Bodrum nereden nereye...

Yaklaşık 5 bin yıllık tarihi geçmişe sahip antik Halikarnassos kenti yani Bodrum’un geçmişten günümüze tozlu arşivlerde, yaşlıların sandıklarında ve Yunanistan’ın İstanköy Adası Kent Kütüphanesi’ndeki görülmemiş yaklaşık 80 fotoğraf, DHA muhabirinin iki yıllık çalışması sonucu toplandı.

Fotoğraflardan bazıları şöyle:

1932 yılında limana indiğinde büyük olay olan ve Bodrum Tayyaresi adı verilen deniz uçağı. 1918 yılında Bodrum Kalesi açıklarına ikmal amaçlı demirleyen Fransız savaş gemisi. ‘Düşman saldıracak' diyerek Bodrum Kalesi'nden av tüfeği ile ateş açan ve Fransız zırhlısının demir almasına neden olan Ümmüşen kadın...

O GÜNLERİ UNUTMAYACAĞIZ...

960'lı yıllardaki yıkık dökük ve harabe Bodrum Kalesi’nin Avrupa’nın en iyi Sualtı Arkeoloji Müzesi'ni barındıran hali. 1932'deki Cumhuriyet Bayramı törenleri. Barlar Sokağı olarak bilinen dünyaca ünlü Kale Caddesi’nin 1920’li yıllardaki hali. 1930 yılındaki saatli Bodrum Belediye binası ve daha pek çokları görenlere “Dünyanın gözde turizm merkezi Bodrum böyle miydi?” sorusunu sorduruyor.

Bodrum Belediye Başkanı DP'li Mehmet Kocadon, “Eski Bodrum, kişiye özel bir durumdur ve herkes için Bodrum’u ilk gördüğü gündür. 70’li yıllarda Bodrum’u tanıyanla, 90’lı yıllarda tanıyanın anladığı farklıdır. Aranan, büyük ihtimalle sessizliktir, sakinliktir, alabildiğine yeşildir, masmavi uçsuz bucaksız denizdir, çay içmek için gidilen köhne bir kahvedir, taş evlerdir, köy düğünleridir. İşte o günleri unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.

MİNİ İSTANBUL OLMAYA BAŞLADI

Dünyanın En Güzel Koyları Birliği Başkanı turizmci Galip Gür, 1950'li yılların başında turizm ile tanışan Bodrum'da, önlemlerin zamanında alınmamasıyla sorunların büyüdüğünü ve içinden çıkılmaz bir hale geldiğini söyledi. Bodrum'un dünyada ve Türkiye'de doğal güzelliklere sahip nadir yerlerden biri olduğunu ifade eden Gür, şunları kaydetti:

“Yıllar önce Bodrum’a doğal güzelliği, sadeliği, kendine özgü sosyal yapısı ve kentsel yaşamdan uzaklığı sebebi ile gelen insanların kentin özelliğini kaybetmesi ile gelmez olduğunu görmeye başladık. Bodrum 1940'ların 60’ların kasaba ruhunu kaybetmeye, mini İstanbul olmaya başladı. Bununla birlikte kasaba sorunlarını büyükşehir örnekleri ile çözmeye çalıştık. Bir zamanlar kiliseyi yıkıp yerine halk eğitim binası yapan zihniyet, şimdi halk eğitim binasını yeniden kilise yapalım diyor. Yıllar önce Bodrum’a büyük marketlerin, alışveriş merkezlerinin gelmesine ses çıkarmayanlar şimdi isyan ediyorlar. Çirkin politika her şeye egemen oldu.

'TEK KURAL KURALSIZLIK'



Her isteyen her istediğini yapmaya başlayınca da Bodrum’un geleceğini belirleyen tek bir kural kaldı ortada, kuralsızlık. Bodrum’da 1950’li yıllarda kullanılan Willys marka nostaljik cipleri tekrar nasıl devreye sokacağımızı konuşuyor olsaydık. Keşke her köşe başına trafik lambası ve MOBESE kamerası koymak zorunda kalmasaydık. Keşke yıllar önce Bodrum’un sahip olduğu butik kent özelliğini koruyabilseydik. Hala ümit varmı? Bence var. Yeterki Bodrum’un kasaba ruhunu tamamen kaybetmesine izin vermeyelim. Büyükşehir paranoyasıyla değil Ege ve Akdeniz’in kültürünü yansıtan özelliklerini ön plana çıkartarak Bodrum’u geleceğe taşıyabiliriz.”

AKREP SOKAN ÇOCUK...

Bodrum Belediye Başkanı turizmci Mehmet Kocadon da, özellikle 1970’lerden sonra Bodrum’da çok şey değiştiğini, akrep sokan çocuğun koyun postuna sarıldığı günlerin çok geride kaldığını söyledi. Bodrum'un büyük darbeyi 1980’lerin başlarında ikinci konut, kooperatifler ve beş yıldızlı devasa otellerle yediğini ifade eden Kocadon, “Bodrumlu kendini bekleyen sorunla da aynı zamanda tanıştı ve bugün artık turist çarşıya inmez oldu. Geçmişe dönüp baktığında anladı ki o turist aslında Bodrum’un doğasına geliyordu. Bodrum ve Bodrumlu herkese kucak açtı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hoşgörü, demokrasi sevgisi ve inancını göremezsiniz. Çünkü kentin geçmişindeki 5 yıllık kültürün izlerini hala yaşıyoruz. Bodrum’u eski fotoğraflara bakarak anmak yerine eski ile yeniyi kaynaştırıp yaşatmak istiyoruz” diye konuştu.

Yaşar ANTER/BODRUM (Muğla), (DHA)