AŞK DOKTORU MEHMET COŞKUNDENİZ YAZDI... https://twitter.com/askdoktoruInstagram: askdoktoruu AŞK DOKTORU MEHMET COŞKUNDENİZ YAZDI... https://twitter.com/askdoktoru Instagram: askdoktoruu Uzun süren ilişkilerde çiftlerin birbirine tahammülsüzlüğü giderek artar. İlişkinin başında göze hoş görünen şeyler, daha sonra batmaya başlar. Hatta çiftler birbirini deli eder. Bunları düzeltmek zor değildir ama önce kadınların erkekleri, erkeklerin de kadınları nasıl delirttiğine bir bakmak gerekiyor. Birileri araştırmış, ben de size aktarıyorum. ERKEKLER çorabını, pantolonunu, gömleğini çıkarttığı gibi herhangi bir yere atması. Te Doğum kontrolü işini tamamen kadına bırakması. Kırk yılın başında mutfağa girip, her tarafı batırması. Kendi annesini göklere çıkarması, kadının annesinden söz edildiğinde ağız eğmesi. Hep kendi işini övmesi, sevgilisinin işini küçük görmesi. KADINLAR Sürekli dırdır ve şikayet etmesi. Hafta sonu erkenden uyanıp evin içinde temizliğe girişmesi. Dışarıya çıkarken sallana sallana hazırlanması ve erkeği bekletmesi. Erkek seks yapmak istediği zaman kadının 'Başım ağrıyor' gibi bahaneler uydurması. Fırçalarda, taraklarda, küvette, lavaboda, çarşafta, kısacası evin her köşesinde saç bırakması ve bunları toplamaması “Benim arkadaşım, senin arkadaşın” ayrımı yapması. Temizlik kontrolörlüğüne soyunması. Evde eşofman, tayt, pijama giyip seksi geceliklerini çekmeceden çıkarmaması. Diyete girdiğinde erkeğin de kendisiyle aynı işkenceye katlanmasını istemesi. İlişki bitirmek için sudan bahaneler KADINLAR Yatağın üstüne kirli kıyafetleriyle oturdu. Yemek yerken ağzını fazla şapırdatıyordu. çok kıllıydı. üstelik traş olduktan sonra lavabodaki sakal artıklarını temizlemiyordu. Televizyonda seyrettiğim programın en güzel yerinde kanal değiştirdi. Beyefendi maç izleyecekmiş. Esprilerini hiç komik bulmuyordum. Sırf birlikte olduğumuz için gülmek zorunda kalıyordum. Kendi doldurduğu küllükleri bile boşaltmazdı. Bir de bana 'pasaklı' diyordu. E harfini ağzını yayarak söylüyordu. En çok sevdiğim bibloyu kırdı. Annemin hatırasıydı. Benim eşyalarıma özen göstermiyordu. Yaşgünümde turuncu bir şapka aldı. Ne turuncu severim ne şapka. Bunu bilmesi lazımdı. Tatile giderken çiçekleri emanet ettim, hepsini kuruttu. çiçeklere bakmayan bana da bakamaz. Omleti paylaşmak için ikiye böldü, büyük parçasını kendine aldı. Zaten hep böyle yapar. Giyinmeyi bilmiyor. Benim istediğim tarzda kıyafetler almıyor. Onun yanında utanıyorum. Ne zaman arasam işi var. Tamam biliyorum, bizim için çalışıyor ama ben de ilgi istiyorum. ERKEKLER Araba kullanmayı bilmiyordu, taksiye, otobüse binmiyordu. Her yere ben bırakmak zorundaydım. Ne zaman bir yere götürsem işi bitene kadar beklememi istiyordu. Ben onu Yemeğe fazla tuz atmamasını bin kere söyledim. Ama sürekli önüme şap gibi yemek çıkarıyordu. Ben “Bakımlı ol” dedikçe o kendini iyice salıyordu. İnsan karşısında güzel kadın görmek istiyor. Her yere birlikte gitmemizi istiyordu. Ama ben kendi arkadaşlarımla da buluşmak istiyorum. çok kıskançtı. Bana nefes aldırmıyordu. Yolda bir kadına göz ucuyla baksam bile olay çıkıyordu. Ailesinden bir türlü kopamadı. Benimle bir ilişkisi olduğunu sanki hep unutuyordu. Ben öncelikli olmak isterim. Ama hep ikinci, üçüncü plandaydım. Varsa yoksa arkadaşları. Sürekli dağınıklığımdan yakınıyordu. İyi de insan evinde rahat etmeyecek mi kardeşim? Bu kadar da hassas olunmaz ki! Azıcık sinirlenip bir kelime söylesem hemen ağlamaya başlıyor. Ne kadar uyardıysam dinlemedi. Ben tanıdığımda 55 kiloydu, şimdi 70 kilo oldu. Pes yani! İçkime, sigarama karışıyor. Ağız tadıyla bir kafa çekemedim. Benimle hiç içki içmedi.