Şirin Sever Bu papa hikayesi son zamanların en konuşulan işi
HABERİ PAYLAŞ

Bu papa hikayesi son zamanların en konuşulan işi

Haberin Devamı

RTÜK’ün, terör saldırılarından sonra televizyonların nasıl yayın yapacağı konusunda koyduğu ‘acayip’ kurallar, vatandaşı iyiden iyiye internete yönlendirecek belli ki...

Zaten izleyici, mevcut dizi yayıncılığından ‘illallah’ demişti... Birbirinin aynı senaryolar, gereksiz uzun süreler, yasaklar, bip’lemeler buzlamalar derken; internet televizyonculuğunda yeni atılımlar aciliyet kazandı.

Netflix, Doğan grubunun Blu TV’si, Doğuş grubunun Puhu TV’si derken alternatif platformlar arka arkaya yayınlara başladı. Ki bu izleyici için şahane bir olay.

Kısırdöngüden kurtulmak demek, alternatif işler demek, çeşit ve özgürlük demek, Amerika’da yayınlanan dizilerin anında Türkiye’de de izlenebilmesi demek. Şimdilik bende durum şu:

BU NASIL OYNAMAK!

Jude Law’ın Vatikan’ı çileden çıkaran, sıradışı ve devrimci bir papayı oynadığı ‘The Young Pope’ yüzünden Blu TV’ye büyük sarmış durumdayım. Şu ara herkes bu diziden bahsediyor, nereye gitsem bu diziyi konuşuyor. Zira hikayesiyle ve Jude Law’ın ağızları açık bırakan oyunculuğuyla müthiş bir iş. Zaten Jude Law’a bakıp bakıp “Bu nasıl oynamak birader?” dememek içten bile değil!

Normal ekranlarda böyle netameli bir işi izlemek mümkün olur muydu sizce?

Ama şimdi mümkün. Bu merakla Blu TV’nin ilk online dizisi ‘Masum’la da tanışmış oldum. Onu alttaki yazıda yazdım ama Blu TV’de icraatlar bu kadarla kalmayacak. İkinci bir dizi için kollar sıvanmış durumda, özel belgeseller yakında, yüzlerce dizi film ve içerik de halihazırda yayında.

Bu hizmete de ayda 9.90 TL ödeyerek sahip oluyorsunuz; cepten, tabletten, her yerden yayınları izleyebiliyorsunuz.

Artık çok belli... Dört bir tarafı yasaklarla çevrili güzel ülkemizde, internet televizyonculuğu önümüzdeki dönemin en önemli hikayesi. Bunu daha çok konuşacağız.

'Masum'u izledim 'Oh be' dedim...

Blu TV’de yayınlanan Türkiye’nin ilk internet dizisi ‘Masum’u Berkun Oya yazdı. Seren Yüce yönetti.

Haluk Bilginer, Nur Sürer, Ali Atay, Serkan Keskin, Tülin Özen’den oluşan efsane bir kadro var.

Polisiye, aile sırları derken iyi bir gerilim söz konusu. Ve topu topu 8 bölüm. Her biri 50 dakika.

Yani tadı damağınızda kalıyor. İzlerseniz bitecek diye ödünüz kopuyor. Günlerce, haftalarca aynı konunun etrafında dolaşıp durmuyor, insanın içini şişirmiyor, dizinin süresi dolsun diye oyuncular mal mal bakışmıyor...

Gereksiz hassasiyetlerle iç baymıyor. Tabelalar, markalar, kıyafetler buzlanmıyor, rahat rahat içki içiliyor, küfür ediliyor. Yani gerçek hayattaki gibi. Gerçek hayatta olduğu kadar. ‘Oh be’ diyorsun.. Tekdüzelikten boğulan dizi sektörünü de, izleyiciyi de bu internet yayıncılığı kurtaracak inşallah.

En azından öyle olmasını umuyoruz. Bize dayatılan, ‘başka şansınız yok’ denilen geleneksel televizyonculuğu sarsacak bir akım olur hevesiyle izlemeye devam.

Not: Serenay Sarıkaya, Ozan Güven, Mehmet Günsür ve Berrak Tüzünataç’ın oynadığı ikinci internet dizisi ‘Fi, Çi, Pi’ de mart ayında Puhu TV’te başlayacak. Kitaplarını bir solukta okumuştum, bu şahane kadroyla dizisi nasıl olacak merakla bekliyorum.

Donald Trump'a dönüşen aşk doktoru

Erhan Yazıcıoğlu yeni oyunu ‘Aşk-ı Memduh’ta Donald Trump kılığına girmiş. Fotoğraflarını görünce çok güldüm. Hemen aradım kendisini, “Yalnız göz altlarına biraz daha beyaz kapatıcı sürmek lazım” dedim. O da “Farkettim” dedi, ekledi: “Makyajı kendim yapıyorum, biraz da yanık gösteren fondöten kullanacağım. Pazartesi de nasıl Trump’a dönüştüğümü gösteren bir video yayınlayacağız, izle mutlaka...”

“PARA, GÜÇ, PETROL BENDE”

Erhan Yazıcıoğlu 4 yıl aradan sonra Donald Trump rolüyle sahneye çıkacak. Oyunda bir aşk doktorunu oynuyor. İlişkilerle ilgili tavsiyeler verirken Trump’a dönüşüyor; “Para bende, güç bende, silah bende, petrol bende” replikleri başlıyor.

‘Dünya Dönüyor’ şarkısını da deforme edip söylüyor. Anlattığı kadarıyla matrak bir oyun. Donald Trump’ın her yeni konuşması da oyuna eklenecek; yani oyun güncellenecek. 13 Şubat’ta başlıyor, şimdiden izlemek için notumu aldım. Takipte kalın.

Ablan gerçekten starmış bebeğim!

Sosyal medyada paylaştığı videolar ve ‘Ablan star bebeğim’ repliğiyle ünlü olan Kerimcan Durmaz’ı artık hepimiz tanıyoruz. Hepimiz tanımaya başladığımız için de herhalde; fiyatını ikiye katlamış. Asıl işi DJ’lik. Şu ara ekranda, bir moda programında jüri üyesi. Bu yüzden 2 saatlik DJ’lik için istediği ücreti 25 bin TL’ye çıkarmış. Bazen okuduğum bu haberlere anlam veremiyorum ama gözlerimle görünce ikna oluyorum...

Birkaç hafta önce Kıbrıs’taki Elexus Hotel’de Ebru Gündeş’i dinlemeye gittik. Kerimcan da sahne önündeki masada, dostlarıyla eğleniyordu. Program bitmeye yakın ortalık karıştı. Gençler, kadınlar Kerimcan Durmaz’ın başına üşüştü, fotoğraf yarışına girdi. Ebru Gündeş bile umurlarında değildi o an.

Daha önce de Nişantaşı’nda bir kafede aynı manzarayı gördüm. Bunlara şahit oldukça da fenomen olduğuna inandım! Bir sebebi vardır herhalde... Ona da psikologlar baksın artık.

Barış Manço'nun 'Hayır'ı

Ne Sezen, Ne Demet, ne de başka biri...

Barış Manço’nun ‘Hayır’ şarkısı bu ara en moda, en ‘liste başı’, en çok dinlenen şarkı. ‘Hayır hayır, yüz bin kere hayır, inanmıyorum sana’ diyerek haykıran Manço, şarkısının referandum sürecinde ‘Hayır’cılara bu kadar uyacağını, yarayacağını görse ne derdi acaba? Rahmetli, öyle bir şarkı yapmış ki, yıllar sonra bile gündemde. Nurlar içinde yatsın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder