Gündem Cihaner içini WSJ'ye döktü

Cihaner içini WSJ'ye döktü

Paylaş
Cihaner içini WSJ'ye döktü

Saygın Amerikan gazetesi Wall Street Journal, yargılanmasına başlanan Cihaner'e sayfalarını açtı

ABD'nin en saygın gazetelerinden Wall Street Journal, Erzincan Başsavcıısı İlhan Cihaner'e gönderdiği sorulara 14 sayfalık bir mektupla yanıt aldı. Erzincan'daki Ergenekon davasında yargılanan Cihaner'le ilgili haber şöyle:

"Türkiye’de yaşanan kansız iç savaş, Avrupa’nın kıyısında bulunan ülkeyi bölerken, İslamcı eğilimli hükümet ve destekçileri karşısında duran eski laik düzenin altını oyuyor.

Türkiye’de yaşanan bu iç savaş ülkenin en üst düzey yargıçları ve siyasi liderleri arasında ülkenin geleceğini belirleme hakkı üzerinde bir çatışma yaratıyor. Bu kavgadan kimin galip çıkacağı, Asya ve Avrupa arasında uzanan, NATO’nun en güçlü ikinci ordusuna sahip Türkiye için büyük önem taşıyor.

Uluslararası hukuk profesörü Hasan Köni’ye göre, yaşananlar uzunca bir zamandır ertelenmiş bir çeşit “karşı devrim”. Ak Parti’yi eleştirenler partinin daha onra ortaya çıkacak bir İslamcı ajandası olduğunu şu anda otoriter metotlar kullanarak muhalefeti yok etmeye çalıştığını savunuyor. Köni, "Eğer gerçekten durum böyleyse, o zaman biz [liberal] Türklerin ve Batı'nın başı gerçekten belada demektir" dedi.

CİHANER DOSYASI

Hükümetin derin devlete karşı başlattığı saldırıda, yaklaşık 200 kişi “Ergenekon” adlı derin devlet komplolarında hükümetin istikrarını bozmaya yönelik eylemlerde yer almak suçlamasıyla tutuklandı ve yargılanmaya başladı.

Tutuklanan savcılardan biri olan İlhan Cihaner, 1999 yılında derin devlete karşı yürüttüğü soruşturmada, PKK'yla yaşanan çatışmalarda insanları katlettiklerinden şüphe edilen askeri polisleri takibe almıştı. Cihaner Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek askeri polisin gizli istihbarat biriminin varlığını belgelere geçirdi.

Gizli istihbarat teşkilatı hakkında yazılan bir kitaba ve Cihaner’in hapishaneden Wall Street Journal'a (WSJ), gönderdiği 14 sayfalık mektuba göre Cihaner soruşturma kapsamında mezarları açtırarak cinayetlerle eldeki silahları karşılaştırmasını yaptırdı.

Cihaner, 2007 yılında geldiği Erzincan’da, izinsiz Kuran kurslarını soruşturmaya başladı. Cihaner’in, telefon kayıtlarının incelenmesiyle genişleyen İsmailağa Cemaati soruşturması, dini gruplar ile hükümet arasındaki bağlardaki yolsuzluğu ortaya çıkarmayı amaçlıyordu.

İsmailağa Cemaati, Türkiye'ye şeriat düzenini getirmek istiyor. Grubun liderinin yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu yaptığı açıklamada, yaklaşımlarının, Atatürk'ün Osmanlı sonrası devrimiyle sağlanan "1,000 yıllık geleneksel yapıdan kopuş"a direnmek olduğunu söyledi. Ustaosmanoğlu, Cihaner'in sadece görevini yaptığı yönündeki değerlendirmeleri de reddetti.

GELİNEN NOKTA

Bu arada Haziran ayında bir gazete derin devletin, dikkatin Ergenekon davasından uzaklaşması için hükümeti devirme görünümü altında tarikatlara yönelik bir plan hazırladığı yönünde bir belge yayımladı. Belgede bir yerlerde gömülü silah ve mühimmatla ilgili iddialarda bulunuldu.

Ekim ayında, Erzincan’ın dışındaki bir gölden askeriyeye ait silahlar çıkarıldı. Cihaner, silahların askeri zedelemek için yerleştirildiğini belirtirken, bir başka savcı Osman Sanal silahların ne amaca hizmet ettiğini ortaya çıkarmaya yönelik bir soruşturma başlattı. Sanal kısa bir süre sonra, İsmailağa Cemaati soruşturmasının kendisine devredilmesi talebinde bulundu ve talebi kabul edildi. Cihaner ise 17 Şubat'ta gözaltına alındı.

Cihaner’in tutuklanması ardından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Sanal’ın yetkisini aştığını belirtirken, hükümet HSYK’ya hazırladığı anayasa değişikliğiyle cevap verdi.

Bugünlerde tartışılmakta olan 30 maddelik anayasa değişiklik teklifi Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ya atanacak isimler konusunda hükümete önemli bir söz hakkı verecek. Ancak hükümet liderleri amaçlarının yargının orduya boyun eğen yapısını değiştirmek olduğunu ifade etti.

HSYK Başkan Yardımcısı Kadir Özbek, hükümetin sadece Avrupa’dan yardım almakla kalmadığını, hükümetin mahkemelere getirmek istediği demokratik gözetimin onları kontrol etmek olduğunu ifade etti ve sözlerini noktaladı: “Türkiye’de her şey bölünmüş durumda.”

(Hürriyet)

3