Cumartesi Postası 'Babam cezaevinde yattı'

'Babam cezaevinde yattı'

Paylaş
'Babam cezaevinde yattı'

'Öyle Bir Geçer Zaman ki'de bizi Cemile'nin varlığına dibine kadar inandıran sahici kadın, Ayça Bingöl...

Bu röportajı yaptığımızda henüz Manisa-Soma’daki maden faciası gerçekleşmemişti. İkimiz de keyifliydik. Herşeyi konuştuk. Matbaacı babasının 80’lerde cezaevinde yattığını bile... Faciadan bir gün sonra Ayça Bingöl aradı, ortak acımızı konuştuk. Dedi ki; “Üzüntümü dile getirmek için kelime bulamıyorum. Soma’da kaybedilen hayatların acısını derinden yaşıyorum. Yakınlarını kaybedenlere Allah’tan sabır ve başsağlığı diliyorum.”

Haberin Devamı

Röportaj: Derya YALÇIN

- Ne zamandır Moda’da yaşıyorsunuz?

Burada doğup büyüdüm. İlkokulum, hemen arka sokaktadır. Çocukluğum şu parkta geçti. Ailem hala burada.

- Anne-babanızın mesleği ne?

Babam matbaacı. Annem bankacı.

- Konservatuar mezunusunuz değil mi?

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nden mezunum. Eşimle de orada tanıştım. Ali (Altuğ) sınıf arkadaşımdı.

- Eşinizi ekranda görmüyoruz.

Onun akademisyen bir yanı vardır. Alanında doktora yaptı. Ayrıca şehir tiyatrolarında çalışıyor. Daha çok oyun yönetmeyi ve öğretmeyi seçti. Haliç Üniversitesi’nde de eğitmen.

“Aşk, yıllarca sürmez”

- Kaç yıldır evlisiniz?

On üç yıldır.

- Aşk hala var mı?

Tabii var. Ama aşkın evlilikte uzun yıllar aynı heyecanla devam ettiği görüşüne katılmıyorum. Bunu iddia edene de inanmam. Evliliği, en iyi arkadaşlık devam ettiriyor. Ve ben bu konuda şanslıyım. Ali zaten arkadaşımdı.

Haberin Devamı

- Tartışır mısınız?

Elbette. Her evlilikte olduğu gibi. Öyle temelden yıkıcı şeyler nedeniyle tartışmıyoruz. Günlük hayatın küçük detayları... Ev düzeni mesela. “Onu niye buraya koydun, şunu yapacaktın, bunu arayacaktın, unuttun mu?..” gibi. Evlilik de hayat gibi. Süt liman olur mu hiç?

- Birlikte çalışma hayalini kuruyor musunuz?

Evet. Uygun projeyi bulur bulmaz. “Hıh, bu dedirtecek” bir şey olmalı. Onun yöneteceği, benim oynacağım bir oyun.

“HALUK BİLGİNER’LE ÇALIŞMAK LÜKS”

- Bu sezon tiyatroda muhteşem bir kadro ile harika bir oyun oynuyorsunuz.

Oyun Atölyesi’nde Haluk Bilginer, Canan Ergüder ve ben çıkıyoruz sahneye. Jez Butterworth’un yazdığı, Hira Tekindor’un çevirdiği, Haluk Bilginer’in aynı zamanda yönettiği ‘Nehir’ adlı bir oyun. Ben oyunda ayakları yere sağlam basan ama romantik, zamanı geldiğinde gitmesini bilen bir kadını canlandırıyorum.

Haluk Bilginer’le çalışmak nasıl?

Her anlamda sahnede güvenebileceğin, seni hep yukarı taşıyacak bir aktör. Bu müthiş bir avantaj. Ayrıca çok iyi bir arkadaş. Haluk’la oynamak bir lüks.

“Sanat muhaliftir”

- Politik olaylar karşısında tepkiniz?..

80’lerde babam matbaasında bastığı kitaplar yüzünden hapiste yattı. O dönem kitapların yayıncı ve yazarları bulunamadığı için matbaa hakkında yedi dava açıldı. Bu travmadan sonra bize politize olmamız telkin edildi.

Haberin Devamı

- Ya sonra?..

Ayaklarımız yere basınca, bir şeyler gözlemleyince insan kendini tutamıyor. Mesela 90’lıların çoğunlukta olduğu Gezi Parkı sürecini kimse reddedemez.

- Sanat ve siyaset ilişkisi...

Sanat muhaliftir; sorgular, yıkar, yeniden yaratır, yalnızlaştırır, kalabalıklaştırır... Sanatçı, içinde muhalefetleriyle yaşar.

“HAYAL ETTİĞİM SAHNEDEYİM”

Tiyatronuz, Moda’da oturduğunuz mahallede. Kolay oluyordur gidip gelmek.

Yürüyorum. Ama ben zaten her yere yürüyerek giderim. Bu tiyatro inşaat halindeyken ben yolun başında olan bir oyuncuydum. Ve bir gün o sahnede oynamanın hayalini kuruyordum. Bunun gerçekleşmesi harika.

Seyircilerle karşılaşıyor musunuz?

Tabii. Hatta tiyatronun yanındaki marketten alışveriş yapıyor, oyun çıkışında elimde poşetlerle eve dönüyorum. O sırada karşılaştığım seyirciler “Aaaa az önce sahnedeydiniz, şimdi alışveriş...” diyerek şaşırıyorlar. Gülüşüyoruz.

Haberin Devamı

“CİLDİME E VİTAMİNİ SÜRERİM”

- Cildiniz çok güzel. Özel bir şey mi uyguluyorsunuz?

Temizliğine dikkat ederim. Yoğun set makyajıyla hava alamadığı için ayda bir cilt bakımı yaptırırım o dönemlerde. Bir de annemden öğrendiğim gibi E vitamini sürerim.

- Formunuzu nasıl koruyorsunuz?

Bedenim benim enstrümanım. Ona iyi bakmak zorundayım. Sağlığıma dikkat ederim. Düzenli beslenirim ve spor yaparım.

Turnelerde düzeniniz değişmiyor mu?

Değişiyor elbette. O kadar lezzetli ikramlar yapılıyor ki “Hayır” demek imkansız. Zaten ayıp da olur. Ama dönüşte biraz dikkat ediyorum, sorun kalmıyor.

Yemek yapar mısınız?

Severek yaparım ama her gün görev gibi yapmaktan pek hoşlanmam. Geçen gün sokağın başında harika enginarlar gördüm ve hemen alıp yaptım. Enfesti.

Başka özel uğraşınız var mı?

Çiçek yetiştirmekten çok hoşlanırım. Gerçi evin terasındaki kargalarla başım dertte. “CD as, gelmez” dediler, astım... Korkuluk niyetine dev rüzgar gülleri koydum... Ne yaptıysam olmadı. Yeni sardunyalar ektim, gözlerinin içine bakıyorum. Ayrıca iki kedimle olmak da beni mutlu ediyor.

Haberin Devamı

(17 MAYIS 2014 TARİHLİ CUMARTESİ POSTASI EKİNDEN ALINMIŞTIR.)