Cumartesi Postası Çamurla Randevu

Çamurla Randevu

Paylaş
Çamurla Randevu

Meercat Sanat Atölyesi 18 yıldır Arnavutköy’de. Eski garajı atölyeye dönüştüren Caner Gürlek ve heykel atölyesini Meercat’a taşıyan Zehra Korkmazlar ile buluştuk. Onların artık her çarşamba sevinçle sınıfa koşan, her meslekten, kocaman heykel öğrencileri var!

RÖPORTAJ: MELDA BAĞDATLI

■ Nasıl doğdu sanat atölyesi açma fikri?

Caner Gürlek: Cam ve seramik bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra atölye ortamı bir yerde şart oluyor. 18 senedir buradayız. Eskiden garajdı burası, atölyeye çevirdik. Zehra hanımın heykel atölyesi vardı, benim seramik. Birleştirdik. Artık Meercat bünyesinde heykel, resim, seramik, mozaik atölyeleri var. Haftada bir arkeoloji derslerimiz oluyor. Yakında sanat tarihi de olacak.

Zehra Korkmazlar: Eşim heykeltıraş İrfan Korkmazlar ile birlikte 1990 yılında yola çıktık. 2011 yılında eşim vefat edince, ben devam ettim. Caner beyle atölyelerimizi birleştirdik, burayı düzenledik. Eşimle kurduğumuz heykel atölyemiz artık Meercat’te devam ediyor.

15 YILLIK ÖĞRENCİMİZ VAR

■ Heykel herkese öğretilebilir mi?

Z.K.: Aslında evet. Öğrencilerimiz, “Ben becerebilir miyim” diyerek başlıyorlar ama çamura dokunduktan sonra sihirli olduğunu görüyorlar. “Bir sonuca varmak için gelmeyin” diyorum, sadece başlayın. Hedef sonradan oluşan bir şey. Kilin sihri çok farklı. 15 yıllık öğrencimiz bile var. Çocukken öğrencimiz olup, yıllar sonra tekrar gelen de, bizden yetişerek sergi açan öğrencilerimiz de var. Şimdiye dek sanıyorum yüzden fazla öğrencim olmuştur. Arzum Onan öğrencimizdi mesela, şimdi kendi atölyesi var.

C.G.: Yetenek Allah vergisi ama sonrası çalışmaya, isteğe bağlı. Çalışmadan olmaz. Ancak o zaman teknik ilerliyor, bir yere geliniyor. Öğrencilerimizin kendi sergilerini, atölyelerini açmaları gurur verici. Çok güzel işler yapıyorlar. Demek ki bir şeyler öğretebilmişiz.




‘DÜN ORADA KALSIN’

Nasıl başlıyor eğitim süreci?

Z.K.: Klasik eğitimle, modelle başlıyor. Sonra adım adım nasıl ilerleyeceklerini anlatıyoruz. Yeni bir bakış açısı kazandırıyoruz. Tamamen uygulamayla devam eden bir süreç. Bizi heyecanlandıran öğrenciler oluyor. Ben hep şunu söylüyorum: “Siz ne talep ederseniz, ben o kadar açılırım.” Öğrenci sizin elinizden tutup çekmek zorunda. Bir de, “Dünle gelmeyin” diyorum öğrencilerime. Dün orada kalsın, bu anı yaşayın.

DOKUNABİLDİĞİMİZ ŞEYLE RAHAT ÇALIŞIRIZ...

■ Hangi malzemeleri tercih ediyorsunuz?

Z.K.: Kille çalışıyoruz. En güzel forma izin veren kil. Kilde ufaktan bütüne gidiyorsunuz. Ahşap ve mermerde ise bütüne bakıp, formu hayal ediyor olmanız lazım. Başka bir süreç... Ayrıca diğerleri için daha büyük alanlar lazım, kille küçük alanda da çalışılabilir.

■ İnsanların yaklaşımı nasıl heykele?

Z.K.: Heykeli seçmiş insanın biraz daha özel olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de resim atölyeleri çok ama heykel az. İnsanlar heykel yapamam diye düşünüyor ama aslında tam tersi. İnsan dokunabildiği şeyle daha rahat çalışabilir. Üstesinden daha kolay gelebilir.

ERKEKLER AKŞAMCI

■ Atölyelerde ağırlık erkeklerde mi, kadınlarda mı?

C.G.: Kadınlarda. Erkekler iş çıkışı, akşamları geliyor. Seramiği tercih ediyorlar, mozaik yapıyorlar. Kadınlarsa tercihlerini çoğunlukla heykelden yana kullanıyor.

■ Kadınlar neden heykeli seçiyorlar sizce?

Z.K.: Hayatta hep rollerimiz var; anne, eş... Ama sadece kendimiz olduğumuz anlar o kadar az ki. Herkesin duygu dünyası çok farklı. Mekân da ilgi çekiyor. Geniş, sıkıcı olmayan bir alan burası. Bir sürü insan birbirini burada tanıdı ve güzel dostluklar oluştu. Huzuru kaçıracak insanları da aramıza katmamaya çalışıyoruz.

Haberin Devamı