Oyuncu dediğiniz her rolü üstlenecek kadar cesur olmalı. İstisnalar kaideyi bozmaz ama mesela bizim erkek oyuncular eşcinseli canlandırmaktan çekinir. Oysa yabancı aktörler bu rolleri kaçırmıyor, performanslarıyla da ödüller alıyorlar Oyuncu dediğiniz her rolü üstlenecek kadar cesur olmalı. İstisnalar kaideyi bozmaz ama mesela bizim erkek oyuncular eşcinseli canlandırmaktan çekinir. Oysa yabancı aktörler bu rolleri kaçırmıyor, performanslarıyla da ödüller alıyorlar. 1996'da Robin Williams 'Birdcage-Kuş Kafesi' adlı filmde gece kulübü sahibi Armand Goldman'ı canlandırmıştı. Film; eşcinsel bir çiftin, bu durumu müstakbel dünürlerinden saklama çabasını eğlenceli bir dille anlatıyordu. Williams'ın rol arkadaşı Nathan Lane'di. Yapım, üç dalda Oscar'a aday gösterilmişti. Beyazperdenin son James Bond'u Daniel Craig, 2006'da çekilen 'Infamous-Gerçeğin Peşinde' filminde eşcinsel mahkumdu. Jake Gyllenhaal ve Heath Ledger, 2005'te çevrilen 'Brokeback Dağı'nda birbirine aşık iki kovboyu oynadılar. Ang Lee'nin yönettiği film o dönemde büyük tartışma yaratmıştı. Film, Oscar'a da aday gösterildi. Leonardo DiCaprio Yakaşıklı aktör iki kez eşcinseli canlandırdı sinemada. İlki 'Total Eclipse' adlı filmde üstlendiği 19. yüzyıl Fransız şairi Arthur Rimbaud karakteriydi. 1995 yapımı olan filmde Leonardo'nun David Thewlis ile öpüşme sahnesi çok konuşulmuştu. DiCaprio, 2011 yılında da Clint Eastwood'un yönettiği 'J. Edgar'da FBI başkanlığı yapan ve gizli eşcinsel iddialarıyla işi tehlikeye giren J. Edgar'ı canlandırdı. Bu rolle, Altın Küre'de En İyi Erkek Oyuncu dalında aday olduysa da kazanamadı. 'Behind the Candelabra' adlı filmde Michael Douglas, zengin gay piyanist Liberace'ı, yakışıklı Matt Damon da genç sevgilisini canlandırdı. İki ünlü aktör cesur yatak sahneleri ile olay yaratmıştı. Sean Penn, 2008 yapımı 'Milk' adlı filmde oynadığı eşcinsel hakların savunucusu olan gay Harvey Milk rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Oscarı'nı kazandı. 'örümcek Adam'ın dostu Harry Osborne rolüyle tanınan James Franco ise aynı filmde Sean Penn'in sevgilisi rolündeydi. Eşcinsel haklarını anlatan 'Philadelphia' filminde Tom Hanks, AIDS'e yakalanan eşcinsel bir avukattı. 1993 yapımı film, Hanks'e Oscar'ı getirdi. Filmdeki sevgilisini Antonio Banderas canlandırmıştı. 1993 yapımı 'Six Degrees of Separation'da eşcinsel dolandırıcıyı canlandırdı. Senaryo gereği öpüşmeyi reddetti. Bu nedenle film, rolü gerçekçi olmamakla eleştirilmişti. Smith, yıllar sonra şu açıklamayı yaptı; “O zaman hayranlarımı tiksindirmekten çekinmiştim ama keşke o filmde öpüşseymişim.” Komedyen Jim Carrey 'I Love You Phillip Morris' adlı filmde düzenbaz eşcinsel rolündeydi. Jim Carrey'nin hapiste aşık olduğu ünlü oyuncu Ewan McGregor ise Phillip Morris karakterindeydi. 'Harry Potter' serisinin hayranları, 2003'te çevrilen 'öldüresiye Sevmek'te Daniel Radcliffe'i gördüklerinde şaşırmış, hatta hayal kırıklığına uğramışlardı. Radcliffe, filmde gay şair Allen Ginsberg rolündeydi ve cesur sevişme sahnelerinde yer almıştı. 2011'de çevrilen 'Zoraki Kral'da kekeme İngiltere Kralı VI. George rolüyle Oscar'ı kucaklayan yakışıklı aktör de rol için eşcinsel oldu. Moda dahisi Tom Ford'un ilk yönetmenlik denemesi 'Tek Başına Bir Adam'da sevgilisini kaybeden eşcinsel İngilizce öğretmeni oldu. 'Baba' üçlemesi başta olmak üzere hep sert adamları canlandıran Al Pacino, 1975 yılı yapımı 'Köpeklerin Günü'nde eşcinsel rolündeydi. Efsane aktör sevgilisinin ameliyatla kadın olması için banka soyuyordu. 'Sevgililer Günü' adlı filmde uçak yolculuğu boyunca Julia Roberts ile sohbet eden ve aşk yaşayacakları beklenen Holden isimli karakteri canlandırmıştı. Finalde Cooper'ın eşcinsel olduğunu anlayan izleyiciler çok şaşırmıştı.