CHP'nin 15. Olağanüstü Kurultay'ın ardından oluşturulan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ilk toplantısını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlığında yaptı.

Parti Sözcülüğü görevine getirilen Genel Sekreter Tamaylıgil, toplantının ardından açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tamaylıgil, basın toplantısının yapıldığı salona girişinde gazetecilerle tek tek tokalaştı. Sözlerine Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 91. yılını kutlayarak başlayan Tamaylıgil, “Bu günü bayram olarak kutlamamız gerekirken, yasaklarla giden bir sürecin işlediğine tanık olduk ve bunu üzüntüyle yaşadık ama buradan bir söz vermek istiyorum; 2011 yılında, CHP'nin, halkın iktidarında bugün, bayram coşkusu içinde tüm Ankaralılarla birlikte kutlanacaktır” dedi. MYK toplantısında yeni görevlendirilen genel başkan yardımcılarının çalışma programlarına ilişkin ön hazırlık yapıldığını aktaran Tamaylıgil, bundan sonra parti yöneticilerinin bir aylık çalışmalarına ilişkin hedef programlarını kurul gündemine sunacaklarını anlattı.

Tamaylıgil, MYK toplantısı sırasında DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve arkadaşlarına güvenlik güçlerince müdahale edildiği bilgisinin kendilerine ulaştığını belirterek, bu durumu kınadıklarını söyledi.

Tamaylıgil, “Özgürlükler içinde aranan hakları hiç bir copun durduramayacağına inanıyoruz. AKP iktidarı kendi uygulamaları ve kendi istekleri dışında hareket eden her türlü bilince karşı onları bertaraf etme yöntemlerini ortaya koymaktadır” dedi.CHP'nin 2011 yılında yapılacak genel seçimleri yönelik çalışma programının da MYK toplantısında ele alındığını kaydeden Tamaylıgil, halkın iktidarı için yürüyüşlerini sürdüreceklerini ifade etti.

SORULAR

Açıklamalarının sonunda herkese barış, huzur, mutluluk, birlik ve beraberlik içinde yeni bir yıl dileğinde de bulunan Tamaylıgil, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM'deki konuşmasında CHP'ye geçmiş iktidarları dönemindeki uygulamaları ve vaatlerinin kaynağı konusunda eleştirilerde bulunduğunun hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine Tamaylıgil, şunları söyledi:

“Sayın Başbakan'ın 2003 yılında bir açıklaması olmuştu 'kaynak Türkiye'dir' diye. Kaynak Türkiye'dir, Türkiye'nin kaynakları vardır ama önemli olan kaynağın ne olduğu değil, kaynağın doğru, dürüst ve bilinçli bir şekilde idare edilmesidir. Bunu bir şekilde gerçekleştirmek iktidarın görevidir. Eğer kaynağı iyi yönetemiyorsa, nasıl yönetileceğini de tasavvur edemiyorsa bu konuda Sayın Başbakan'ın kendisini bir sorgulamadan geçirmesi lazım.”

Tamaylıgil, CHP'nin geçmiş söylemleri değerlendirilirken o günün şartlarının gözardı edilmemesi gerektiğini de belirterek, “15 sene önceye gider Sayın Başbakan'ın değerlendirme ve sözlerini şöyle bir gözden geçirirsek 'çıkarttım' denilen gömleğin sonrasında gelinenin ne olduğunu da çok net görürüz. O yüzden siyasetin seviyesini, halkın bizden beklediği söylemi bu günün gerçekleriyle ortaya koymakta yarar vardır. Bu özü kaçırmamak lazımdır. Halk bizden çözüm bekliyor” diye konuştu. MYK'nin sayısının 3 genel başkan yardımcısının daha eklenmesiyle 18'e çıktığının ifade edilerek, “Karar yeter sayısının bulunmasında sorun yaşanır mı?” sorusu üzerine de Tamaylıgil, “Herhangi bir sorunumuz yok, tüzüğe uygun olarak karar alma mekanizması işleyecektir” karşılığını verdi.

Tamaylıgil, CHP'nin genel seçimlere yönelik çalışma programına ilişkin bir soruyu yanıtlarken de CHP yönetiminin seçim hukukunun getirdiği sorumluluk bilinci içinde partiyi iktidara taşımak üzere çalışmalarını yürüteceğini vurguladı. Bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan'ın bütçe görüşmeleri sırasındaki konuşmasında “Kürtçülüğün de Türkçülüğün de karşısındayım” dediği ifade edilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

“CHP'nin programında ve her zamanki söylemlerinde devletin etnik kör olması gerektiğini ve vatandaşına sosyal demokrasinin temel ilkesi olan insan başlığında yaklaşması gerektiğini dün de söyledi, bugün de söyledi, bundan sonra da söyleyecek. Herkesin etnik kimliği şerefidir. Biz hem etnik kimliğe hem inanca saygılı yaklaşımımızı ortaya koyuyoruz. Sosyal demokrasinin de gerçeği olarak insan için siyaset yapmak önceliğimizdir.”

(A.A.)