“Eski fotoğraflarımı görmek istemiyorum”

Röportaj: Serhat Tekin

serhattekinc@gmail.com

Yeni şarkınız piyasaya çıktı. Albüm çalışmaları nasıl gidiyor?

‘Bağışla’ Azeri bir şarkı. Albümde de hep slow şarkı olmasın diye denge kuruyoruz. İnsanları sıkmayacak arabada, yolda dinlerken akıp giden bir albüm soundu peşindeyiz. Adım geçince insanların aklına hareketli şarkıların kadını gelmiyor (gülüyor). Ben ne kadar temposu yüksek şarkı koysam da parlayan şarkılar hep slow oluyor çünkü.

Ters köşe, dans ettirecek bir şarkı bekliyoruz sizden.

Yeni albümde hit olacak iki güzel dans şarkısı olsun istiyorum. Her şarkı ağzıma yakışmıyor. Mesela başkasının okuduğu ve hit olmuş bir şarkıyı ben okusam “Ne yaptın sen? Bu şarkı olmuş mu sana?” derler. Şarkıyı kendime de yakıştırmam lazım. Duruşla da alakalı sanırım.

Sert bir duruşunuz var hakikaten.

Galiba mizacım öyle. Beni tanıdıktan sonra insanlar “Hiç de dışardan göründüğün gibi değilmişsin” diyorlar. Herhalde yüzümün kemikli olması buna yol açıyor. İsteyerek edindiğim bir hal değil. Babamın da duruşu serttir ama sohbet edip içine girdiğinizde ne kadar merhametli, yumuşak bir kalbi olduğunu anlarsınız. Ona çekmişim.

Bu algıyı yıkmak için bir çabanız oluyor mu?

Hayır. Belki de bu, sektörde güzel bir kalkan oluyor. Görür görmez oluşan aşırı samimiyet bana sahte geliyor. Yeni tanıdığım insanlarla bir anda ‘canım cicim’ olamam. Tanıdıkça içimi açarım.

İçine kapanık gibi de görünüyorsunuz.

Magazinsel değilim çünkü. Sosyal paylaşımlarımda bile aşırı özelimi paylaşmam.

Daha fazla ortada olmanız için öneriler alıyor musunuz?

Malum, daha çok ortada görünen daha çok iş alıyor gibi bir algı var. Daha fazla görünmek, başarının kanıtı değil bence. Yüzünü eskitmemek çok önemli. İnsanları kendinden bıktırmamak lazım. Aksine, basında görünce “Epeydir görmüyoruz. Ne söyleyecek acaba?” demeleri önemli. Zaten fazla görünmesem de Türkiye’de en çok konser veren insanlardan biriyim. Bunu da dillendirmeye gerek yok.

Özel hayatınızda nasılsınız?

Sade yaşamaya çalışan biriyim. O şöhreti her yere taşıyamazsınız. Öyle yaşamak korkunç bir şey. Sahnede Funda Arar olmak önemli. Evde ve dışarda o rolden sıyrılabilmeli insan.

Şöhretin büyüsüne hiç kapılmadınız mı?

İlk albümümün popüler olmayacağını, çok satmayacağını bilerek girdim bu işe. Şöhret hayalleri ile çıkmadım bu yola. “Şahaneyim! Süperim!” diyerek bu işe giren, sonunda hüsrana uğradığında büyük çöküş yaşar. İnsan beşer şaşar. Şöhret duygusu bazen dürtebilir. O dürtülere gem vurmak lazım. Ruhunuzu terbiye etmeniz gerekiyor.

“Deli bir tarafım vardır”

İlk çıktığınızda kıyafetleriniz eleştiriliyordu. Hatta arkadaşlarınız size “Mürebbiye gibi giyinme” demişler.

Evet (gülüyor). Ki o saç, o makyaj, o kıyafet ne öyle (gülüyor). Hatırlamak ve görmek istemeyeceğim kareler. Şimdi beni yönlendiren bir ekibim var. Kendime yakışanı giyiyorum.

Değişiklik sevmez misiniz? Saçınız hep uzun mesela.

Boyu uzun insanda uzun saç sahnede havalı duruyor. Ama kısa saçı da çok seviyorum. Günün birinde radikal bir değişiklik de yapabilirim. Deli bir tarafım vardır. Dışardan böyle durduğuma bakmayın yani (gülüyor).

“Dans etmeye bayılırım”

“Siz bilmezsiniz ama...” diye başlayan cümleyi nasıl tamamlarsınız?

Siz bilmezsiniz ama ben çılgınlar gibi dans etmeye bayılırım (gülüyor). Ayrıca, kafama essin, anında başka bir yere giderim. Şimdi çocuktan dolayı yapamıyoruz ama büyüyünce onu da alıp gideriz. Deli olmak gerekiyor. Deli olmasan bu işi yapmak da kolay değil (gülüyor).

Kafa yoruyor musunuz albüm satışlarına, listelere?

Benim kadar bunlarla ilgisiz bir insan olamaz. Medya takiplerime bile bakmıyorum. Hırsım var ama işim ile ilgili. Yeni yaptığım işin bir öncekinden iyi olması lazım.

Bir güven mi var acaba? “Ne yapsam tutar artık” mı diyorsunuz?

Asla. “Ne yapsam tutar artık” durumuna geldiysen bitişin başlamıştır. Sürekli çalışmanız, daha iyisini yapmanız gerekiyor. “Ben oldum! Ben Funda Arar’ım” demem. İnişe başladığımda “Aaaa, ne oldu? Ben Funda Arar’dım. Şimdi evde oturuyorum. Konser niye gelmiyor?” olurum (gülüyor). “Keşke daha önceden anne olsaydım”

Funda Arar konser öncesi oğlu Aras ile

Oğlunuz Aras ile aranız nasıl? Bir tane daha çocuk düşünüyor musunuz?

Oğlum iki yaşında. Şu anda ikinci çocuk planı yok. İlerde hazır hissedersek olabilir. Annelik özel bir duygu. Keşke daha önceden yapsaymışım diye hayıflanıyorum.

Eşiniz Febyo Taşel müzisyen. Genelde iki aynı camiadan insanın evliliği uzun sürmez. Siz nasıl başarıyorsunuz?

Dövüyoruz birbirimizi, dermişim (gülüyor). Şaka bir yana, bu evliliğin güzel ve sağlıklı gitmesinin en önemli nedeni özel alanlarımızın ve zamanlarımızın olması. Karşılıklı anlayış da çok önemli. Ben onu, o beni biliyor. Birbirimizin yanlış yapmayacağını biliyoruz.

“Öfke anımda yakınımda olmayın”

En sevdiğiniz huyunuz ne?

Adaletli olmak. empati yapmaya çalışıyorum.

Sevmediğiniz?..

Çabuk parlarım. Anında söylemem, biriktiririm. Patladığımda da durdurabilene aşkolsun. O anda kimse yakınımda olmasın yani (gülüyor). Güzel bir huy değil. Anında söyleyip rahatlamak lazım.