Keşke yaşadığımız aşklar hep başlangıcındaki gibi kalsa... Ama kalmıyor çünkü kişilerin birbirlerini tanıma süreci o baştaki merakı, heyecanı yok ediyor. Bu aslında kötü bir şey değil. Böylece çiftler daha derin, daha sağlam, daha kalıcı bir ilişkiye doğru adım atıyor. Peki bir ilişkinin kalıcı olmasını sağlayan, aşkın o baştaki tatlılığını kısmen de olsa devam ettiren unsurlar nelerdir? Mehmet çoşkundeniz yazdı.. Keşke yaşadığımız aşklar hep başlangıcındaki gibi kalsa... Ama kalmıyor çünkü kişilerin birbirlerini tanıma süreci o baştaki merakı, heyecanı yok ediyor. Bu aslında kötü bir şey değil. Böylece çiftler daha derin, daha sağlam, daha kalıcı bir ilişkiye doğru adım atıyor. Peki bir ilişkinin kalıcı olmasını sağlayan, aşkın o baştaki tatlılığını kısmen de olsa devam ettiren unsurlar nelerdir? 1) İLİŞKİN HER ŞEYDEN öNEMLİDİR Zaman geçtikçe önceliklerimiz yer değiştirir. Başka başka şeyler ilişkimizin önüne geçmeye başlar. Buna izin vermemelisin. Sevgilin senin için hâlâ en değerli insandır. Bunu anlamak için onunla geçirdiğin zamanları düşünmen yeterli. Sosyal varlıklarız, elbette hayatımızda iletişimde olacağımız insanlar olacaktır. Ama hiçbiri, sevgilimizden daha öncelikli olmamalıdır. Sevgilimize verdiğimiz değer, ilişkimize verdiğimiz değeri de gösterir. Zaten sen ilişkine önem vermezsen, çevrendekiler de önemsemez hale gelir. 2) DUYGULARINI HER ZAMAN DİLE GETİR İlişkinin başında kolaylıkla söylenen sevgi sözcükleri ilerleyen zamanlarda azalır. Sevgililer bu sözcükleri kullanma konusunda cimri davranmaya başlar. önceleri “Seni seviyorum”a verilen cevap “Ben seni daha çok seviyorum” gibi vurucu bir cümle olurken, daha sonra “Ben de...” demekle yetinilir. Kelimeler sizin sevginizin dışavurumudur. “Seni seviyorum” cümlesinin sihrine inan. En tartışmalı, kavgalı dönemlerde bile çok işe yarar. Cümleler aşkınızı besler, birbirinize güven duymanızı sağlar. 3) SEVGİLİNE HER FIRSATTA DOKUN Elele tutuşmak, sarılmak, dokunmak, öpüşmek, sevişmek... Duygu aktarımının en güzel yolları. çiftler, ilişkinin ilerleyen dönemlerinde bunu ihmal etmeye başlar. Fırsat bulduğunuz her yerde, birbirinize dokunmalısınız. Ten teması, duyguların geçmesini sağlar. Aşkınızın hala var olduğunu kanıtlar. Sevişmenin önemi ise çok büyüktür. Sevişmek için televizyon programının bitmesini ya da akşam olmasını beklemeyin. Siz uygunsanız, günün her saati de uygundur. 4) ZAMANI BİRLİKTE DEĞERLENDİR Giderek daha az görüşme de uzun soluklu ilişkilerin olumsuzluklarından biridir. çiftler, başka başka yerlerde, başka başka kişilerle vakit geçirmeye başlar. Bir süre sonra durum öyle bir hal alır ki; artık birlikte yapacak bir şey bulamazlar. Birlikte geçirilen zamanı artırın. Ayrıca uzun sohbetler de önemli. “Konuşacak şey bulamamak'tan yakınan çok sayıda çift var. Sanki bütün cümleleri tüketmişler, bütün kelimeleri kullanmışlar gibi. Bu sohbetlerde ciddi konular konuşmanıza gerek yok ki? Dedikodu da mı yapamıyorsunuz yani? 5) ARKADAŞLARDAN UZAK KALMA Birlikte geçirilen zamanın ille baş başa olması diye bir kısıtlamaya gitmemek gerekir. Arkadaş çevrenizle birlikte bir şeyler yapın. Pazar kahvaltılarına kalabalık gruplarla gidin örneğin. Tatile baş başa çıkacağınıza yine sevdiğiniz arkadaşlarınızla çıkın. Böylece daha fazla eğlenir ve iyi vakit geçirirsiniz. Eve dostlarınızı davet edip birlikte yemek yiyebilirsiniz. Hatta eviniz müsaitse partiler verebilirsiniz. Sosyalleşmek aranızdaki bağı güçlendirecektir. 6) BAŞKALARININ öNüNDE TARTIŞMA Bir konuda fikir ayrılığınız olsa bile bunu başkalarının önünde belli etmemelisiniz. Siz her zaman birbirinizin rakibi değil, tarafı olmalısınız. Herkes gittikten sonra birbirinizi eleştirin elbette. Başkalarına karşı her zaman birbirinizin arkasında durduğunuzu göstermelisiniz. Hatta bunu birbirinizin ailesinin önünde de yapmalısınız. Onlar da sizin aranızdaki bağın güçlülüğüne tanık olmalılar. 7) KAYBETME KORKUSUNU YİTİRME Biri için kaybetme korkusu duymuyorsan o senin için değersizdir. Değersiz biriyle de ilişki yürütülmez. Yani kaybetme korkusu her zaman içinde olmalıdır. Bunu sağlamanın yolu da 'kanıksamamak'tan geçer. Kanıksamayacaksın ve ona alışmayacaksın. Kanıksarsan, önemsemezsin. önemsemezsen, yukarıda yazdığım hiçbir şeyi uygulamazsın. Uygulamazsan da ilişkinin sonunu getirirsin. Yalnız kaybetme korkusunu da abartmamak gerek. Her an gidecekmiş gibi bir panik içinde olmamalısın. 8) KENDİ KİMLİĞİNDEN VAZGEçME çiftlerin yaptığı en büyük hatalardan biri, sırf sevgilisi istiyor diye kimliğinden farklı rollere bürünmektir. Unutma, sevgilin seni nasıl sevdiyse öyle sevmeye devam edecek. Değişirsen, onun seni sevdiği kişilikten farklı biri haline dönüşürsen kaybedersin. Birey olmayı başarmalısın. Kendini bir birey olarak sevgiline kabul ettirmelisin. Onunla özgür iradenle birlikte olduğunu göstermelisin. 9) RAHAT DAVRANMAMALISIN İlişkinin başında nasıldın? Her buluşmada kendine özen gösteriyordun, traşını oluyor ya da makyajını yapıyordun, en güzel giysilerini giyiyordun, en etkileyici parfümleri sürüyordun. Artık kendine bakmıyorsun. Bu kadar rahat davranma. Sevgiline flört ettiğin dönemdeki gibi davranmaya devam et. Bunun nasıl sihirli bir şey olduğuna inanamazsın. Yıllar geçtiği halde birbirlerine tek kötü söz söylememiş çiftlerin birliktelikleri bu yüzden devam ediyor. 10) SADAKATTEN Hİç VAZGEçME İlişki rutine bindiğinde taraflar sıkıntı duymaya başlar. Bu sıkıntılı dönemlerde de ister istemez gönül başkasına kayabilir. İşte bu nokta çok önemli. Sosyal flört diye bir şey vardır. Yani sen birine ilgi duyarsın, birinin de sana ilgi duyduğunun farkındasındır. Bu insanın egosunu okşayan bir şeydir. Ama orada kalmalıdır. Bir adım ötesi sadakatsizliğe girer. Sadakatsizlik bir ilişkide yapılabilecek en büyük hatadır. Bunu bir kez yaptığınızda ilişkiyi bir daha ayağa kaldırmak neredeyse imkansızdır.