Ramazan Canan Karatay'dan ramazan tavsiyeleri

Canan Karatay'dan ramazan tavsiyeleri

Paylaş
Canan Karatay'dan ramazan tavsiyeleri

İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, aç kalınarak, sahura kalkmadan oruç tutmanın son derece sakıncalı olduğunu belirterek kilo vermek için oruç tutmamak gerektiğini, sonrasında verilen bu kiloların fazlasıyla geri alındığını söyledi. Ramazan ayı için de önerilerde bulundu.

Canan Karatay ramazanda en büyük problemin susuzluk olduğunu söyleyerek, pek çok kişinin sahura kalkmadan oruç tuttuğunu, ancak sahur yemeğinin bir kahvaltı görevi yaptığını dile getirdi. Karatay, kahvaltının 24 saat içinde en önemli öğün olduğunu ve kuvvetli, sağlıklı aynı zamanda doyurucu olması gerektiğini vurguladı.

Haberin Devamı

Sağlıklı protein ve karbonhidratlar yenmeli

Canan Karatay, sağlıklı protein olarak yumurta, peynir ve yoğurt tüketilebileceğini, sağlıklı karbonhidrat olarak fındık, fıstık, ceviz, badem ve kuru meyvelerin tercih edilebileceğini aktararak, şöyle devam etti:

Sağlıklı yağlar, ev yapımı ya da köy tereyağı ve zeytin yağlarıdır. Örneğin tereyağında pişirilmiş iki yumurta, bir avuç içi kadar beyaz peynir, yanında bir çay bardağı kadar ceviz içi, 10-15 zeytin ya da bir avuç içi kadar ramazan pidesinin içine tereyağı, peynir, domates, salatalık eklenerek 10-15 zeytinle birlikte yenilebilir. Yanında bol süt, şekersiz çay, ayran içilebilir. Bir kahve fincanı taze sıkılmış meyve suyu karbonhidrat (früktoz) ve günlük C vitamini kaynağı olarak yeterli olur. Fazlasına gerek yok. Ayrıca tatlı ve reçel gibi yüksek glisemik indeksli karbonhidratlar yenmemeli.

Haberin Devamı

"Sahura kalkmadan oruç tutmak sakıncalı"

Prof. Dr. Karatay, aç kalınarak, sahura kalkmadan oruç tutmanın sakıncalı olduğunu belirterek, "Kişiler bu dönemde kilo verse bile -ki genellikle ramazanda bazı kişiler kilo vermek amacıyla oruç tutar- bu doğru değil ve son derece sakıncalı. Aç kalarak kilo verilmiş olsa bile daha sonra fazlasıyla geri alınır. Bilimsel olarak, bu olay karaciğer ve pankreası yorup yağlandırdığı için sağlığa zararlıdır" görüşünü dile getirdi.

"Bir avuç pide yenebilir"

Bilimsel çalışmaların, ileri yaşlarda ortaya çıkan dejeneratif kronik hastalıkların tümünün karaciğer ve pankreasın yağlanması nedeniyle normal çalışamadıklarından kaynaklandığını gösterdiğini vurgulayan Karatay, şunları kaydetti:

İftarda bir avuç içi kadar sıcak pideyle doğal köy tereyağı, peynirle birlikte sağlıklı bir şekilde yenebilir. Pidenin glisemik indeksi yüzde 100 olduğu için aniden kan şekerini yükseltir ve yemekten 1-2 saat sonra halsizlik, yorgunluk ve uyku hali meydana gelir. Aşırı pide yemek karaciğer ve pankreasta yağlanmayı arttırır. Tereyağı ve peynirin glisemik indeksi sıfırdır. Boş midede koruyucu etkisi vardır. Bu nedenle zararlı değil, faydalı ve sağlıklıdır. Tereyağı ve peynir, uzun süre tokluk hissi verdiği için, oruç tutanlara güç, kuvvet ve dinçlik sağlar. Acıkma ve halsizlik hissi gün boyu oluşmaz.

Haberin Devamı

Transyağ denilen bozulmuş yağların kanser yaptığını, bunların kızartmalarda, hazır işlenmiş tüm yiyeceklerde, margarin gibi yağlarda bulunduğunu anlatan Karatay, bu yağların çok tehlikeli olduğunu söyledi. Canan Karatay, " 'Fazla yağ yemeyin' diyen diyetisyen ve hekimlerin, bunun hangi yağ olduğunu da belirtmeleri gerekir. Her insan vücudunda bulunan bütün hücreler çift kat yağlı hücre zarıyla çevrelenmiştir. Çift kat hücre zarlarının temel yapı taşı, lipit dediğimiz yağlardan oluşur. Bu lipitler, başta tereyağı olmak üzere hayvansal katı yağlar, omega-3 ve kolesteroldür" diyerek, sağlıklı yağların diyetten çıkarıldığında güçsüz kalan hücrelerin kendini koruyamadığını ve her türlü virüs ve bakterilerin hücumunu geri çeviremeyerek ciddi sorunlara neden olduğunu anlattı.

"Oruç bir bardak suyla açılmalı"

Prof. Dr. Canan Karatay, tüm bunların göz önünde bulundurularak iftar ve sahur yapılması gerektiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Sabah kalktığımız zaman ılık bir bardak su içmemiz gerektiği gibi, orucumuzu da ılık suyla açmalıyız. Çorba da sulu olduğu için rahatlıkla içilebilir. Ancak hazır çorba tüketilmemeli. Evde pişirilmiş tarhana, mercimek, ezogelin, yoğurt çorbası, her türlü sebze çorbası veya yuvalama gibi çorbalar olabilir. Zeytinyağlı, naneli bir kase cacık iç ferahlatır. Uzun süre boş kalan midemizi korumak için, suyun da çorbanın da ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına dikkat etmeliyiz. Orucu ılık suyla açtıktan sonra, zeytin yağına pide batırıp, lezzetli ve sağlıklı bir yiyeceği tüketerek, gün boyu boş kalmış midemizi yormamış oluruz. Ancak zeytinyağının soğuk baskı ve sızma olmasına dikkat etmemiz gerek. İftar sofrasında salata mutlaka olmalı. Bol miktarda doğal fermantasyon sirke, limon, az miktarda kristal kaya tuzu, sızma zeytinyağı, sumak ve peynirli mevsim salatası hazırlanabilir. Cacık ve ayran da çok sağlıklı, istenildiği kadar tüketilebilir. Ayrıca yemek olarak köfte, sulu sebzeli et yemeği, zeytinyağlı yemekler, yeşil mercimek, dolma, sarma, karnıyarık, imambayıldı gibi her türlü ev yemeği yenebilir. Kırmızı et ve et kebabı, 2-3 kaşık bulgur pilavıyla tüketilebilir.

Haberin Devamı

"Asitli ve şekerli içeceklerden uzak durun"

Akşam geç saatlerde tatlı yemenin doğru olmadığını, karaciğer ve pankreas yağlanmasını başlatıp, arttırdığını ve hazımsızlığın nedenlerden biri olduğunu dile getiren Canan Karatay, tatlı yerine kuru yemişlerle mevsim meyvelerinden düşük glisemik karbonhidrat içerenlerin tüketilmesi halinde daha dinç kalınacağını söyledi. Prof. Dr. Karatay, iftar ile sahur arasında bol likit almanın şart olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu sürede limonlu şekersiz çaylarla limonlu bol su, ayran ve süt tüketilmeli. İftarda kola gibi bütün asitli ve şekerli içeceklerden kaçınılması şart. İftardan sonra uzun yürüyüş yapmak da son derece faydalı olur."

Haberin Devamı