Pazar Postası Bu sergi mis gibi kokuyor
Paylaş
Bu sergi mis gibi kokuyor

Ressam İsmail Acar'ın sergisi '5 duyu: Kırmızı Oda Beyaz Oda'ya gitmek için yola koyuldum. Dünyanın birçok ülkesinde pek çok sergiye gitmiştim. Ama bu sergide yaşayacağım deneyim bambaşka olacaktı...

MERVE ÖZAYTEKİN

Haberin Devamı

mozaytekin@posta.com.tr

Heyecanlıydım. İlk kez bir sergiyi koklayacak, dokunacak, tadacak, duyacak ve görecektim. İlk defa, görme engelli arkadaşlarımızla aynı sanat eserini hissederek ortak hisleri paylaşacaktık.

Sergi alanına gitmek için Galata Kulesi’nin yanından kıvrıldım, Lüleci Hendek Caddesi’nden aşağı doğru yürümeye başladım. İsmail Acar’ın sergi alanına yaklaştıkça farklı bir koku beni kendine doğru çekti

Beyaz oda, kırmızı oda

Önce saf, temiz, taze kokan Beyaz Oda’ya girdim. Ardından kokuyu tamamlayan beyaz çikolatalardan ağzıma attım. Sakız aromalı çikolatanın tadı sayesinde beyaz rengini daha yoğun hissediyordum artık. Süt kadar ak odada, gözlerim İsmail Acar imzalı semazen tablolarına gitmişti bile. Buradaki plazma ekranda semazen gösterileri yayınlanıyordu. Duyduğum semazen nefesi dünyevi karmaşadan çekip alıyordu beni. Kırmızı Oda’da aldığım koku kırmızı meyveleri çağrıştırıyordu.

Haberin Devamı

İkram edilen çilek aromalı çikolatayı attım ağzıma bu sefer. Kırmızı rengi hissediyordum. Kırmızının hakim olduğu tablolar eşliğinde kendimi serginin ruhuna bıraktım. ‘5 duyu: Kırmızı Oda Beyaz Oda’ sadece bir resim sergisi değildi. Performansları ve mekan düzenlemesi ile sanatı görmeden de algılayabilmeyi sağlayan bir etkinlikti. Görme engelliler ise plastik sanatlara hayatlarında ilk kez bu kadar yakın oluyorlardı. Göremeseler de dokunarak, koklayarak, tadarak eserleri zihinlerine çiziyorlardı.

Kırmızı görenlerin, beyaz görmeyenlerin dünyası

Sergide İsmail Acar’ın eserleri körler için Braille alfabesiyle (körler alfabesi) anlatılmıştı. Her tablonun, her heykelin yanında Braille alfabesiyle eserin tüm detayları yazılmıştı. Eserlerin yanındaki anlatımları körler önce eliyle okuyor, adeta tabloyu görürmüşcesine yaşıyorlardı. Bazı tabloların üzerindeki rölyefler bu nedenle onlar için özel yapılmıştı.

Görme engelliler ellerini tablonun üzerinde gezdiriyor, İsmail Acar’ın ne anlatmak istediğini hissediyorlardı. MG Gülçiçek’in hazırladığı özel esans serginin çağrıştırmak istediği renkleri anlatıyordu. Görme engellilerin yaşadığı deneyim paha biçilmezdi. Ressam İsmail Acar’a serginin nasıl doğduğunu sordum.

Haberin Devamı

Hayatlarında resim olmayan insanlara resmin, sanatın en iyi diğer duyularla anlatılabildiğini söyledi. Neden kırmızı ve beyazı seçtiğini sorduğumda ise cevabı şöyle oldu: “Kırmızı yaşamın, şehvetin, arzunun, hareketin rengi. Yani görenlerin dünyasının rengi... Beyaz ise ebedi dünyanın, kefenin, öteki yaşamın, sonsuz dünyanın rengi. Öteki dünyada sadece ışık vardır. Görmeyenler için de sadece ışık ve hikayeler vardır. Beyaz oda görmeyenlerin dünyasını anlatıyor. Ayrıca sergide Türk bayrağına da görderme yaptım. Her iki dünyada da devam eden uygarlığı anlatıyor”.

Esans rengi çağrıştırıyor

Kokunun, tadın sanatla birleştiği ilk sergi olduğunu söyleyen İsmail Acar sözlerine şöyle devam etti: “Görmeyen arkadaşlarımız içeri girdiklerinde ilk kokuyu algılıyorlar. Duyuları bizden çok daha kuvvetli olduğu için burunları çok keskin. Neyi kokladıklarını, kokunun onlara neyi çağrıştırdığını çok iyi biliyorlar. Sonrasında duvara dokunuyor, Braille alfabesiyle yazılmış yazıyı okuyorlar.

Haberin Devamı

Tablolara dokunarak koku ve tat ile bir serüvenin içinde buluyorlar kendilerini. Görmeyenler bugüne kadar belki birçok kez ressam Osman Hamdi Bey’in yaptığı Türk resim sanatının en önemli eserlerinden ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ adlı tabloyu televizyondan radyodan duydular. Ancak göremediler. Sergide Osman Hamdi Bey’in tablosunun heykelini var. Osman Hamdi Bey’in heykeline dokundular, kaplumbağaları ellediler. Tablonun neye benzediğini artık onlar da biliyor.”

“En önemli parfümörler hazırladı”

Sergi için özel tasarlanan esansı MG Gülçiçek Kurumsal İletişim Direktörü Duygu Beşbıçak Karahan anlattı:

Sergi için özel tasarlanan kokular MG Gülçiçek’in en önemli parfümörleri tarafından hazırlandı. Koku sergide sunulan çikolata tadıyla uyumlu olarak yapıldı. Beyaz renk için tasarlan kokunun adı ‘Edebiyete Davet’. Bu dünyadaki yaşam ve madde alemini sembolize eden Kırmızı Oda için ise hazırlanan esansın adı ‘Hayat Enerjisi’. Karamel ve krem brülenin tatlı notlarını hemen fark ediyorsunuz.

Haberin Devamı

Beyaz Oda’nın esans tasarımında sıcak ve baharatlı notlar var. Tarçın, karanfil ve çikolata akorları, earl grey çayının tazeleyici notları, karabiber, lavanta, ylang ve ada çayının aromatik etkileri hakim. Benzoin, laden, patçuli ve meşe yosununun odunsu notları, derinlerde hissedilen vanilyanın sıcaklığı ile hoş bir kontrast yaratıyor. Dingin ve kalıcı bir huzur veriyor. Kırmızı Oda’da ise meyve notları, ahududu, böğürtlen, tarçın ve incir yaprakları ile bezenmiş bir lezzet şöleni var adeta. İnci çiçeği, gül ve menekşe kokuya çiçekli bir yön katarken, dip notlardan kendilerini gösteren miskler vanilya çubuklarının tatlı notlarıyla eşsiz bir uyum yakalıyor. Enerjik ve çarpıcı...

Sergi ne zamana kadar gezilebilir?

12. İstanbul Bienali paralel etkinlikler kapsamında Aralık Derneği’nin işbirliğiyle gerçekleşen ‘5 duyu: Kırmızı Oda Beyaz Oda’ 27 Kasım’a kadar açık. Sergide satışı eserlerden elde edilecek gelirin bir bölümü, sosyal sorumluluk projelerinde kullanılmak üzere Aralık Derneği’ne bağışlanacak. Yolunuzun Galata’ya düşmesini beklemeyin, sergiye mutlaka gidin. Eşsiz deneyimi siz de yaşayın.

(09.10.2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)