Cumartesi Postası Bu tabaklar insanı neşelendiriyor

Bu tabaklar insanı neşelendiriyor

Paylaş
Bu tabaklar insanı neşelendiriyor

Sırma Berkok Bradley ekranlarda elmadan armuta, havuçtan spagettiye kadar mutfakta eline ne geçerse onunla harikalar yaratıyor

Mantardan yedi cüceler, kabaktan fincanlar, yufkadan elbiseler, elmadan ağızlar yapıyor. Moda’daki evinin mutfağında çekilen, ‘Neşeli Tabaklar’ adlı programında yemek tasarım alanındaki tüm hünerini izleyiciyle paylaşıyor. ShowMax’te yayınlanan ‘Neşeli Tabaklar’ın 7’den 70’e neredeyse herkes takipçisi olmuş. ‘Neşeli Tabaklar’ geçtiğimiz günlerde şimdilik sonlanmasına rağmen facebook’ta açılan grubu kısa sürede 2 bin 700 üyeye ulaşmış.

Sırma Hanım’ı ekranlardan tanıyan aşçı zannedebilir. Ama onun asıl işi sanat yönetmenliği. Jackie Chan, James Bond gibi ünlü filmlerde imzası var. Ayrıca Fatih Akın, Osman Sınav gibi birçok yönetmenle çalışan 48 yaşındaki Sırma Berkok Bradley şimdilerde işini bir kenara bırakmış.

Kendini 15 yaşındaki Riva adlı oğluna ve yemek tasarımına adamış. Röportaj için 5 yaşından beri yaşadığı Moda’daki evini ziyaret ettiğimizde, biz de Sırma Hanım’ın sıcak dünyasına misafir olduk...

Eviniz ekranda gördüğümüz gibi çok şirin. Özellikle de mutfağınız gerçekten sizi yansıtıyor...

Evim adeta sosyal tesis. Mahalleli, apartmanda oturanlar beni çocukluğumdan beri tanır. Herkes evime gelir, mutfaktan kahvesini alır, gazetesini okur, evdeki kedilerle ilgilenir. ‘Neşeli Tabaklar’ programının bu kadar sevilmesinin nedenini de buna bağlıyorum ben. Programı evimin mutfağında çekiyoruz. Stüdyo ortamı olmadığı için herhalde evimdeki bu sıcak ortam ekrana yansıyor. İnsanlar evimin enerjisini hissediyor.

Asıl işiniz sanat yönetmenliği.

Siz hep kamera arkasında detaylarla uğraşan kişi olmuşsunuz. Sofralara eğlence katan tabaklar yaratmak ve ekran karşısına geçme fikri nasıl doğdu? Hayatımda her zaman yemekle sanat bir arada oldu. Yemek yapmaya hep merakım vardı. 17 yıl Armagedon, James Bond, Jackie Chan’in İstanbul’daki bütün sahnelerinin sanat yönetmenliğini, 160’ın üstünde reklam filminin yemek stilistliğini yaptım. Daha sonra Yaşam’ın Kıyısı’nda, Duvara Karşı, Gönül Yarası gibi pek çok filmde, Osman Sınav ve Fatih Akın’la çalıştım. Fakat set hayatı beni çok yordu. Asistanım Çağdaş Malay bir gün “Senin evin çok güzel, acayip yemekler de yapıyorsun sana bir demo çekelim” dedi. Deneme çekiminde patatesten civcivler, karpuzdan pasta yaptım. Çok eski arkadaşım gazeteci Türe Özçelik programı çok beğendi ve yapımcısı oldu. Böylece ‘Neşeli Tabaklar’ programına başladık ve çok sevildi.

İnsanın seyretmeye doyamayacağı, yemeğe kıyamayacağı tabaklar hazırlıyorsunuz. Yiyeceklerden çeşitli şekiller yaratmanızın sizce psikolojik açılımı ne?

Bence evdeki hüzün. 5 yaşına kadar çocukluğum Kartal’da ıssız iki katlı bir yalıda geçti. Annem Halenur Berkok, Kartal Belediye Reisi’ydi. O yıllarda hiç arkadaşım yoktu. Bu nedenle kendi kendime oyunlar geliştirdim. Elmadan suratlar, ekmekten yelkenliler yaptım. El becerim çok yüksekti. Sonra ben 5 yaşındayken 11 yaşında olan ağabeyimi kan kanserinden kaybettik. O günden sonra aileden hüzün hiç eksik olmadı. Herkes sürekli ağladı. Kartal’da üzüntüden ailem yaşayamadı ve Moda’ya taşındık. Moda’da kendi yaşıtım insanlar olduğunu fark ettim. Arkadaşlarımın sofralarına bakıyordum herkes gülüyordu, neşe vardı.

Okul hayatı nasıl geçti?

Moda ilkokulu ve Moda Koleji’nde okudum. Okul hayatım boyunca hep resim yaptım. Evimizin önü o yıllarda denizdi. Babama karides tutar salata yapardım. Ama sanat hayatım ağır bastı. Üniversite eğitimim için de İngiltere ve Amerika’da illustrasyon ve resim okudum. O yıllarda da hep kendi kendime ekmeklerden heykeller yapıyordum. Bir ara Miami’de bir lokanta açtım. Hem sanat evi, hem de Türk ve İtalyan yemeklerinin yapıldığı bir lokanta gibiydi.

Soyadınız neden Bradley?

Kocam Amerikalı’ydı. Şimdi ayrıyız.

Neden Türkiye’ye döndünüz?

Özlem vardı. Eşimle Türkiye’de yaşamak istedik. Ve hayatım boyunca Bradley soyadı bana pek çok kapı açtı. 17 yıl en ünlü yabancı filmlerde sanat yönetmenliği yaptım. Riva adında bir oğlumuz oldu. Kocamın soyadı sayesinde çok iyi bir kariyerim oldu, ondan şahane bir çocuk kaldı, bir de Teba marka buzdolabı... Bir kadın bir adamdan daha başka ne ister!

Oğlunuz evde annesinin yaptığı neşeli tabaklardan hoşnut mu?

O artık alıştı, hatta biraz sıkıldı. Bakıyor yemekte kuşlar falan var; “Of anne bu civcivin kuyruğu da ağzıma battı, en iyisi sen kurufasülye pilav yap” diyor.

Sizce programın bu kadar sevilmesinin asıl nedeni ne?

Sofra aileleri bir araya getiriyor. Ailedeki pek çok şey sofrada paylaşılıyor. Günümüzde mutsuzluk sofralara da yansıyor. Herkes direkt televizyonun başına oturuyor. Aldığım maillerden fark ettiğim programın en sevilen tarafı, hazırladığımız tabaklarla ailelerin sofralarına neşeyi tekrar getirmemiz oldu. Düşünsenize, çift bir gün önce tartışmış. Kadın kocasına yemeklerden bir şekil yapmış. Barışmazlar mı? Neşeli Tabaklar için “Bu program sadece yemek programı değil aynı zamanda iyi insan ilişkileri için de bir terapi” diyorlar. İnsanlara mutluluk ve neşe vermek çok büyük bir şeref.

Yaptığınız bir tabak en çok kimi mutlu etti?

Evimin az ötesinde engelliler için bir okul var. Zihinsel engelli çocuklara kavundan bir otobüs yaptım. Çok sevdiler. Çok az konuşabilen bir kız yavaşça “Çook güzel” dedi. O beni inanılmaz mutlu etti. Anneme de patates kızartmasından kuş sepeti yaptım. Sebzelerin içinde duran yumurtadan bir anne kuş vardı. O da annemin çok hoşuna gitti. Ayrıca anneler teşekkür maili atıp “Sayenizde çocuklarım sebze-meyve yemeğe başladı” dedi.

Şimdiye kadar kaç tabak hazırladınız?

Üç ayda 80’e yakın yemek tasarımı yaptım. Programa gelen konuklarım hangi mesleği yapıyorsa ona göre yemekler tasarladım. Osmanlı fincanı yapan bir usta geldi. Ona kabaktan saltanat kayığı ve kabak dolmasından fincanlar yaptım; bayıldı. Balerine somondan bale pabucu yaptım. Gelenler yemeklerin sadece şekillerini değil, lezzetini de çok seviyor. Program bitiminde bir parça bile yemek kalmıyor.

Sanat yönetmenliği yapmayacak mısınız?

Teklif geldi. Yine yabancı bir filmin sanat yönetmeni olmam istendi. Ama kabul etmedim. Çünkü artık kendimi kanıtladım. Yaptığım yemek tasarımları da çok sevildi. Demek bu alanda bir boşluk varmış. Şimdi yaptıklarımı kitap haline getirmek istiyorum. Hanımlara pratik şekilde yemek tasarımları yapmayı öğreteceğim. Ulusal kanallarla görüşüyorum. Bu progamın daha çok aileyi mutlu etmesini istiyorum. Bir de oğlum artık gece-gündüz işte olmadığım için çok mutlu. Bundan böyle onunla daha çok zaman geçireceğim.

RÖPORTAJ: MERVE ÖZAYTEKİN

mozaytekin@posta.com.tr

4

Haberin Devamı