Cumartesi Postası Bit pazarına nur yağdı

Bit pazarına nur yağdı

Paylaş
Bit pazarına nur yağdı

Büyüklerin 'Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı' demesine bakmayın, bugünlerde eskiye özlem rüzgarları esiyor

ÖZGÜR KÖYLÜ

ozgur.koylu@posta.com.tr

Antikaseverlerin, eşyaların geçmişiyle güzelleştiğine inananların ve koleksiyonerlerin buluştuğu bir yer var; İstanbul-Ataköy’deki Airport Outlet Center. Burası gerçek bir bit pazarı ve yoğun ilgi görüyor.

Bit pazarını hayata geçiren Airport Outlet Center’ın Genel Müdürü Burçin Bendegül ve Pazarlama Yöneticisi Kadir Cebeci. İkisi de antikasever. Bakır eşyalar, fincan zarfları, gümüş kaşıklar topluyorlar. İkisi de hafta sonları İstanbul’un ünlü semtleri Kapalıçarşı, Çukurcuma, Horhor’daki antikacıları geziyor, hatta geçmişin ayak izlerini takip etmek için seyahat ediyorlar.

Bu tutkularını daha geniş kitlelere yaymaya karar vermişler ve alışveriş merkezinin açık otoparkını her cumartesi saat 10.00-18.00 saatleri arasında açık olan bit pazarına çevirmişler. Yoğun ilgi gören bit pazarını ilk hafta 16 bin 283 kişi ziyaret etmiş. Yakında pazar büyüyecek, 2 bin metrekarelik bir çadırda kurulacak ve şu anda kısıtlı olan tezgah sayısı artacak.

Her bütçeye uygun bit pazarında neler yok ki? Rengarenk tesbihler, hatlar, tablolar, telefonlar, dürbünler, fotoğraf makineleri, pusulalar, daktilolar, pikaplar, plaklar, kitaplar, çakmaklar, eski paralar, yüzükler, hamam tasları, kahve takımları, tahta oyuncaklar, film afişleri, pipolar... En ucuz eşya 20 TL’den satışa sunuluyor, en pahalısı ise 8 bin TL.

Yok, yok!

Başlıyoruz bir ucundan gezmeye; Gözüme hemen tespih, saat ve çakmakların dizildiği tezgah çarpıyor. Fiyatlar 50 TL’den başlıyor, 300 TL’ye kadar çıkıyor. Hemen yanında çocukluğumuzdan bize göz kırpan tahta oyuncaklar ve kitaplar... Onun yanındaki stanttan pikaptan gelen sesler sizi mutlu ediyor. Radyoların fiyatı 350 TL’den başlıyor. En pahalısı 400 TL.

Çıkardıkları sese inanamazsınız! O güzelim ses sanki son moda teknolojik bir aletten çıkıyor. Dolaşırken porselen tezgahına yanaşıyoruz. Fiyatlar değişken. Tezgahın tam ortasında duran vazo sadece 50 TL. Onun yanındaki fincan takımı 300 TL. 6’lı takım İngiliz malı, el yapımı ve kenarlarında altın varak var. Pek de gösterişli.

Bu standın en pahalı ürünü; bronzdan yapılan heykel, fiyatı 2500 TL. Biraz daha yürüyünce bir pikap çarpıyor gözümüze. Üzerinde Japon işi süslemeler var. Satıcı, pikapın Japon ya da İngiliz Konsolosluğu’ndan satın alındığını ama net bilgisi olmadığı söylüyor. Fiyatı 2500 TL. Aynı tezgahta bir fotoğraf makinesi bize göz kırpıyor. Tezgahın sorumlusu “Onun manevi değeri var, çok uzun yıllardır benimle, kan kardeşim onu bana armağan etmişti. Ben de onu kıymet bilecek birine satacağım” diyor.

Hitler’in dürbünü

Yolda biri bizi çeviriyor ve Alman diktatör Hitler’in dürbününü gösteriyor. Fiyatı 1000 TL, bakalım alıcı bulabilecek mi? Fiyatların 10-200 TL arasında değiştiği tezgaha yaklaşıyorum... Opera dürbünleri, büyüteçler, fotoğraf makineleri, mızıkalar... Ve plaklar; 45’likler, 33’lükler dizilmiş, alıcı bekliyor. Karıştırdıkça Zeki Müren, Gönül Yazar, Orhan Gencebay’ın eski plakları çıkıyor.

Bit pazarında her hafta bir de ‘Çıtır Mezat’ düzenleniyor. Yarı antika objelerin satıldığı mezatta başlangıç fiyatı 1 TL. Alışveriş kıran kırana geçiyor. Antika meraklılarının kaynaşıp tanıştığı bit pazarında yeni koleksiyoner olan veya olacaklara, eşyalar hakkında ücretsiz danışmanlık hizmeti de veriliyor. Laf aramızda; bit pazarı anlatılmaz, yaşanır.

(12.03.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)

3

Haberin Devamı