Cumartesi Postası 'Altın oran'a estetikle ulaşmak mümkün

'Altın oran'a estetikle ulaşmak mümkün

Paylaş
'Altın oran'a estetikle ulaşmak mümkün

Charlize Theron'ın yanaklarını çok beğeniyor, “Ben de aynısını istiyorum” diyor olabilirsiniz...

Röportaj: Esra Özübek
eozubek@doganburda.com

Belki dünyaca ünlü manken Adriana Lima’nın burnuna hayransınız ve doktorunuza böyle bir siparişte bulunmak niyetindesiniz... Ama bir kez daha düşünün: Adriana Lima’da mükemmel duran burun ya size uymazsa?.. Ne de olsa ‘altın oran’ kuralı, herkese göre değişir. Bu kuralı gözetmeyince de sonuç hüsran olur. ‘Altın oran’ ne mi? Anlatalım..

Matematikte ve sanatta ‘altın oran’ tanımlaması ile sık karşılaşıyoruz. Evrendeki tüm nesne ve varlıkların parçaları arasındaki uyumu gösteren “altın oran” estetik mükemmelliği temsil ediyor. Kabaca, büyüğün küçüğe oranı olarak ifade edilebiliyor. Başka bir deyişle, dikdörtgenin en estetik görünecek uzunluktaki uzun kenarının kısa kenarına oranı.

Güzellik anlayışı da kültürden kültüre değişmekle birlikte altın oran, temel çıkış noktasıdır. Sanatçılar, bilim adamları ve tasarımcılar, araştırmalarını ya da çalışmalarını yaparken veya ürünlerini ortaya koyarken orantıları altın oran uyumuna göre belirlenmiş insan bedenini ölçü alırlar. Yüzyıllardır estetik mükemmellik; gözlerin, burnun, kaşların, dudakların birbirine mesafesindeki uyum ile belirleniyor. Burnumuzu büyük, çenemizi dar, yanaklarımızı çökük bulup estetik cerrahiden destek alırken bilmeden de olsa hepimiz altın orana yaklaşmaya çalışıyoruz. Çünkü, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı ile popülerleşen altın oran, geçmişten günümüze ideal güzelliği tarif ediyor.

Özellikle de yüzümüzde genel beğeniye ve kendi estetik anlayışımıza uygun bir görünüme sahip olmak isteriz: Daha küçük burun, dolgun yanaklar, gergin alın... Ama elbette herkes altın oran ölçülerine sahip olamaz. Bu yüzdendir ki estetikte son trend ‘altın oran’ ölçülerine sahip olmak için operasyon yaptırtmak. Jessica Alba, Charlize Theron, Megan Fox, Rihanna, Adriana Lima, Liz Hurley gibi ‘altın oran’a sahip ünlü isimlerin, dünyanın en güzel kadınları arasında yer alması tesadüfi değil. Estetik için cerrahlara başvuranlar da bu güzelleri örnek göstererek kendi altın oranını yakalamak istiyor. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Atilla Alp doğada ‘altın oran’ın en belirgin görüldüğü varlıkların başında insan vücudunun geldiğini belirtiyor. Op. Dr. Atilla Alp şöyle diyor; “İnsan vücudunda yer alan altın oranlar; göbek ile ayak arasındaki mesafe, parmak ucu-dirsek arası, el bileğidirsek arası, omuz hizasından başucuna olan mesafe, kafa boyu, göbek-baş ucu arası mesafe, omuz hizasından baş ucuna olan mesafe, göbek-diz arası, diz-ayak ucu arası...

Alın-burun-çene dengesine dikkat!

Op. Dr. Atilla Alp ile yüz estetiğinde ‘altın oran’ enine boyuna konuştuk, özellikle burun üzerinde odaklandık. Uzmana kulak verelim: “Yüz estetiğinde bu oran, büyük organların, onun alt organlarına oranı olarak belirleniyor. Örneğin; yüzün, boyunun genişliğine, dudağın ve kaşların birleşim yerine oranı alınıyor. Ya da burnumuzun boyunun, yüzün boyuna oranı hesaplanıyor.

Kaşların arasındaki boşlukla, gözbebekleri arasındaki boşluğun oranı da bunlardan biri. Bu oranlandırma, elbette ideal bir yüz için geçerli. Uygulanan estetik operasyonların amacı da söz konusu organlarda ideal oranlara ulaşmak.” Op. Dr. Atilla Alp günümüzde plastik cerrahinin, tek bölgeyi düzeltmek yerine, onun diğer bölgelerle orantısını da dikkate alıp tamamını birbiriyle uyumlu hale getirecek çözümler sunduğunu söylüyor. Yüzün, tüm unsurlarıyla uyumlu hale gelmesini sağlamak için profiloplasti (profil estetiği) ameliyatları yapılıyor. Uzmanımız yapılabilecek operasyonlarla ilgili şu bilgileri veriyor: “Alın-burun-çene üçgenindeki bölgenin yaklaşık 1/3 oranında birbirine yakın dengede olmasına dikkat edilir.

Örneğin alın çok düzse yağ enjeksiyonları ile alın biraz çıkıntılı bir şekle getirilebilir. Düşük söz konusu ise kaş asma işlemi yapılıp kaş ucunun mesafesi artırılarak gözler açığa çıkartılabilir. Yüz estetiğini etkileyen en önemli organ olan burun küçültülebilir, büyültülebilir, ucu kaldırılıp indirilebilir. Yaşlı yüzde sarkmış olan yanaklar asılarak kaldırılabilir ya da şişman görünümlü yanaklar daha zayıf görünümlü hale getirilebilir. Anatomik olarak üst dudak alt dudağın 1-2 milimetre önündedir ve alt dudak üsttekine göre daha kalındır. Rhinoplasty adı verilen işlem ile dudak, dolgu maddeleri veya hastanın kendi yağı kalınlaştırılır. Kepçe kulaklı hastalarda da bu sorunun düzeltilmesi, yandan görünüme büyük katkıda bulunur. ‘Altın oran’ı yakalamak için yapılan estetik müdahaleler, teoride matematiksel bir işlem iken pratiğe geçildiğinde bir sanattır. Basit bir dolgu işlemi medikal estetisyen tarafından yapılabilir. Burun ameliyatını kulak-burun-boğaz doktoru gerçekleştirebilir. Ama yüzün tamamını değerlendirerek gerekli operasyonlara karar verip uygulayabilecek kişi, plastik cerrahtır.”

Kulak ile burun aynı paralel eksende olmalı

Yüz estetiğini en çok etkileyen organ, burun. Op. Dr. Atilla Alp burun estetiğinde idealin yakalanması için, burnun sanatsal oranlarının yanında burunyüz arasındaki oranların da göz önüne alınması gerektiğini vurguluyor. Haklı da. Çünkü burun, yüzün her yeri ile oransal ilişki içinde. Hatta burun ve kulak arasında bile belirli bir oran olduğunda, yüzün profili çok daha iyi ve dengeli görünüyor. Uzmana sorduk, öğrendik: Kulak ile burun, aynı paralel eksende ve yaklaşık uzunlukları birbirine yakın olmalı. Aynı şekilde; burnun eni, iki burun kanadı arasındaki mesafeden fazla olmamalı. Burun sırtı, kaş kavisi ile uyum içinde paralel olmalı.

Burun sırtından geçen hat, ne kadar uca yaklaşırsa burun o kadar erkeksi hatlara sahip olur. Ve unutulmamalı ki yüzümüzdeki sanatsal geometri, üçgendir. Burun ameliyatı yaparken alın veya çene ucunun fazlalığını ya da eksikliğini saptamak gerekiyor. Çünkü bu yapılmazsa, oluşturulan yeni burnun istendiği biçimde yüze oturması önlenmiş olur. Böylece bütünün görünümünde, burun daha büyük veya daha küçükmüş gibi algılanabilir. Op. Dr. Atilla Alp burun ameliyatı planlaması yapılırken plastik cerrahın hastası ile derinlemesine tartışıp en doğru kararı vermesi gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.

Ameliyat sırasında da hastaya gerekli müdahaleler yapılabiliyor elbette. Sözgelimi hastanın çene ucu ilerde ise hafifçe törpüleniyor. Ya da çene ucu gerekenden kısa ise, ameliyat sırasında çıkarılıp atılacak olan kemik ile kıkırdak parçacıkları çene ucuna yerleştiriliyor. Sonuç mu? ‘Altın oran’ı düzenlemeye yönelik yapılan tüm estetik cerrahi girişimler, çok daha iyi sonuçları beraberinde getiriyor. Op. Dr. Atilla Alp bu şekilde uygulanan estetik işlem sonucu hem daha doğal bir görüntünün ortaya çıkacağını hem de yapılan ameliyatın başarısı ile hasta memnuniyetinin artacağını dile getiriyor.

( 05.11.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )

Haberin Devamı