Erkut Can Bu logo Türkiye'ye yakışmadı...
HABERİ PAYLAŞ

Bu logo Türkiye'ye yakışmadı...

Sayın Cumhurbaşkanı sizinle aynı fikirde değilim

Çırağan Sarayı’nda heyecan. Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin koordinasyonu ile 1.5 yıl önce başlatılan çalışmanın sonucu açıklanıyor. Bir pano çıkıyor ortaya. Çoğaltılmış 5 motif arasında bir logo. Nedir bu ya...

Türkiye’nin yeni markasıymış. Kasnağa işlenmiş kanaviçe gibi bir Turkey deseni ve altında ‘Discover the Potential’ yazısı. Ancak Cumhurbaşkanı tercümesinin onun istediği gibi yapılmasını istiyor. Logoyu İstanbul’da da şubesi olan Londra merkezli Saffron firması yapmış. Merak ediyorum bu logoyu kendileri mi yapmışlar, yoksa şöyle olsun diyenlere mi uymuşlar. Niye mi şüpheci oldum?

Haberin Devamı

Baksanıza Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisi söylüyor. Daha başbakanken taslakları görmüş ve bu logonun T ve K harflerinin tasarımına destek vermiş. Firma Türkler’in kilim, halı, el sanatları ve mimari alanlarda kullandığı motiflere çağdaş anlamlar yüklemişmiş. Yüklemez olaydı. Logoyu 8 motif oluşturmuş. Hayır. Panoda sadece 5 motif var. Renk değiştirerek çoğaltılmış.

Logoda ise 5 motif dışında ne olduğu belli olmayan dolgu malzemeleri var. Bu motiflere birer de anlam yakıştırılmış. Neymiş? Yükselişi, sinerjiyi, dünyayı, gücü, özgüveni, inovasyonu, birlikteliği ve harmoniyi simgeliyormuş. Ne logo değil mi? Ama anlamları arasında boğulmuş. Bu logoyu görenler artık o malın Türkiye’de üretildiğini anlayacakmış. Made in Turkey markası demek ki anlaşılmıyormuş(!).

Gelelim konuya.

Bir logoda ana prensiplere. Tatbiki Güzel sanatlar Akademisi grafik bölümü mezunu olduğum için bu konuda fikir yürütmeyi kendime hak görüyorum. Kısa kısa...

* Temel olgu basitlik ve sadeliktir.

* Hemen iletişim kurmalı, anında etki yaratmalıdır.

* Kolay hatırlanmalıdır.

* İnsan beyni gereksiz ayrıntıları atar. Sadelik şarttır.

* Her alanda kolayca kullanılabilmelidir.

* Rengi çağrışım yapmalıdır.

Peki bu Türkiye logosu doğru mu?

Karmakarışık. Sadelikten eser yok. Hiçbir etki yaratmıyor. Şu şu anlamlarının yanına bir de açıklama eki lazım. Kullanım kolaylığı yok. Küçülünce motifler birbirine girer. Ayrıca bu konfeksiyon logosu değil ülke logosu. Herkes Türkiye’yi kırmızı rengiyle tanır.

Haberin Devamı

Her ülkenin logosunda bayrağından bir renk vardır. Bizde o da yok. Yani bu logo Türkiye değil. Bence verilen milyon euro’lar boşa gitmiş. İşte bütün bu nedenlerle, sizinle aynı düşünceleri paylaşmıyorum Sayın Cumhurbaşkanı. Bu logo güçlü, büyüyen, çağdaş Türkiye’ye yakışmadı. Ve o gün siz konuşurken evet anlamında başını sallayan, her biri muhteşem logolara sahip zevata soruyorum:

Siz bu logoyu gerçekten beğendiniz mi?

TEZKERE GEÇTİ AMA...

Tezkere Meclis’te kabul edildi. AK Parti hazır kıtaydı, desteği MHP verdi. Hayır deseydi salt çoğunluk bulunamayacaktı. Böylesine önemli bir konu oylanırken, 60 AK Partili Hac’da. İşin garibi yeni Türkiye’nin, yeni Başbakanı da Meclis’te yok. AK Partililere sormak lazım; “1 Mart tezkeresine hayır demiştiniz. Şimdi ne değişti de evet dediniz?” diye. Askerimizin başına çuval geçiren kadim müttefikimiz ABD de memnuniyetini hemen 1 saat sonra belirtti. Dilerim birilerinin bitmek bilmeyen ihtirası için bu ülke bedel ödemez.

Haberin Devamı

* Ne olacak şimdi? Türk askeri Suriye’ye, yabancı askerler Türkiye’ye mi girecek? Anlaşılan o ki yeni bir ‘Çekiç Güç’ ile uğraşacağız.

* IŞİD’i bombalayan Amerika bu katiller Türkiye’ye kaçarsa Türkiye’yi de mi bombalayacak?

* Biz IŞİD bahanesiyle Suriye’ye girersek içimizdeki IŞİD’liler ne olacak?Bize verecekleri zararı nasıl kontrol edeceğiz?

İşin en önemli noktası ise Süleyman Şah Türbesi’ndeki 50 kişi oldukları söylenen vatan evlatlarının akıbetlerinin ne olacağı. “Her şey planlandı, 3 dakikada tepelerine ineriz” diyorlar. Ya bu caniler bizden önce türbenin tepesine inerlerse? Tezkereyi geçirenlerin, bu 50 kişi için bir saniye bile bekleme lüksü yok.

Dileyelim ki; ‘velev ki’ torbası oluşturulurken, bu konu da ele alınmıştır. Yine dileyelim ki; aksi bir olasılık inşallah bize ağır bedel ödetmesin.

GÜLBEN ERGENE BİRİSİ DUR DEMESİN...

Gülben Ergen bir hafta önce ikinci evliliğini yaptı. Başak sapları ve lavantadan oluşan gelin çiçeği ile. Kutluyorum. Asıl kutlamam ise 2010 yılında kurduğu ve başkanlığını yaptığı ‘Çocuklar Gülsün Diye’ derneği için. 2 derslikli 24. yuvasını da miniklerimize hediye etti.

Tokat’ın Reşadiye ilçesindeki siftah, şimdilik Gaziantep’te nefeslendi. 2350 çocuğu yuvaya, 80 öğretmeni işe kavuşturdu. Şimdilik sırada iki tane daha varmış. Her şey iyi güzel de korkuyorum. Bu güzel kadının, güzel çabasına birileri köstek olmasın diye. Önce ‘Başkasının parasıyla reklam yapıyor’ dediler. “Ben laik, inançlı bir Cumhuriyet kadınıyım. Okul öncesi eğitim lüks değil gerekli.

Ben sadece hayır yapmak isteyenlere aracı oluyorum” diyerek bu ithamı savuşturdu ve yoluna devam ediyor. Ancak bizden ve bizden olmayan denen bir ayrımcılıkla yaşıyoruz. Korkum birisinin ya da birilerinin çıkıp kıskançlıkla bu ulvi çabaya ket vurması. “Bu bizim işimiz, devletin işi” diyerek. Hesapların incelenmesi ve mutlaka bir açık bulunması. Ve diyorum ki; ağzımdan yel alsın.

Bugün 24 olan yuva sayısı 104 olsun. İnşallah.

ALLAH MI SÖYLETTİ NE

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde ders verdi ama bütün üniversitelilere seslendi. “Üniversitelerimizde düşünce özgürlüğünün en önemli sahipçisi olacağım. Kimse üniversitelerde farklı düşüncelerin ifade özgürlüğüne sınır getiremez. Böyle olursa özgürlükten bahsedebiliriz.” Hay ağzın dert görmesin Sayın Başbakan. İnşallah bu dil sürçmesi değildir. Hem koca hocanın dili sürçmez değil mi? O zaman Başbakan’a sormak lazım.

* Harçlar yüksek diyen.

* Daha fazla özgürlük isteyen.

* Derdini elindeki kartona döken.

* Çevreye sahip çıktığı için hapiste olan üniversitelilerimiz için ne düşünüyorsunuz?

Ey üniversite gençliği. Bu sözlerin söylendiği tarihi ve söyleyeni not düşün. Hele ki bireyin özgürlüğü kılıfı içinde 9 yaşındaki kız çocuklarına okulda türban serbestisi getirildiği bu günlerde. Ve fikirlerinizi savunurken aman hata yapmayın. Yumurtaya bulaştırmayın.

BİZ VARIZ BİZ

Gülen Cemaati’ne yakınlığı ile bilinen Kimse Yok Mu Derneği’ne 2007 yılında verilen izinsiz yardım toplama hakkı 7 yıl sonra iptal edildi.

Bakanlar Kurulu Kimse Yok Mu Derneği’ne, ‘Biz varız biz!’ dedi. Genel tanımlamasıyla ‘Paralel’le savaş, kamunun her alanındaki kişilerin yok edilmesi, okul ve dershaneleri kapatma kararından sonra, muhtaçlara yardım ulaştırılmasına kadar uzandı.

Bildiğim kadarıyla bizden, sizden farkı gözetilmeden muhtaç kişilerdi hedef. Keşke buna engel olmasalardı. Ama “Başkalarından yardım beklemeyin. Biz varız biz!” derlerse ne ala.

MERAK BU YA

* Aferin Sümeyye’ye. Babası Cumhurbaşkanı olunca AK Parti Genel Başkan Danışmanlığı’ndan istifa etti. Ama babası onsuz yapamaz. Köşkte kadro çok. Bakalım yeni işi ne olacak?

* Bakanlık açıkladı. Eylül’de 143 işçi, 9 ayda 1414 işçi iş kazalarında ölmüş. Bu fıtratın sonu ne zaman gelecek?

* ‘Alın o gavatı’, diyene şikayetçi yok takibat yok. ‘Gavat sensin’ diyene şikayetçi var, takibat da var. Bakalım hukukta emsal şıkkı işleyecek mi?

* Başbakan Davutoğlu AVM esnafının sabahları AVM’lerini toplu dua ile açmasını istedi. ‘Ahilik geleneği böyle’ diye. Kimse üstünde durmadı. Ne dersiniz AVM yönetmeliklerine er geç girer mi?

* Bakan Mehdi Eker gıda aracılarına savaş açtı. Yıllardır açtığı gibi. Yanına yardımcılar arıyor. Bu yardımcılar yine aracılardan olmasın.

* Hac’dan dönenler bakalım Ebola testine tabi tutulacaklar mı? Yoksa Kabe’de Ebola mebola olmaz mı denecek?

* Lacoste, Burberry markalarının Türkiye temsilcisi Ahmet Eren, “Ürünleri ben bile pahalı buluyorum. Ama lüks tutkusu yavaşlamıyor”, diyor. Doğru. Ama yavaşlamayan lüks tutkusunun sahipleri için ‘iktidar denizinde gemisini yürüten yeni kaptanlar’ demek yanlış olur mu?

ZAMANE BAYRAM MESAJLARI

* Kurban alacak paran yoksa Bülent yaz 9999’a gönder, Bülent Ablan sana kurban olsun.

* Ahmet Abi bayram namazını nasıl kılıyorduk? İki salla bir makara mıydı?

* IPhone’da her şeyi kolayca silebilirsiniz yazıyo. Günahları hangi tuştan sileceğim knk?

* Baba kurban için acele etme. 23 milyon koyundan nasıl olsa bize de düşer.

* Ellerinden öper bayramını kutlarım. Biraz kontür at da ben de mutlu olayım.

Bayramınızı tevhid-i imaniye ve uhuvveti-i İslamiye’de ittifaken tevazu ve telaifle tebrik eder alem-i İslama, malik-i İslama ebediyen saadet niyaz ederim. Yoksa anlamadınız mı? Bayramınızı kutlamak istemiştim.

CIZZZZ

Ali Ağaoğlu enteresan bir adam. Bunca işinin arasında Türkçe’ye sözcük kazandırmaya da vakit buluyor.

Sayesinde yeni bir tanımlamamız oldu: ‘Ortanca eş’ Biz ortanca kelimesini kardeşler için kullanırdık, o yeni bir anlam kattı. 3 eşinden 2’ncisine işyeri açtığını böyle anlattı.

Vefasını da alkışlamak lazım. Türkiye’ye yeni bir kentsel dönüşüm müteahhidi kattığı için.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder