Cumartesi Postası Can Aydoğmuş: Kader inanca aşıktır

Can Aydoğmuş: Kader inanca aşıktır

Paylaş
Can Aydoğmuş: Kader inanca aşıktır

Can Aydoğmuş sıra dışı bir insan. Herkes gibi olmadığını yedi yaşında anlıyor. Küçükken tüm ailesini kaybediyor. Parasız, sevgisiz, korunaksız, kimsesiz kalıyor. Ama o, trajedisinden, hepimize ilham verecek bir başyapıt çıkarıyor. Şimdi 33 yaşında. Yeni çıkan üçüncü kitabı özetle diyor ki: Kader, inanca aşıktır; sadece düşle, inan ve yaşa

RÖPORTAJ: IŞIL CİNMEN

FOTOĞRAFLAR: BAHADIRHAN ERKOÇ


Can Aydoğmuş sıra dışı bir insan. Herkes gibi olmadığını yedi yaşında anlıyor. Küçükken tüm ailesini kaybediyor. Parasız, sevgisiz, korunaksız, ki sadece düşle, inan ve yaşa.

Düşle İnan Yaşa ile bize anlatmak istediğiniz ne?
Bu kitabı, hayatı sert bir kırmızı biber tadında yaşayanlar için yazdım. Çünkü benim sert bir kırmızı biber tadında başlayan hayatım, önce profiterole, oradan tarçınlı muzlu süte geçiş yaptı.

Nasıl oldu bu?
Hayat kolay başlamadı. Annem ben 14 yaşındayken, 1999’da bir iş seyahatine çıktı ama geri dönmedi.Yıllarca onu aradık ama hiçbir iz bulamadık.

Anneniz sizi terk mi etti?
Hayır.Annem sert bir kadındı. Sesini yükseltince dünya dururdu. Korkacağı ki dese kimse onu tutamazdı.Astroloji haritamda da yazdığı gibi o öldürüldü. Annemle daha sonra mistik dünyanın en önemli isimlerinden medyum Elizabeth Baron aracılığıyla bağlantıya geçtim, öldürüldüğünü biliyorum. Babam da çok geçmeden kalp krizi geçirdi ve öldü. Babamın mezarının yerine kadar gördüm rüyamda.



Peki ya ablanız?
Ablamın vefatını da önceden gördüm ve bunu onunla paylaştım çünkü dört çocuğunun bakımını organize etmesi gerekiyordu. Rüyamda olduğu gibi o da kalp krizi sonucunda 2011’de vefat etti.


SLOGAN: SÖYLE OLSUN


Bu kadar kayıpla nasıl başa çıkılır...
Ölenlere saygı duyup onları özgürleştirmek lazım. Ablam anneme kafayı çok takmıştı... Ölen birine kafayı taktığın zaman onunla beraber gidersin.

Bu trajediler kader miydi?
Değiştiremeyeceğimiz olaylara kader diyorsak, evet kaderdi. Annemin kaybından sonra kendimi eğitmeye başladım. Üzüntüyle kahrolmak yerine acının ve başıma gelenlerin anlamını çözmeyi seçtim. Evrensel yasaları öğrendim, uyguladım ve yeni hayatımı kurdum.

Rüyalarınızın gerçekleşmesi sizi korkutmuyor mu?
Babamın vefat ettiği dönem hislerim müthiş açıldı ve insanlar beni kullanmaya çalıştı. O yüzden kapandım ve bağlantımı reddettim. Fakat ölümün bir son olmadığını kavrayınca korkum hafifledi ve bağlantımı yönetmeyi öğrendim.

Siz özel biri misiniz?
Hayır. Ben izin verenim. Bilinç ve rasyonel dünya, bu hatla iletişimimizi koparıyor. Bu hepimizde olan bir özellik ama kullanıp kullanmamak bir seçim.



Acılarla barışmanın yolu nedir?
Şunu kavramak: Öğrenecek hiçbir şeyi olmayan kişi dünyaya gelmez. Dünyada isen öğrenecek bir dersin var demektir. Burada ki gözlüğüyle okumak zorundasın. Hayatta layıkıyla olmak istiyorsak, yaşadığımız korkunç deneyimleri hediyelere dönüştürmeyi öğrenmeliyiz. Bunu başardığın an değişim başlar. Nasıl bakarsan öyle gelişir.

Daha basit anlatır mısınız?
Bakış açınla ve ağzından çıkan sözlerle bütün yaşamı değiştirebilirsin. Diyelim ki aşk istiyorsun ama “Tüm erkekler öküz” diyorsun. Senin öküz dediğin varlık sana gelir mi? Seni sever mi? Senin olu der, gelmez.Kendini olumsuz tamlamalardan ve yargılardan özgürleştirmen gerekiyor.

Kitapta parayla ilgili bölümde“Elinize geçen paranın yüzde 7’sini kenara ayırın ve unutun” diyorsunuz. Neden?
Parayla barışmak için. Paranın gelmesi için kişinin kendini kıtlık bilincinden uzaklaştırması, kendini zengin hissetmesi, paraya layık görmesi gerekiyor. Birikmiş paranın varlığı bu bilinci kazanmayı kolaylaştıracaktır. Fakat en önemlisi neyi istiyorsan, ona kendini layık görmek ve onun hakkında olumlu konuşmak.

Sözler, bu kadar mı önemli?
Ben hayatımda ağzımdan çıkan her bir sözcüğün, düşüncelerimin ve inançlarımın gücünü keşfettim ve deneyimledim. Hala da keşfediyorum. İnsanlar bu kitap sayesinde düşüncelerin, duyguların ve sözcüklerin gücünü keşfedecek ve böylelikle yaşamlarının efendisi olabilecekler. Kitabın sloganı da o yüzden “Söyle Olsun.”

5 HAYATİ KURAL


Öğrenmemiz gereken en en en önemli beş kural ne?

1- Söyle, olsun: Ağzından çıkana dikkat et. Sözlerin, yaşamını oluşturur. Hayatınla ilgili negatif konuşma.
2- Yargılama: Neyi yargılıyorsan ona dönüşürsün. Karşı olduğun, korktuğun, tepki gösterdiğin her şeyi kendine çekersin.
3- Kıskanma: Kıskandığın şeylerin yokluğunu yaşarsın. Birisinin malını mülkünü ilişkisini kıskanıyorsan o sende olmayacaktır.
4- Dertleşme: Kimsenin derdini gereğinden fazla dinleme. Yardım et, sonra silkelen. Kimseye de dertlerini uzun uzun anlatma. Onları çoğaltma. Dertleşme, mutluluklaş.
5-Yaratma gücüne inan: Hayatın bütün gücüne sahipsin. Başına ne gelirse gelsin, dersini alıp o çukurdan düzlüğe çıkabilirsin. Düşle, inan ve yaşa.


CAN AYDOĞMUŞ KİMDİR?
İstanbul'da dünyaya geldi. Çocukluğunda yaşadığı deneyimler onu içsel yolculuk serüvenine götürdü. İngiltere'de Egerton Rothesay'da sosyoloji ve psikoloji okudu. İnsan psikolojisi, beden bilinci ve bilinçaltına göre dizayn ve kurukitapları da Doğan Novus tarafından yayımlandı.



DÜŞLEDİLER İNANDILAR YAŞIYORLAR


Kitapta Muazzez İlmiye Çığ, Seyfi Dursunoğlu, Yılmaz Erdoğan, Yıldız Kenter, Fazıl Say gibi isimlerle düşünce gücü üzerine yapılmış röportajlar var. İşte röportajlardan bazı satırbaşları…

YILMAZ ERDOĞAN

“Kendimi bildim bileli içimde bazen beni bile şaşırtan bir ses, sıra dışı bir şeyler olacağını söylüyordu. Hatta lisede beni reddeden bir kızaküstahça “İleride çok pişman olacaksın” demiştim. Ünlü olacağımı hissediyordum. Her şey düşüncenin ürünüdür.”



MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ

103 yaşındayım. ‘Yaşlandım’ demiyorum. Hâlâ her sabah şunu yapayım diye uyanıyorum. Ama artık ölmeyi istiyorum. Bili



ECE USLU

Düşünce gücünü hep kullandım. Bazı güzel enerjilerin beni koruduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı