Candaş Tolga Işık ÇARŞI ile Gezi'ye çıktık!
HABERİ PAYLAŞ

ÇARŞI ile Gezi'ye çıktık!

Haberin Devamı

Gezi direnişinin parlayan yıldızlarından biri de Çarşı oldu. ‘Semtimizin şövalye ruhlu çocukları’ direnişi şiddetten uzak, zeka dolu sloganlarla, mert ve bir Beşiktaşlıya yakışır şekilde kartal gibi yürütüyorlar.

*[[HAFTAYA]]

İzmir’den Ankara’ya kadar herkesin dilinde şu söz var: “Takım tutmuyorum ama Çarşı taraftarıyım.”

*

Bununla birlikte Beşiktaş, 3 gündür polisle yaşanan çatışmanın merkezi oldu. Tam da bu ortamda Çarşı önceki akşam yine Beşiktaş’taydı. Provokatörler hemen kolları sıvadı ve bir tahrik dalgası yaymaya başladı: “Çarşı, polisle çatışacak. Çarşı, Başbakan’ın Dolmabahçe’deki ofisini işgal edecek.” Çarşı’nın resmi sitesi Forza tüm gün uyarılarda bulunmuştu. Ben de bir tivit atıp destek olmak istedim: “Beşiktaş’taki kardeşler orada durmayın, Gezi’ye çıkın... Polisle çatışanlardan ayırın kendinizi...” Çarşı’daki kardeşlerden cevap geldi “Biz de istiyoruz ama polis izin vermiyor.”

*

O esnada İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu aradı. “Beşiktaş’ta provokasyon ihtimali çok yüksek. Arkadaşlarınız Gezi Parkı’na geçmek istiyorsa polis hiçbir müdahalede bulunmayacak” dedi. “Ya müdahale olursa?” dedim. “Olmayacak. İsterseniz siz de refakat edin, görün polis müdahale ediyor mu etmiyor mu?” “Peki” dedim. Atladım gittim Beşiktaş’a...

*

Çarşı, 2 bin kişiye yakın bir kalabalıkla oradaydı. Bizimkiler yürümek istiyor, polis ise “İlerlerseniz müdahale ederiz” diyordu. Çevik kuvvetin başındaki polis müdürüne derdimi anlatmaya çalıştım. “Sen kimsin, biz buradayız sana gerek yok” diye önce sağlam bir ayar verdi. O esnada kalabalık hareket etmeye başladı, yanımdaki polis müdürü telsize “Toma ilerle” diye emir verdi. Gözümü kararttım ve kalabalığın önüne attım kendimi... “Beyler bir dakika durun... Burada ısrar edersek polis müdahale edecek. Gezi Parkı adeta bir şenlik yeri... Ne polis var ne de müdahale... Gelin hep beraber oraya geçelim” dedim. “Biz de istemiyoruz polisle çatışmak ama Gezi’ye geçmemize izin vermiyorlar” dediler.

*

“Vali ile bizzat konuştum, söz verdi. Hiçbir müdahale olmayacak. Çarşı, Gezi’ye çıkacak” dedim. Kalabalığın arasında bulunan yaklaşık 20-30 kişilik bir grup bu teklifimden hiç memnun olmadı. Aralarından biri yanıma gelip: “Biz buradayız. Kalabalık da burada kalacak... Seni tanıyoruz! Uza!” dedi. Bir kaç kez daha sözle taciz ettiler, kalabalığı galeyana getirmeye çalıştılar. “Siz kalırsınız o zaman burada ama biz gidiyoruz” dedim. Birçoğunu semtten, maçlardan tanıdığım kardeşlerim ve abilerim kalabalığı ikna etti. Bu sırada Vali Mutlu’nun emri de geldi. Güzergahımız açıldı. Polis, “Kalabalıktan bir saldırı olursa müdahale edilir haberiniz olsun” dedi. “Olmayacak” dedim. Yürümeye başlamadan önce bir kez daha uyardım bizimkileri, “Herkes yanındakine mukayyet olsun. Taş atanı, polise-sağa sola saldıranı çıkarın aranızdan...” Kolay değil, 2 bin kişi Beşiktaş’tan Gezi Parkı’na yürüyorsun... Grup organize oldu. Abilerimiz başa geçti. Diğer kardeşler yürüyüş boyunca kenarlarda el ele tutunarak dışarı sızmaları önledi. “Hadi bismillah” dedik. Ve çıktık yola...

*

Vali sözünü tuttu. Polis hiçbir müdahalede bulunmadı. Sadece bizden önce Gezi’den Dolmabahçe’ye inen bir grupla polis arasında çatışma çıkmıştı. Ve maalesef yine biber gazı atılmıştı. Ritz’in önünde o gazdan biz de nasibimizi aldık. Gazı yiyince kusanlar, fenalık geçirenler oldu. Kartal yürekli bir kardeş gözündeki deniz gözlüğünü çıkarıp, “Abi sen tak bunu polis seni görünce yolu açıyor. Sen durma devam et. Az kaldı Gezi’ye...” dedi. Sonunda 2 bin kişi tepemizde helikopter, gözyaşları ve öksürük içinde de olsa Gezi’ye çıktık.

*

Bir kez daha gösterdik ki; 1- Çarşı’nın şiddetle işi yok, olmaz. 2- Polis müdahale etmedikçe çatışma çıkmıyor, çıkmaz.

*

Gelelim geride bıraktığımız, bize katılmayan ve Beşiktaş’ta kalmak için her türlü yolu deneyen yaklaşık o 20-30 kişilik gruba... Biz Gezi’deyken haber geldi: Beşiktaş’ta kalan grup İnönü Stadı civarında polisle çatışmaya girmiş. Şaşırdık mı? Asla! Bir kez daha uyaralım: Oyuna gelme Türkiye’m. Haklısın sen, haklı kal!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder