Dünya Clinton ve Trump Türkiye'yle ilgili hangi politikaları savunuyor?

Clinton ve Trump Türkiye'yle ilgili hangi politikaları savunuyor?

Paylaş
Clinton ve Trump Türkiye'yle ilgili hangi politikaları savunuyor?

ABD'de bugün yapılmakta olan seçimin ardından yeni başkanın kim olacağı, Ankara-Washington ilişkisinin önümüzdeki dönemde nereye evrileceğini de önemli oranda etkileyecek

İki ülke arasında son dönemde özellikle Suriye, YPG, Irak, 15 Temmuz darbe girişimi ve Fethullah Gülen'in iadesi gibi başlıklar öne çıkıyor.

Demokrat aday Hillary Clinton ve Cumhuriyetçi aday Donald Trump seçim kampanyaları döneminde genel olarak dış politikaya çok eğilmedi ve Türkiye'den ise hiç bahsetmedi.

Ancak, BBC Türkçe'deki değerlendirmeye göre, liderlerin dış politikaya, Orta Doğu'ya ve Rusya'ya yönelik genel yaklaşımları, çevrelerindeki dış politika danışmanlarının görüşleri, bazı medya demeçleri ile Clinton'ın dışişleri bakanlığı dönemindeki performansı ve yazdığı kitap genel çıkarımları mümkün kılıyor.

Öncelikle, önümüzdeki dönemde liderlerin Türkiye politikalarını belirleyecek en önemli konulardan biri Suriye olacak gibi görünüyor.

'CLINTON SURİYE'DE REJİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUNDA TÜRKİYE'YE DAHA YAKIN'


Donald Trump, izolasyoncu dış politika anlayışına paralel olarak, Orta Doğu'da rejim değişikliği için gerçekleştirilen askeri müdahaleleri de, bu değişikliklere kaynak aktarımını da eleştiriyor.

Yeni muhafazakârlarla (Neo-con'lar) bu açından ayrışan, partisinin hükümeti tarafından gerçekleştirilen Irak savaşını eleştiren Trump, Clinton'ı da, dışişleri bakanlığı dönemindeki Libya müdahalesi nedeniyle defalarca eleştirdi.

Trump, DAEŞ'le savaşı sürdürmekle birlikte Suriye krizini de Rusya ile görüşerek çözmek istediği izlenimi veriyor.

Clinton ise Suriye ve genel olarak Orta Doğu'da çok daha aktif ve müdahaleci bir siyaseti savunuyor, bu kapsamında Suriyeli silahlı muhaliflerle ilişkiyi de derinleştirmeyi istiyor.

BBC Türkçe'ye konuşan Oklahoma Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Müdürü Prof. Dr. Joshua Landis, 'Suriye'de Esad yönetimi ve isyancılara bakışla ilgili Clinton'ın Türk hükümetine daha yakın olduğunu' söylüyor:

"Clinton, Rusya ve Esad'a karşı koymak için çok daha fazla Amerikan gücü kullanacağını söyledi. Uçuşa yasak bölgelerden bahsetti. Bu bizi şuna götürüyor.... Hillary Clinton ve Türkiye'nin çıkarları, Trump'la olacağından çok daha fazla kesişecek. Suriyeli isyancı güçlere destek verilecek."

'TRUMP, ERDOĞAN GİBİ GÜÇLÜ LİDERLERİ BENİMSESE DE...'


Landis, bu konuda Trump ile Türk hükümetinin hedeflerinin çeliştiğini belirtiyor:

"Trump, DAEŞ'i yenmek için Rusya'yla çalışmak istiyor, bu da dolaylı olarak Esad'la çalışmak istediği anlamına geliyor, Obama ve Clinton bunu reddediyor.

"Trump, Orta Doğu'daki savaşlarla Amerika'nın değil Orta Doğu güçlerinin kendilerinin baş etmesi gerektiğini düşünüyor. O, güçlü liderlerin bugünkü Orta Doğu'ya çözüm olduğunu söylüyor. Bu, Türkiye için iyi bir şey olarak görülebilir. Çünkü tabii ki Erdoğan güçlü bir lider. Ancak Trump'ın politikası, Erdoğan'ın Suriye'de Esad'dan kurtulma politikasıyla çelişiyor".

Peki Trump'ın seçilmesi durumunda Türkiye ve ABD'nin, Esad'ın iktidarının sürmesi konusunda anlaşması olasılık dışı mı?

Landis, olasılık dışı olmadığını ama çok zor olduğunu düşünüyor.

'SURİYELİ KÜRTLERLE POLİTİKAYI DEĞİŞTİRMEK ZOR'

Her ne kadar Clinton'un genel Suriye politikası Türk hükümetine daha yakın olsa da, Clinton, Türkiye'nin eleştirdiği YPG ile ilişkide çok daha ısrarcı.

Joshua Landis'e göre Clinton, ilk iş olarak DAEŞ'i yenmek istiyor ve bunun için sahada Kürtlerle hareket etmekten vazgeçmesi zor olacak:

"Clinton DAEŞ'i Rusya olmadan yenmek istiyor. Bunu ya Türkiye'yle ya da Kürtler ile yapacak. Türkiye Rakka'da Suriyeli isyancıları kullanarak, DAEŞ'i yok etmeyi önerdi. Teoride Clinton bunu kabul edebilir.

"Savunma Bakanlığı'ndan buna iyi destek gelir. Çünkü Savunma Bakanlığı Türkiye'yi değerli bir müttefik olarak görüyor. Türkiye'yi Rusya'yı sınırlamak için temel aktör olarak görüyorlar.

"Ancak şu net değil. Clinton Türkiye pahasına Suriyeli Kürtleri desteklemeye devam eder mi? Clinton'ın dışişleri bakanlığı döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi olan Philip H. Gordon, Kobani döneminde askeri müdahaleyi desteklememiş ve Türkiye'yle ilişkilerin tehlikeye girmesini istememişti. Ancak bu uzun zaman önceydi. Şimdi ABD için Kürtleri terk etmek çok zor".


'TRUMP DA SURİYELİ KÜRTLERİ DESTEKLİYOR'


Bu arada Trump, Clinton'dan farklı bir Suriye politikasını savunsa da o da Suriyeli Kürtlerin desteklenmesini savunuyor.

Trump, Temmuz ayında New York Times'ta yayımlanan röportajında, "Ben Kürtlerin büyük hayranıyım" demiş, soruyu soran gazetecinin "Ama Erdoğan değil, bu durumla nasıl baş edeceksiniz" diye sorması üzerine şu cevabı vermişti:

"İdeali, onların hepsini bir araya getirmek olur. Ve bu bir olasılık olur. Ama ben Kürt güçlerin büyük bir hayranıyım. Aynı zamanda, Türkiye'yle potansiyel olarak çok başarılı bir ilişkimizin olabileceğini düşünüyorum. Ve ikisini bir şekilde bir araya toplamak gerçekten harika olacaktır."

BBC Türkçe'ye konuşan uluslararası düşünce kuruluşu Carnegie Europe'un uzmanlarından, eski Avrupalı diplomat Marc Pierini ise YPG gerilimi konusunda, "ABD ve Türkiye'nin bu konudaki pozisyonundaki geniş boşluğun kolay kapanıp kapanmayacağı net değil. Yeni ABD Başkanı kim olursa olsun bu konudaki sert görüş farklılıklarının var olmaya devam etmesi muhtemel" diyor.

Uzmanlar, yeni başkan kim olursa olsun ABD'nin Türkiye'de, çözüm sürecine geri dönülmesini savunacağını da belirtiyor.

"FETHULLAH GÜLEN'İN İADESİ KARARI YARGININ'


Türkiye ile ABD arasında son dönemki gerilimin önemli başlıklarından biri de ABD'nin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkisi iddiası ve Fethullah Gülen'in iadesi konusu oldu.

İki lider de iade konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Ancak uzmanlar, Gülen'in olası iadesi konusunda 'bunun yargının işi olduğu' söyleminin öne çıkacağını söylüyor.

Marc Pierini, "Türkiye'nin Gülen'in iadesi talebi konusu ABD'nin yeni başkanının kim olacağıyla ilgili değil. Bu, ilgili kişinin temyizini de içerecek şekilde doğal seyrini izleyecek bir yargı sürecidir. Bu süreç de, yeni başkanın görev süresinin en az yarısına kadar devam edecektir" diyor.

'ABD, TÜRKİYE'Yİ MÜTTEFİK OLARAK TUTMAK İSTEYECEK'


Olası bütün farklılıklara rağmen uzmanlar, kim kazanırsa kazansın, ABD'nin bölgedeki çıkarları nedeniyle Türkiye'yle müttefikliğine önem vereceği görüşünde.

Pierini "Ankara ve Washington arasındaki ayrımlar sürüyor ve sürecek gibi duruyor. Bundan dolayı bir sonraki ABD Başkanı'nın temel hedefi, ABD seçim kampanyasındaki ve Türkiye'deki iç siyasetteki anlatıların ötesinde, bu farklılıkları ve minimize etmek, bunları yönetmektir" diyor.

Landis de, "Geniş anlamda olarak ABD politikasına bakarsak bu şudur: Türkiye'yi bir müttefik olarak tutmak ABD çıkarlarına uygundur. Türkiye temelde stratejik olarak çok önemli bir ülke" diye konuşuyor.

Yeni ABD Başkanı'nın Türkiye politikalarının nasıl olacağının görülmesi için belirli bir zaman gerekecek.

Ancak bilinen şu ki Washington-Ankara ilişkisi Orta Doğu'daki gelişmelerden de etkilenerek seyir alacak.

Haberin Devamı