Galata her geçen gün gelişmeye, yenilenmeye devam ediyor. Ünlü tasarımcılar, ilginç restoranlar, kafeler, tarihi ve turistik semt Galata’ya taşınıyor. Galata şimdi de yepyeni bir mekana ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin ilk Türk şarap butiği olan Sensus’ta 350 çeşit Türk şarabı ve farklı lezzetlerde Türk peynirleri yer alıyor... Galata Kulesi’nin ana girişinin karşısında yer alan Sensus Şarap Butiği Anemon Oteller Grubu’nun bir girişimi. Anemon Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Akçura’nın girişimiyle açılan Sensus, Türk şarabını turistlere tanıtmayı amaçlıyor. Bu yüzden butikte ithal şarap da, peynir de yok. Her şey Türk malı! Butikteki iki büyük degüstasyon masası şarap tatmak ve keyif yapmak için düşünülmüş. İsterseniz bar kısmını da tercih edebilirsiniz. Sensus’ta dilediğiniz Türk şarabını bulmak mümkün. Belirli bir markayla anlaşması olmadığı için bütün Türk şarap çeşitleri bulunuyor.

Şatoyu andırıyor

Yakın temas’ anlamına gelen Sensus’ta farklı şaraplarla yakın temasa geçiyorsunuz. Dilerseniz satın alıp evinize götürüyor, dilerseniz uzmanından bilgiler alıyor ve şarap tadımı yapabiliyorsunuz. İşin uzmanı İlhan Olam size her konuda yardımcı olmak için Sensus’ta hazır bekliyor. İlhan Bey Balıkesir Üniversitesi Turizm Otelcilik Meslek Yüksekokulu mezunu. Daha önce pek çok 5 yıldızlı otelde sommelierlik yapan İlhan Bey “Açıldığımız günden beri epey ilgi gördük. Özellikle turistler yoğun ilgi gösteriyor.

Ben de hangi yemeğin hangi şarapla gideceği, ne zaman hangi şarabın tüketileceği konusunda insanları bilgilendiriyor ve yeni sommelierler yetiştiriyorum” diyor. Sensus’un en önemli özelliklerinden biri görkemli bir şatoyu andırması. İçeri girdiğinizde kendinizi 19. yüzyıla ait bir şatoya girmiş gibi hissediyorsunuz. Açıkçası öyle de karşılanıyorsunuz. Her yer taştan, bu yüzden içerisi her zaman çok serin. Dışarıdaki sıcaktan kaçmak için ideal. Sensus’ta İlhan Bey’in hazırladığı tadım setleri de var. Setlerde ya firmaya ya da üzüme göre hazırlanmış küçük bardaklarda dört farklı şarap sunuluyor. Tabii bir de peynir. Sensus’ta şarabın yanına yerli peynir çeşitlerinden dilediğiniz gibi tabak yaptırabiliyorsunuz. Ya da satın alıp evinize götürebiliyorsunuz. Hangi tür peynirle hangi şarabın gideceğini öğrenmek için İlhan Bey’e danışabilirsiniz. Peynir çeşidi bol, gravyer, civil peyniri, otlu peynir, eski kaşar bunlardan birkaçı.

Eski"ehir’de de aç lacak Görkemli bir yapıya sahip olan Sensus’ta fiyatlar da uygun. “Ürünleri fabrikalardan satın aldığımız için aracı maliyetimiz yok. Anemon Otel’leri bünyesinde olduğumuz için kira da ödemiyoruz. Bu yüzden fiyat politikamızı düşük tuttuk” diyor İlhan Bey. Butikte 5 TL’ye de, 100 TL’ye de şarap var. Ama en pahalısı 100 TL’yi aşmıyor. Kendi şapapları Ventus ise 10 TL’ye satılıyor. Yeniden doğuş anlamına gelen Ventus cabernet, merlot, shiraz harmanı yeni bir şarap. İlhan Bey Ventus’un özelliklerini şöyle anlatıyor: “Asit oranı yüksek. Baharat ve meyvemsi tatları yoğun olarak hissetmek mümkün. Ben Türk yemekleriyle tavsiye ediyorum.” diyor.

Peynirlerde ise gravyerin kilosu 42, eski kaşarın 25 TL. Bir de fırsat reyonunun bulunduğu butikte evlere paket servisi yapılıyor. Ancak siparişinizin en az 500 TL olması gerekiyor. Sensus şimdilik sadece İstanbul’da bulunuyor ama İlhan Bey çok yakında Eskişehir’de de açılacağının müjdesini veriyor. Bir sonraki durağın ise İzmir olması düşünülüyor.

Toprağın güneşten olma oğlu: Porto şarabı

Portekiz Avrupa’nın güneybatısında İber Yarımadası’nda bulunuyor. Ülkenin en ünlü liman şehri olan Porto uzun seneler diğer liman kentleri gibi eğlence hayatının merkezi konumundaydı. Bu anlayış bugün pek kalmadı. Ancak yaklaşık 5 asırdır uzun gemi yolculuklarının içkisi olan Porto şarabı hiç değişmedi ve dünyadaki şanını hala sürdürüyor. Douro Nehri’nin ağzında bulunan yamaçlarda yetiştirilen üzümlerden yapılan bu özel içki, dünyanın en lezzetli tatlı şarabı olma özelliğini taşıyor. Bunda en büyük etken elbette ki iklim şartları...

Porto şarabı neden bu kadar lezzetli?

Porto şarabının asıl lezzeti Douro Nehri kenarındaki yamaçlık bağlardaki mikro klimadan kaynaklanıyor. Öyle ki, Porto şarabı için “Toprağın güneşten olma oğludur” deniyor. Bağlarda yetişen üzümler yamaçlarda bol bol güneş topluyor. Akşamsa esen serin rüzgar nehirden nemli havayı getiriyor. Böylece üzümler kendilerini toparlama ve serinleme fırsatı buluyor. Üzümlerin gündüz aldığı sıcaklık geceleri kendi içinde şekerlenmelerini sağlıyor. Porto şarabı, lezzetini, alkolle kuvvetlendirilmesine borçlu. Normal şarap gibi fermente edilse de fermantasyon süreci, içine alkol eklenerek durduruluyor. Ve üzümdeki şeker miktarı şarabın içinde sabitleniyor.

Ağızda burukluk hissi uyandıran ‘tanen’ adlı madde Portekiz üzümlerinde biraz daha fazla var. Bu burukluk verici madde şarabın acı olmaması için içerisine bir miktar da şeker bırakılmasıyla hissedilmiyor. Lezzet dengesini sağlayan tanen ve şekeri, alkol tamamlıyor ve Porto şarabı ortaya çıkıyor. Şarabın içeriğindeki alkol, Porto şarabının 50 seneye kadar yıllanabilmesini sağlıyor. Bu lezzetli içkinin doğuş hikayesiyse ilginç. 17. yüzyıl sonunda çok yüksek vergilerden dolayı İngilizler’in en sevdiği şarabı üreten Fransa-Bordeaux’dan şarap ithal edilemiyor. İngilizler de politik nedenle koyulan bu amborga karşısında şarapsız kalınca yeni bir arayışa geçiyor ve Portekiz şaraplarına yöneliyor.

Ne yazık ki, bu narin şarapların Portekiz’den İngiltere’ye yapacağı uzun deniz yolu seyahati, şarapların çabucak bozulmasına neden oluyor. Bu nedenle, Portekiz’den getirilen şarapların bozulmasını engellemek için şaraplara brandy katılarak alkol seviyesi yükseltiliyor. Böylece ortaya çok lezzetli olan tatlı Porto şarabı çıkıyor.

65 kırmızı 20 beyaz üzüm çeşidinden yapılıyor

Porto’da dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan lezzette 65 kırmızı, 20 beyaz üzüm çeşidi var. Genellikle kırmızısı tüketilen Porto şarabının da başlıca birkaç çeşidi bulunuyor. Milesime isimli Porto, 10- 15 yıl arası dinlendirilen çok kaliteli bir şarap. Milesime Porto’ya çok benzeyen bir başka türse Crust Porto. Bu şarap birkaç lezzetli Porto şarabı karıştırılarak yapılıyor.

Dolgun yapısı ve güçlü bir aroması var. Tawny isimli Porto şarabıysa farklı yıllarda üretilen Porto şarabının harmanlanarak meşe fıçılarında dinlendirilmesiyle elde ediliyor. Ayrıca sindirimi kolaylaştırıcı bir yapısı var. Ruby Porto çeşidi ise 3-5 yıl fıçıda dinlendiriliyor. Adını rengi olan yakuttan alıyor. Çok renkli ve canlı bir duruşu var.

Porto neyle içilir?

Porto şarabı yemekten önce tonik ile karıştırılabiliyor. Buna ‘Portonic’ deniyor. Genelde bunun için Ruby çeşidi uygun görülüyor. Ayrıca bu şarabın yanında badem, kayısı, somon atıştırılabiliyor. Kuvvetli, küflü peynirler de Portolar’ın yanında güzel gidiyor. Tawny çeşidi peynirlerle çok daha iyi gidiyor. Çikolata ve tatlılarla da içilebilen bu şarap yemekten sonra da lezzetini gösteriyor.