Magazin 'Çevremdekileri korkuttuğumu yeni fark ettim'

'Çevremdekileri korkuttuğumu yeni fark ettim'

Paylaş
'Çevremdekileri korkuttuğumu yeni fark ettim'

Nurseli İdiz, hayatında krizlere neden olan ve ancak geçtiğimiz günlerde meslektaşı Can Gürzap'la yaşadığı gerginlik sonrasında tanısı konulan hastalığını anlattı

Nurseli İdiz, 30 yıllık tiyatro kariyerine yüzlerce oyun sığdırdı. Birçok dizi film projesinde yer aldı. Haber ve eğlence programı sundu. 1990’ların sonlarına kadar Türkiye’nin en çok aranan oyuncularındandı. Ancak son 10 yılda daha çok alkol problemiyle gündeme geldi. Ve geçtiğimiz günlerde Can Gürzap’la rol aldığı Evliliğe Gelince adlı oyun için Elazığ’a gitmeyince ipler koptu. Gürzap, çok sert tepki gösterdi. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu, İdiz soluğu psikiyatrda aldı. Ve tıp dilinde “bipolar bozukluk” adı verilen manik depresif hastası olduğunu öğrendi. Ünlü oyuncuyla hayatını kâbusa çeviren hastalığını konuştuk.

Hastalığınızın teşhis edilmesi neden bu kadar uzun sürdü?
Hayatımdaki iniş çıkışlar işimi olumsuz etkilemeye başlamıştı. Elazığ’daki oyuna da geçirdiğim bir atak yüzünden gidemedim. Bu kez doktor teşhis koydu.

Can Gürzap tepki göstermese doktora gitmeyecek miydiniz?
Aynen öyle. Öyle bir noktaya geliyorsunuz ki kendinizden başka bir şeyi düşünmüyorsunuz.

Ne oldu da rol aldığınız oyuna gitmediniz?
18 saat hiç uyumadım. Devamlı ağlıyordum, annemi hatırlıyordum. Teknik ekipten bir ağabeyimizi yolladılar. “Gücüm yok, gelemem” dedim.

Can Gürzap’la konuşmadınız mı?
Aramadım çünkü zaten o basına demecini vererek beni infaz etti. Can Bey beni mahkemeye vermiş, vermemiş önemli değil benim için. Hakkımda bu tür açıklamalar yapılması çok daha zararlı. Ama ben de bu konuda birtakım şeyler yapacağım çünkü artık konuşmasını istemiyorum. Benim sorunum nörolojik ve beyin sıvılarıyla ilgili bir hastalık. Şimdiye kadar yeldeğirmenleriyle savaşıyordum. Artık bir tanı kondu buna seviniyorum.

Hastalık size neler kaybettirdi?
Kanal D’de Prizma’yı yaparken gelen atak sırasında çok büyük zarar gördüm. Eskiden farkında değildim ama şimdi görüyorum ki, insanlar benden korkuyormuş aslında. Sanırım, sürekli elimde şişeyle dolaştığımı düşünüyorlardı.

Size durumuzun kötü olduğunu düşündüren olay hangisi oldu?
Bu yaz çok kötü bir olay yaşadım. Evde bütün gün ağladıktan sonra saçlarımı kestim. Elif’e (kızı) dedim ki, “Bana kötü bir şey oluyor”. Tahlil yaptırmak için İzmir’e gittim. Orada bir laboratuvar görevlisi, “Sizde bipolar bozukluk olabilir” dedi. Önemsedim ama Alaçatı’da çok güzel bir tatil yaptım. İstanbul’a dönünce Prof. Dr. Özcan Köknel’e gittim. O da aynı teşhisi koydu fakat tam bir terapi sürecine girmedik. Akabinde annemi kaybettim, teyzem akciğer kanseri oldu. Ve ataklar başladı.

Ne oluyordu ataklar geldiğinde?
Çok büyük bir iç sıkıntısı hissetmeye başlıyordum. Sıkıntıyı bastırmak için de içmeye başlıyordum. Bazen taksiye atlayıp Assos’a ya da Bodrum’a gidiyordum. O anda dünya umurumda olmuyor, sonrasını, öncesini, davranışımın neye mal olacağını kesinlikle düşünmüyordum. Zaten idrak, muhakeme kalmıyordu. İçkili veya içkisiz fark etmiyor, davranışlarım anormalleşiyordu. Sonrasında bu oyunun iptal olayı yaşandı ve şimdiki doktorumu bulduk. 15 gün önce tedavi başladı.

50 YAŞ DÖNÜM NOKTASI

Doktorunuz hastalığınıza ilişkin neler söyledi?
Bu hastalık beyindeki dopamin salgısının fazla üretilmesi sonucu meydana geliyormuş. Hastalık pik noktasındayken alkol alınırsa belirtileri üç katına çıkıyormuş. Zaten benim içmelerim de hep abartılı sonuçlara yol açmıştı. Ataklar hep kötü olayların sonucunda yaşandı. Mesela annemin ölümü, ekonomik sorunlar ve üzerine işle ilgili sıkıntı binince patlak verdi. Son zamanlarda iyice zıvanadan çıkmıştı ama aslında böyle keskin bir şey olmasaydı ben yine idare edecektim.

50 yaşında hayata yeniden başlıyorsunuz diyebilir miyiz?
Kesin bir tanı kondu artık. Şaka gibi ama dönüm noktası bu. Kabul etmek zor olsa da durum bu.

'EN BÜYÜK AŞKIM ESKİ EŞİM'

Hastalık ikili ilişkilerinizi nasıl etkiledi?
Hiçbir ilişkim sağlıklı yürümüyordu ya da hiç de uygun olmayan bir insanla ilişkiye girip ona da kendime de zarar veriyordum. Bir kere evlendim. Üç, dört de erkek arkadaşım oldu.

Neden bir daha evlenmeyi düşünmediniz?
Öyle bir noktaya gelinmedi. Belki hastalık nedeniyle gelinmemiştir bilmiyorum. Bu hastalığın tedavisi olmadan gerçek bir ilişki kurmam imkânsız.

En büyük aşkınız kimdi?
Eski eşimmiş sanırım. Temelde böyle bir rahatsızlığım olmasa evlilğim de bitmeyecekti belki. Ancak bu acılar, bir yandan da olgunlaşarak başka bir döneme geçmek için bahane olabilir.

Bundan sonrası için hayalleriniz neler?
Maddi bir hayal kurmuyorum, üzerimde mesuliyet yok artık. İnsanlara bir şeyler verebileceğim sosyal projelerde olmak istiyorum. Bu hastalıkla ilgili görev almak istiyorum. Öte yandan metabolizmamı düzene sokmak için 14 kilo verdim. 10 kilo daha vermeyi düşündüğüm için bir dans kursuna gitmek istiyorum. Tango ve Latin dansı kurslarına katılacağım.

Habertürk

2

Haberin Devamı