Hakan Çelik Çok kutuplu bir dünya kuruluyor
HABERİ PAYLAŞ

Çok kutuplu bir dünya kuruluyor

Haberin Devamı

Adana’daki terör saldırısı, El Bab’da Türk askerlerinin şehit edilmesi, Avrupa Parlamentosu’nun kararı, ekonomik daralma, yükselen kur, diğer taraftan yeni bir anayasal sistem kurmaya çalışan bir ülke... Gündem gerçekten çok ağır. Herhangi bir ülkenin kolay başa çıkamayacağı zorluklar bunlar. Güçlüklere karşın ayaktayız. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hiç kimse Türkiye’nin bu kadar hızlı bir toparlanma yaşayacağını düşünmemişti. Atatürk Havalimanı’nı kana bulayan korkunç terör saldırısının üzerinden 24 saat geçmeden uçuşlar normale döndü. Türk Hava Yolları seferlerini aksatmadı. Bunlar olağanüstü başarılar. Bence bu; ülkesini çok seven insanların hayata tutunma iradesidir. Belli bir süre içinde sınırlarımızın ötesinde, yanı başımızda çok ciddi dönüşümlere tanıklık edeceğiz. Bu süreçte ülke ve millet olarak birlikteliğimiz çok önemli.



İngiltere’nin AB’den çıkma kararı, Avrupa’daki daralma baskısı, ABD’de kurulu düzene kafa tutan Donald Trump’ın başkan seçilmesi ve Ortadoğu’da değişmek üzere olan haritalar... Bunların hepsi küresel düzeyde yeni sancıların işareti. Önümüzdeki süreçte dünyada, daha çok konuşacağımız liderler olacak. Uluslararası sistem çekişmeli ve çok kutuplu bir hal alacak. Halkın desteğini alan siyasilerin güçleneceği bir döneme giriyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bunun en somut örneklerinden. Girdiği tüm seçimler ve referandumlardan zaferle çıktı. Erdoğan, küresel sisteme itirazını “Dünya beşten büyüktür” diyerek Trump’tan önce dile getirmişti. Amerika’da Donald Trump, Rusya’da Vladimir Putin, Almanya’da Angela Merkel karizmatik ve güçlü figürler. Zaten dünyada karar alma süreçleri de bu isimler çevresinde gelişiyor. Amerika’yı çok iyi tanıyan bir siyasetçi olan, AB eski Bakanı Egemen Bağış’ın yaptığı değerlendirmeler önemli. Trump, Kuzey Kore’nin nükleer denemeleri sorulduğunda “Bana ne, o Çin’in sorunu” demişti. Trump’ın, Suriye, İran konularında da farklı çıkışları var. Bu süreçte Avrupa ve Amerika’nın, Türkiye ile işbirliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacı olacak. Yeni bir dünyanın kurulmakta olduğunu göremeyen, dar kalıplar ve önyargılarla hareket eden Avrupa Birliği’nin küresel sistem içindeki yeri de sınırlanacak. AB, Türkiye’yi elinin tersiyle bir kenara iterek tarihi fırsatı kaçırdığını gördüğünde çok geç kalınmış olacak.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder