Mesut Yar Bu sefer en zoru...
HABERİ PAYLAŞ

Bu sefer en zoru...

Haberin Devamı

Hadi hayırlısı. Bayram bitti, tatili de ardından. Ve büyük koşu dün itibarıyla başladı. Bu sezonu kim önde kapatır çok emin değilim. Belli olan tek şey piyasayı yine dizilerin belirleyeceği. Belki biraz da gündüz programları... Okan Bayülgen’in bayramda yaptığı röportajda belirttiği gibi “diziler bittikten sonraki yapımların yatırım olarak bir değeri yok”. Paranın olmadığı yerde prestij de iş yapmıyor maalesef. Herkes için zor bir sezona girdik. Dilerim izleyici kazanır. Başlangıç çizgisinden bakınca kanalların kazanmayacağı çok net görünüyor çünkü!


Silüeti bile yok...

Dünya gözüyle gördüğümüz yakışıklı ağabeyimiz Tarık Akan’ı yitirdik. Ardından söylenecek çok şey bıraktı. Bir de derin ayak izleri kaldı; sinemada, düşün ve yazın hayatında... Önceki gün son yolculuğuna uğurlarken hemen tüm kanalların canlı yayınla mendil salladığı Tarık ağabeyi ortalıkta az görünüp ortalık için artı değer yaratma çabasıyla hatırlayacağım... Dünya görüşü farklı olanlar nasıl hatırlar bilemem. Ama şu bir gerçek ki mevcutta boşluğunu dolduracak bir silüet bile göremiyorum. Nur içinde yatsın...

Bir son durum raporu alırsak...

Bayramın kazananları bana göre yan gelip yatmayanlar oldu. Zuhal Topal (Star TV), Esra Erol (atv) ve izdivaç programları ekrandaydı. Belki öyle ahım şahım bir reyting yapmadılar ama varlıkları “ekranın devamlılığı” ilkesine uygun bir yayın politikasıydı... Bir de sanırım Mehmet Ali Erbil, Çarkıfelek (Show TV) zinciriyle son zamanlarının en parlak dönemini yaşıyor oldu. Bantları iyi hazırlanmış bayram programları ekran karşısına geçen sınırlı sayıda izleyiciyi kendine çekti. İlker Ayrık (Star TV) desen o da kazananlardan oldu... Diziler belki harcadıkları kadar parayı çıkartamadılar ama ekranda yeni bölüm görmek önemliydi. Son olarak bayram molası veren tartışma programları sayesinde izleyici bir miktar mola lüksü kazandı. Bu da bir şeydir!

Laf bitmedi

Burada Laf Çok programı haftanın önce beş sonra da dört gecesi ekrana getirdiği konukları ve mütevazı sohbet ortamıyla televizyonun klasikleri arasına girdi... Tevazua gerek yok. Çünkü bunu hep birlikte yaptık; sunan, katılan, izleyen ve yayınlayanlarla birlikte. Burada Laf Çok, bu sezon ekranda olmayacak. Ama haftanın ondan boşalan günlerine talip çok... Mesela sevgili Emel Müftüoğlu, 360 TV’de yayınlanmaya başlayan dört gecelik talk şovu ile gecelere iddialı bir giriş yaptı. Okan Bayülgen’in de eli kulağında. İzleyecek bir şey bulamamaktan yakınan birilerine alternatif seyirlik olacaklarını düşünüyorum. Hayırlısı artık...

Diziler için önemli bir adım

Rengarenk (atv) için gösterilen çaba bana ilginç geldi. Dizi yuvarlanıyordu. Başrol oyuncularından biri gitti. Olması gereken “hoşça kalın” demesiydi ama tersi oldu. Dizinin hem oyuncuları, hem ismi (yeni adı Kaçın Kurası oldu) hem de içeriği değiştirildi ve atv ekranında yayında kaldı. Demek ki neymiş, arkasında durulunca, az da bir torpil geçince diziler de ölümsüz olabiliyormuş. Bunun son birkaç yıl içindeki ilk ve tek örneği (Yer Gök Aşk’ı saymazsak) olan Rengarenk dizisine yeni ömründe ve açtığı yolda başarılar dilerim...

Akıl kayınca...

Bir akıl kayması izleyiciyi heyecanlandırdı. Bayram molası vermeden önce yazdığım devam edecek diziler arasında bulunan Hayatımın Aşkı (Kanal D) son buldu... Dizilerin bitirilme kararı alındığı anı hep merak ederim. Mutlaka karşılıklı bir karardır ama ne bileyim ikili bir vicdan sızlaması yaşanır. Sonra o sızı önce sete, ardından izleyiciye yayılan bir virüs gibi ciddi kalabalıkları sarıp sarmalar. Acıdır. Dilerim daha az yaşar, daha az yanılırız artık... Bu arada sessiz sedasız yayından kalkan O Bana Çok Benzer (Show TV) ve Para Odası (Kanal D) için de bir mendil sallayalım. En azından yüzümüzü güldürmeye çalıştıkları için...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder