Yazgülü Aldoğan CHE baskılı tişörtünüz var mı?
HABERİ PAYLAŞ

CHE baskılı tişörtünüz var mı?

Haberin Devamı

Hiç başka sıkıntımız yokmuş gibi TBMM Başkanı Kahraman, ortaya bir CHE meselesi attı. DEV-Lis sempatizanları üzerinde CHE fotoğrafları olan tişörtler giyiyormuş, bu “Eşkıya”nın bizim liseli gençlerin üzerinde ne işi varmış!

Söyleyin tekstilcilere, Abdülhamitli, Yavuz Sultan Selilm’li tişörtler yapsınlar, gençler de onları giysin, öyle mi? ! Üstelik Kahraman, istemeden bilmeyenlerin de dikkatini çekmiş oldu. Şimdi hepsi açıp Google amcalarına soracak, bu CHE kimdi yav?

Kahramandı!

Bu Meclis Başkanı niye kızdı, eşkıyaysa fena olmayabilir? Ve görecekler ki CHE bir tür Robin Hood’dur. Latin Amerika dağlarında emperyalistlere karşı halkını savunmuş bir kahraman figürüdür, ne yazık ki hainler tarafından satılmış ve ABD’nin ajanları tarafından yargılanmadan öldürülmüştür!
O gün bugündür mazlum halkların emperyalist güçlere karşı bağımsızlık savaşı kahramanı, sembolüdür.

MTTB’li

Kalbi solda atan bütün gençler de bunu bilir, öğrenir ve bir CHE’li tişört edinir. Kahraman, hâlâ gençlik günlerinin öfkesiyle saldırıyor CHE’ye. Milli Türk Talebe Birliği üyesi olarak solcu gençlerle sürekli papaz olan bu örgütün geçmiş kabahatlerini hiç hatırlatmayalım, meraklısı Google’dan Kahraman’ın nasıl bir kahraman olduğuna baksın.

Çav Bella, Çav Bella!
Her yaşın, her ideolojinin, her fikrin müziği, sembolü var. CHE’li tişörtlerden sonra aklıma geldi, Çav Bella da bir dönemin solcularının dillerinden düşürmedikleri bir müziktir. Her sol eğilimli birlikte söyler. Malum, dinci kardeşlerimizin bu konuda pek yaratıcılıkları yok, ilahiden başka bir şey bilmiyorlar. Gerçi onun da remix’ini duydum geçen gün, koptum, biri sabah sabah arabasında dinliyordu.

Asıl komik olan, Çav Bella’yı, “Haydi Camiye, camiye, camiye” diye sözlerini değiştirip söylüyorlar, bir minibüste poturlu cüppeli giderken hep bir ağızdan söyledikleri bir video var, seyretmeye doyum olmuyor. Solcu gençlerden biri de altına “şarkılarımızı da çaldılar” yazmış!

30 Ağustos Zafer Bayramı’nda yeni zaferlere doğru!
Gazi Mustafa Kemal’in komutasında emperyalist güçlere karşı verilen mücadele sonucu kazanılan zaferin 94. yıldönümü 30 Ağustos’u kutlarken iç ve dış düşmanlara karşı savaşmış bütün şehitlerimize Allahtan rahmet, iç ve dış düşmanlara karşı savaşan bütün askerlerimize, polisimize zafer diliyorum!

Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni, laik, demokratik bir hukuk devleti olarak sonsuza dek yaşatmak, hepimizin boynunun borcu olsun, bütün hainlere rağmen!

Sanatın millisi nereye kadar?

Bir şeyi abartmanın da ölçüsü olmalı! Devlet Tiyatroları, bu sene sadece “milli oyunları” oynayacakmış! Sebep? Efendim darbe girişimi, git Allah aşkına, güldürme insanı? Ne alaka? Şekspir, İonesco oynayınca daha iyi anlarsın başına neden bunların geldiğini! Sanatın ille de yerlisi olmaz, karpuz mu bu?

Bir zamanlar “Yerli Mallar Haftası” yapar, fındık, incir yer, kendimizi tatmin ederdik. Ben o yılların alışkanlığı mı nedir, hâlâ yerli meyve yerim! İyisini yapmışlarsa beyaz eşyamı da bizim markalardan alırım.

Ama sanatın yerlisi yabancısı olmaz; sen sanatçı değil olsa olsa göze girmeye çalışan bir zavallı, yerini hak etmeyen insansın. Sanat evrenseldir. Sizin küçük beyinleriniz bunu bile algıyamıyor demek!

Çocuğu ister yaparım, ister yapmam!

Aklı başında bir kadın, canı istiyorsa, vakti, olanakları varsa, sağlığı yerindeyse çocuk yapar. Yoksa doğum kontrolü uygular. Sağlık Bakanı istedi diye çocuk yapmaz. Sen mi bakacaksın çocuğa?

Beden benim, hayat benim, aile benim. Devlet benim zürriyetime güvenmesin, doğum kontrolü yasak filan demesin! Yatakta başımızda mı duracak, tövbe, tövbe?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder