” diye bekleyerek zamanınızı tüketmeyin. Dışarı çıkın, sosyalleşin. Arkadaşlarınızla buluşun, gezin, tozun, yemek yiyin, içki için. Yalnız şuna dikkat edin: Onunla birlikteyken gittiğiniz yerlere gitmeyin. Acıklı şarkılar dinlemeyin, ağlatacak filmler izlemeyin.

3- HAYATININ MERKEZİ SENSİN

Zaten hatayı, ilişkiniz varken onu her şeyden daha önemli görerek yaptınız. Oysa asıl önemli olan sizsiniz. Hayatınızın merkezinde bir başkası değil, kendiniz olmalısınız. Hadi bakalım, kalkın, spor salonuna, güzellik merkezine gidin. Kendinizi şımartın, özgüveninizin yeniden yerine gelmesini sağlayın.

4- İSTİHBARATTAN VAZGEÇİN

Şimdi siz kendinizi kötü hissediyorsunuz ya, “Acaba o da acı çekiyor mudur?” diye düşünüp sürekli birilerinden onunla ilgili haber almak istiyorsunuz. Hiçbir işe yaramaz. Üstelik “Onun keyfi yerinde” diye bir şey duyduğunuzda daha da kötü olursunuz. Ne demiştik, ‘küt’ diye ayrılıyoruz. O zaman MİT elemanı gibi davranmaktan vazgeçin.

5- BİR NEDEN ARAMAYIN

“Birbirimizi çok seviyorduk, nasıl olur da beni terk eder?” sorusunun hiçbir cevabı yoktur. Bitmiştir ve gitmiştir. Bu sorunun cevabını ararken kendinizi ihmal edersiniz. Ben size bu sorunun cevabını vereyim.: Artık sizi sevmiyor. Evet, bu kadar basit. Bu bir bilmemkaç bilinmeyenli denklem değil.

Haberin Devamı

6-ÜZÜLÜN AMA ABARTMAYIN

“Tabii sana kolay, gel de sen yaşa bu acıyı” diyorsunuz, biliyorum. E ben size “Üzülme arkadaş” demiyorum ki... Üzülün de de hayatı kendine zehir etmeyin. O sizin tek seçeneğiniz değil. Bakın şunu net olarak biliyorum. Geçecek. Siz de bilin ve bu sizi rahatlatsın. Acınızı yaşayın ama çok da abartmayın.

7- EMİN OLUN DÖNMEYECEK

Dönse de o dönüş ‘kesin dönüş’ olmayacak. Belki sizi biraz özleyecek, bir buluşup görüşeceksiniz, belki sevişeceksiniz. Sonra sizi acılarınızla baş başa bırakıp yine gidecek. O zaman bu git-geller sizin hiçbir işinize yaramayacak. Aksine her seferinde kaseti başa saracaksınız. Dönmesini beklemeyin, ruhunuzu karartmayın.

8-YALNIZLIK FENA DEĞİLDİR

Kendinizi çok yalnız hissediyor olmanız dünyanın en kötü şeyi değil. İlişkiniz süresince sırf onunla vakit geçirmek için ertelediğiniz bir sürü şeyin olduğunu biliyorum. Şimdi onlara dönmenizin zamanı geldi. İhmal ettiğiniz dostlarınızla çıkmak, bir spor salonunda spor yapmak size iyi gelecektir.

9-YARDIM ALMAYI REDDETMEYİN

Haberin Devamı

Tabii ki siz ‘deli’ değilsiniz. İyi de psikolojik yardım almanız için deli olmanız gerekmiyor. Sıkıştığınız noktada bir uzmanın göstereceği yolu takip etmek size iyi gelecektir. Üstelik arkadaşlarınıza bile anlatamadığınız şeyleri, bu işin uzmanına anlatmak sizi rahatlatacaktır. İçinize atmak yerine mutlaka yardım alın.

10- YENİDEN SEVECEKSİNİZ

“Beni kimse onun gibi sevemez...” Merak etmeyin sever. “Ben kimseyi onun kadar sevemem...” Merak etmeyin daha fazla bile seversiniz. Siz yeter ki o ilişkinin bittiğini kabullenin. Böylece yeni bir ilişki için algılarınız açılacak. İnsan seri aşıktır, biri biter, diğeri başlar. Kalp bu, sevmeden duramaz.

Beklentiler ruha zarar

- Önce aranızda bir aşkın başlamasını bekliyorsunuz. Onu razı edebilmek için taklalar atıyorsunuz, her şeyi yapıyorsunuz, her yola ‘mübah’ diyorsunuz. Farkında olmadan onun beklentilerinin çıtasını yükseltiyorsunuz. Sonra size cevap vermeye başlıyor, duygularınızın karşılıklı olması sizi çok mutlu ediyor. Böylece “Mutlu olma” beklentinizi karşılamış oluyorsunuz.

- Ama bitmiyor ki... Yeni başladığınız bu ilişkiye de beklentiler yüklüyorsunuz. Hep size ilgi göstersin, sevdiğini hep söylesin, sizi sahiplensin, korusun, kollasın... Bunların bir kısmı karşılanıyor, bir kısmı karşılanmıyor. O zamanda küsüyorsunuz, “Yoksa beni sevmiyor mu?” diye düşünmeye başlıyorsunuz.

-İlişkiniz biraz daha ilerlediğinde “Ne olacağız biz?” sorusuyla gelen ‘evlilik’ beklentisi ortaya çıkıyor. Bu beklentinizin de karşılandığını düşünelim. Bu kez de evliliğin kendisine farklı beklentiler yüklüyorsunuz.

- Ailenizin ve içinde bulunduğunuz toplumun da sizden beklentileri var. Herkes sizden “evli, mutlu, çocuklu’ olmanızı bekliyor. Siz de bu beklentiye cevap vermeye çalışıyorsunuz.

-Evinizle ilgili beklentileriniz, eşyalarla ilgili beklentileriniz, eşinizin ailesiyle ilgili beklentileriniz, çocuk yapacaksanız, çocukla ilgili beklentileriniz, maddi durumla ilgili beklentileriniz...

-Sonra bunların hepsinin havada kaldığını fark ediyorsunuz. Yarattığınız hiçbir beklentinin karşılanmadığını gördükçe mutsuz oluyorsunuz. “Beklediğim gibi çıkmadı” diyorsunuz. Evliliğinizin bitmesini istiyorsunuz.

-Sonuç olarak beklentilerinizin karşılanmadığı durumda ayrılığı tercih ediyorsunuz. Ama bilmiyorsunuz ki; ilişkinizi, evliliğinizi bu noktaya siz getirdiniz.

-Kişinin bir ilişkiden tek beklentisi, sevgilisiyle arasındaki bağı güçlü tutmak olmalı. O bağ güçlü oldukça aşılmayacak engel, halledilmeyecek sorun yoktur.

-İyisi mi düşürün beklentilerinizi. Hayatta sürekli mutluluk yoktur, biriktirilmiş mutlu anlar vardır.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder