Gündem 'Çıplak arama işkencesini regl olduğum günlerde bile çekiyorum'

'Çıplak arama işkencesini regl olduğum günlerde bile çekiyorum'

Paylaş
'Çıplak arama işkencesini regl olduğum günlerde bile çekiyorum'

CHP Kocaeli Cezaevi raporunda mahkûmların hapishaneye her girişte eğilip, öksürtüldüklerine yer verildi

CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu Üyeleri, Veli Ağbaba, Özgür Özel, Nurettin Demir ve Muharrem Işık’ın Kocaeli Açık Cezaevinde incelemelerinden sonra hazırladıkları rapora, kadın mahkûmların ‘çıplak aramaya’ ilişkin yaşadıkları damgasını vurdu. Kadın mahkûmlardan biri, “Önce üstümüzü sonra altımızı çıkarıyorlar: Eğil, otur, öksür, kalk. Eğilirken, öksürtüyorlar. Cezaevine her girişte aynı işkence” diyor. Diğer bir kadın da, “Çıplak arama işkencesini regl olduğum günlerde bile çekiyorum, pedimi dahi çıkartıyorlar”.

7 kadın- 5 erkek mahkûmla görüşüldü

Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Erzincan Milletvekili Muharrem Işık’tan oluşan CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu Üyeleri’nin Kocaeli Açık Ceza İnfaz Kurumu’nu ziyaret etti. Kadın ve erkek mahkûmlar ile görüşmeler yaptı. 7 kadın ve 5 erkek olmak üzere 12 mahkûm ile görüşen Komisyon üyelerinin değerlendirmelerine aşağıda yer verilmiştir.

‘450 kapasiteli cezaevinde 763 kişi kalıyor’

Komisyonun, inceleme sonrası hazırladığı raporda, “Kocaeli Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun web sitesinde 450 kişilik kapasitenin olduğu belirtilmiş olmasında rağmen, cezaevinde 255 kadın ve 508 erkek olmak üzere toplam 763 mahkûm bulunmaktadır” dendi. Kapasite fazlalığının ciddi problemlere neden olduğu, yemek ve barınma konularında büyük eksiklik yaşandığına dikkat çekildi.

Mahkûmların tümü: Yemekler kötü

Yemeklerin çok kötü olduğu yönündeki mahkûmların ortak görüşü olduğuna dikkat çekilerek, cezaevinde kitap ve kıyafet sınırlaması olduğu vurgulandı. Raporda, “Her bir mahkûmun 4 kazak ve 4 pantolon bulundurmasına izin verilen cezaevinde yapılan görüşmeler sonunda ortak sorunların dışında erkeklerin ve kadınların kaldığı bölümlerde farklı sorunların olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Erkek koğuşunda en büyük sorun kapasite sorunu iken, kadın koğuşunda en büyük problem çıplak arama ve keyfi olarak mahkûmlar hakkında tutulan tutanaklar olarak ifade edilmiştir” denildi.

Raporun ‘ kadın mahkûmların sorunları” başlıklı bölümüne ‘çıplak ve oyuk arama’ şikayetleri ve kadın mahkumların bu yöndeki anlatımları damgasını vurdu. Raporda bu bölüm şöyle yer alıyor:

‘Eğilirken öksürtüyorlar’

“Çocuklu mahkûmların da bulunduğu kadın koğuşunda bazı kadın mahkûmlar infaz koruma memurlarına “yakın” olan diğer mahkûmların kendi üzerlerinde baskı kurduğunu söylemektedirler. Diğer yandan kadın koğuşundaki en büyük sorunun “çıplak arama” olduğu ortaya çıkmıştır.

Günlük çıplak arama ve oyuk araması: Eğilirken öksürtüyorlar

Açık Cezaevi olmasından dolayı izin kullanabilen, eğitimlerine devam edebilen mahkûmlar, cezaevlerinde her giriş çıkışta “çıplak aramaya” tabi tutulduklarını ve bu onur kırıcı uygulamadan dolayı çok rahatsız olduklarını belirtmektedirler. Kadınlar uygulanan çıplak aramayı şu cümleler ile anlatıyorlar: “Önce üstümüzü sonra altımızı çıkarıyorlar: Eğil, otur, öksür, kalk. Eğilirken, öksürtüyorlar. Cezaevine her girişte aynı işkence ”

‘Çıplak arama işkencesini regl olduğum günlerde bile çekiyorum, pedimi dahi çıkartıyorlar’

Bir kadın mahkûm çıplak arama sürecini şu cümleler aktarmıştır:

“İzinden her gelişimizde çıplak arama yapılıyor. Önce üstümüzü çıkarıyorlar. Sutyenimizi çıkarıyorlar. Sonra üstümüzü giyinip pantolonumuzu ve iç çamaşırımızı çıkarıyorlar. Üç kez öksürüyoruz. Sonra 3 kez eğilip, kalkıyoruz. Bazen izinden döndüğümde regl oluyorum. Pedimizi dahi çıkarttıkları için bu zamanlarda çıplak arama tam bir işkence haline geliyor benim için”

‘Çıplak aramayı reddettim, 15 gardiyan üzerime atladı’

Bir diğer kadın mahkûm, cezaevine girişte çıplak aramayı reddettiğin de 15 gardiyanın üzerine atlayarak zorla arama yaptığını belirtmiştir. Kadın mahkûm kendisini zorla soydukları için tepki gösterdiğini ancak daha sonra bu tepkisi yüzünden kendisine ceza verildiğini söylüyor.

‘En büyük korkumuz tutanak yemek’

Görüşülen kadın mahkûmlar, en büyük korkularının haklarında tutanak tutulması olduğunu belirttiler. İnfaz koruma memurlarına soru sorarken bile tedirgin olduklarını söyleyen kadın mahkûmlar, “tutanak yersek kapalı cezaevine gönderiyorlar. Kapalı cezaevine gönderilme korkusu yüzünden sürekli tedirginiz” diyorlar. Sürekli bir tedirginlik içinde yaşadıklarını belirten kadın mahkûmlar, insan gibi muamele görmek istiyoruz, tutanak ile tehdit ediyorlar diyor.

Tuvalet sırasında beklediği için tutanak yediğini belirten bir kadın mahkum yüksek sesle konuşmalarının bile tutanak konusu haline getirildiğini söylemektedir.

‘Cezaevi şartları gittiğimiz okullarda da geçerli’

Açık Cezaevi olmasından dolayı eğitimlerine devam edebilen mahkûmlar, cezaevi koşullarının gittikleri okullarda da geçerli olduğunu ifade etmiştir. Devam etmiş olduğu üniversiteye gidiş gelişin 2,5 saat sürdüğünü söyleyen bir kadın mahkûm, okulda internet kullanmasının yasak olduğunu belirtmektedir. Okulun bahçesinin dışına çıkmasının dahi yasak olduğunu belirten kadın mahkûm, sürekli bir korku ve tedirginlik içinde olduklarını beyan etmiştir.

‘Param yok, izin kullanamıyorum, çocuklarımı göremiyorum’

Dul maaşı için başvurduğunu ancak alamadığını bu nedenle de cezaevinde parasız kaldığını belirten bir kadın mahkûm çok mağdur olduğunu ifade etmektedir. Parası olmadığı için izne çıkamadığını beyan eden kadın mahkûm, bu nedenle çocukları ile görüşemediğini, çocuklarının gitgide kendisinde uzaklaştığını belirtmiştir.

‘65 yaşında yarı felçli Abuş Büyükkaya’


Erkeklerin kaldığı bölümde çıplak aramanın yapılmadığı ifade edilmiştir. Aynı kadın koğuşunda olduğu gibi izin kullanan mahkûmlar cezaevi girişlerinde eşya araması yapıldığını söylemişlerdir. Görüşülen erkek mahkûmlar, kapasitenin çok üstünde mahkûm tutulduğunu bu nedenle ciddi bir barınma sorunu olduğunu beyan etmişlerdir.

Yürüyemeyen hasta mahpus, kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor’

Erkek koğuşunda bulunan 65 yaşındaki Abuş Büyükkaya’nın kalbinde stent bulunuyor. Yarı felçli olduğu için yürüyemeyen Büyükkaya, aynı zamanda tansiyon ve şeker hastası. Ranzalara çıkıp-inmesi mümkün olmayan Büyükkaya, kendi başına yemeğini yiyemiyor ve banyo ihtiyaçları arkadaşları tarafından karşılanıyor.

T24- Hülya Karabağlı