Sağlık Çocuğunuz televizyon kapandığında tepki vermiyorsa dikkat!

Çocuğunuz televizyon kapandığında tepki vermiyorsa dikkat!

Paylaş
Çocuğunuz televizyon kapandığında tepki vermiyorsa dikkat!

2 Nisan Otizm Farkındalık Günü için açıklama yapan Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Özgür Öner'den ailelere çok önemli uyarılar...

Dünyada her 68 çocuktan birinde görülen Otizm Spektrum Bozukluğunun sosyal ilişki bozukluğu ile kendini ifade ettiğini, hastalık tanısı alan tüm çocuklarda günlük hayatı sekteye uğratan belirtilerin az ya da çok mutlaka olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özgür Öner, televizyon kapandığında bile çevresiyle iletişim kurmayan, ilgisiz davranan, seslenildiğinde cevap vermeyen çocukların mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

TELEVİZYON KAPANDIĞINDA NELER OLUYOR?


Bir yaşından itibaren çocukların özellikle televizyon karşısındaki tavırlarına dikkat etmek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Öner “Çocuklara iki yaşından önce kesinlikle televizyon izlettirmeyin, cep telefonu ve tabletle buluşturmayın. Bunu çok sık söylüyoruz ancak yine de günlük hayatta maalesef ailelerin buna uymadığını ve çocukları televizyon karşısında bıraktığını görüyoruz. Çocuk televizyon izlerken sağlıklı çocuklarda seslenseniz, işaret etseniz, dikkatini çekmeye çalışsanız da başarılı olamazsınız. Televizyonu kapattığınızda otizmli olmayan çocuklar yeniden sosyal hayata döner, size cevap ya da tepki verir. Otizmli çocuklar ise televizyon kapandığı zaman bile yeterli bir tepki vermez, göz teması kurmaz, oyun başlatmaz, işaret etmez, anne ve babasının ilgisini çekmeye çalışmaz. İlgisiz halleri devam eder. İşte anne babalar bu belirtiyi kesinlikle kaçırmamalı. Eğer çocuk, televizyon kapandıktan sonra da etrafındakilerle iletişim kurmuyorsa mutlaka bir uzmana başvurun. Bununla beraber, genel anlamda, 18-24 ay arasındaki çocuk göz teması kurmuyorsa; sosyal oyunlara katılmıyor, aile ile gülmüyorsa; bir şeyi işaret etmiyor, işaret edilen yere bakmıyorsa yine bir uzmana başvurmanız doğru olacaktır.” şeklinde konuştu.

OTİZMLİ ÇOCUKLARIN AİLELERİNE DESTEK OLUNMALI


“Otizmli bireylerde görülen kısıtlı ilgiler, aynılık tutkusu, duyusal farklılıklar, sesler, tatlar, kokular, dokunma ve görme ile ilgili olağanüstü hassasiyetler, bozuklukla ilgili yeterli bilgisi olmayan kişiler tarafından ‘şımarıklık, yaramazlık, sınırsızlık’ gibi görülebilir.” diyen Prof. Dr. Özgür Öner “Bu durum, otizmli bireylerin ailelerinin de yanlış olarak çocuklarına yeterli terbiyeyi vermeyen insanlar olarak değerlendirilmesine yol açıyor. Oysa otizmli bireylerde çok şiddetli olabilen takıntılar ve duyusal farklılıklar, bireyin davranışlarını belirli olarak kısıtlıyor ve yönlendirilmesi çok güç olabiliyor.” derken ailelerin sorunlarına da dikkat çekti. Ailelerin hem ekonomik hem de psikolojik olarak desteklenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Öner, özellikle erken teşhisle çocukların tedavi ve eğitime yönlendirilmesinin, hayatlarını büyük ölçüde değiştireceğini, hastalığı tam olarak iyileştirmese de belirtileri hafifletebileceğini ifade etti.


İSTANBUL'DA TARAMA YAPILACAK


İstanbul’da yaşayan, 18-36 ay arası çocuklar, Otizm Spektrum Bozuklukları riskine karşı taranacak. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Özgür Öner; İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen, Tohum Otizm Vakfı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü ortaklığında yürütülen ‘Otizmde Tarama, Tanılama ve Eğitim Modelinin Geliştirilmesi Projesi’ kapsamında olacak.

OTİZM NEDİR?


Otizm, tek bir bozukluğa karşı gelmemektedir. Otizm başlığı altında benzeyen yanları en az benzemeyen yanları kadar çok olan bir grup bozukluk yer almaktadır. Bu nedenle otizm spektrum bozuklukları teriminin kullanıldığını görmekteyiz.

BELİRTİLERİ NELER?


Gelişimsel bir bozukluk olarak, OSB belirtileri genetik yatkınlık ve çevresel etkenleri ilişkisiyle ortaya çıkar. Bu etkenler çocuğun çevresinden öğrenmesini engeller. Ortaya çıkan erken belirtiler, çocuğun dikkat örüntülerini ve çevreyle ilgili deneyimlerini değiştirerek sosyal öğrenme fırsatlarını daha da kısıtlar. Klinik fenotipin ortaya çıkmasında koruyucu faktörler de rol oynar.

Otizm tanısı gelişmiş ülkelerde dahi gecikmektedir. 2008 Centers for Disease Control and Prevention (CDC) verilerine göre, ortalama tanı yaşı otistik bozukluk için 48 ay, otizm spektrum bozukluğu için 53 ay ve Asperger bozukluğu için 75 ay olarak saptanmıştır. Bozukluğun şiddeti, düşük sosyoekonomik düzey, etnik azınlık olmak, bakım veren kişilerin otizmin erken belirtilerini bilmemesi, kaynakları yetersiz bölgelerde yaşamak ve tanıdan önce fazla sayıda klinisyene başvurmak otizm tanısının geç konmasına neden olmaktadır. Erken tedavi daha etkili olduğu için erken belirtilerin tanınması önemlidir. Ortak dikkat oluşmaması, sosyal ilişki bozukluğu, ismi seslenildiğinde bakmamak belirtiler arasındadır. Otizm belirtileri ile ilgili hatırlanması gereken durum farklı olgularda çok farklı belirtilerin görülebildiğidir. Otizm olguları birbirinden çok farklı belirtiler gösterebilir, ancak hepsinde sosyal ilişki sorunu vardır.

KARŞILAŞILAN SORUNLAR NELER?


Otizm spektrum bozukluklarına eşlik edebilen diğer sorunlar arasında zeka gelişiminde gerilik, epilepsi ve diğer nöbetler, gastrointestinal sorunlar sayılabilir. Ayrıca otizmi olan bireylerde diğer psikiyatrik sorunlara (kaygı bozuklukları, depresyon, davranış sorunları, zarar verme, dikkat eksikliği, hiperaktivite vs) sıklıkla rastlanmaktadır.

OTİZMİN GENİ VAR MI?


Otizmin nedeni bilinmemektedir. Ancak otizmin genetik, çevresel etkenlerle kısmen ilişkili, erken başlangıçlı bir sinir sistemi bozukluğu olduğu açıktır. Otizm genetik bir bozukluktur. Otizmin toplumdaki sıklığı %0.6

iken, kardeşinde otizm olan çocuklarda bu sıklık bozukluğun derecesine göre yüzde yirmilere kadar çıkmaktadır. Ancak otizm tek bir gendeki sorun ile ortaya çıkan bir sorun değildir, dolayısı ile bir “otizm geni” yoktur. Otizme yol açan genler yüzlerce, hatta binlerce olabilir, bu genler farklı hastalarda farklı etkiler gösterebilir, belli gen kombinasyonları belli belirtilere yol açıyor olabilir veya genlerle çevrenin etkileşimi sonucunda bozukluk ortaya çıkabilir.

MR ÇALIŞMALARI NE GÖSTERİYOR?


Otizmi olan bireylerle birçok beyin görüntüleme çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalar birçok beyin bölgesinde anormallik olduğunu ortaya koymuştur. En tutarlı bulgulardan birisi otizmi olan çocukların erken dönemde baş çevrelerinin ve beyin hacimlerinin daha büyük olmasıdır. Çok yeni bir çalışmada, beyin hacmindeki ve yüzey alanındaki artışın otizm bulgularının hangi çocuklarda ortaya çıkacağını anlamak için kullanılabileceği rapor edilmiştir. İşlevsel beyin görüntüleme çalışmaları otizmi olan bireylerde yüz tanıma, duygu tanıma, sosyal ilişkilerle ilişkili bölgelerde normalden farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur.




Haberin Devamı