Cumartesi Postası 'Bilgisayarı açmayı bile bilmem'

'Bilgisayarı açmayı bile bilmem'

Paylaş
'Bilgisayarı açmayı bile bilmem'

Müjdat Gezen'i aramadan önce “Hayatta kabul etmez” diye düşünüyordum. “Hay hay” dedi, hem mutlu oldum hem mahcup... Müjdat Bey ve eşi Leyla Hanım yıllardır tanıdıkları bir aile dostu gibi karşıladılar beni. Söyleşimiz bitti muhabbetimiz bitmedi

Röportaj: Elmas Dereci

elmasdereci@gmail.com

Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni açarken bir hayaliniz vardı mutlaka. Her şey istediğiniz gibi oldu mu?

Fazlasıyla oldu. Geçen yıl etkili konuşma ve dublaj bölümlerini açtık, müthiş ilgi gördü. Bizden mezun olan onlarca ünlü ve ödül almış oyuncu var. İsimlerini tek tek saymaya kalksam unuttuklarıma ayıp olur.

Müjdat Gezen Sanat Merkezi; Gökçe Bahadır, Ahu Türkpençe, İlker Ayrık, Dolunay Soysert, Şevket Çoruh, Bilal Çatalçekiç, Emre Özcan, Ezgi Mola, Günay Karacaoğlu gibi birçok ünlü ismin mezun olduğu bir sanat okulu.

Öğrencinizken çok beğendiğiniz, “Çok iyi oyuncu olacak” dediğiniz isimler olmuştur mutlaka.

Konservatuarda öğretmenlik yaparken iki kişi için bunu söyledim.

Cin gibi ve az gördüğüm yetenekteydiler. “Bunlar çok fena patlayacak” demiştim. Biri Demet Akbağ, diğeri Yasemin Yalçın’dır.

Yenilerden var mı yetenekliler?

Okulumdan mezun olan 70’in üzerinde çok yetenekli isim var. Yine isim vermeyeyim.

Sizce -sanatın hangi dalının olduğu önemli değilsanatçı nasıl olmalı?

Başkalarının hayatını yönlendirmeyi, rol model olmayı hiç sevmem.

35 yıldır tiyatro öğretmenliği yapıyorum, hiçbir öğrencime “Öyle olma şöyle ol” demedim. Herkesin kendi hayatı ve kendi seçimleri var. Yargıç da değilim, savcı da...

Bir toplumda herkes politik komedi yapıyor, herkes lacivert üniforma giymiş duruyor karşınızda...

Bunun hiç tadı olmaz. Yelpazenin rengarenk olması güzeldir, fotoğrafını çektiğiniz gökkuşağı güzeldir. “Tiyatro, benim kutsalım”

İnternette sizin adınıza açılmış sosyal medya hesapları var. Bu hesapları siz mi kullanıyorsunuz?

Adıma açılmış 11 ayrı hesap varmış. Oysa gerçekte ne Facebook, ne Instagram, ne Twitter, ne de başka bir sosyal medya hesabım var.

Ben bilgisayarı açmasını dahi bilmem. Avukatımız bu konuda çalışıyor. Adıma açılmış birçok hesabı durdurdu ama biri kapanıyor, diğeri açılıyor.

Darbe girişimi olduğu gece birileri benim adıma ‘DarbeDeğilTiyatro’ diye bir tweet atmış, böyle bir tweet atabilecek en son adamım ben.

Tiyatro benim kutsalım. Darbe, 12 Eylül’de ayağıma vurulan zincirdir. Bu ikisini mukayese eder miyim, imkan var mı buna? Neyse ki sonradan özür dileyip düzeltme yaptılar.

Evet, gerilimli bir süreçten geçiyoruz. Sizce böyle bir süreçte insanlar ne yapmalı?

Farklı görüşlerdeki insanlar birbirine nasıl davranmalı? O kadar güzel bir soru ki bu. Sevgi; çimento gibidir. Topluma aşılarsak gerisi çok kolaylaşır, tek başına bir şey ifade etmez. Bir de tutkalı vardır: Saygı. Son yıllarda bu sözcüklerin yerini sistemden dolayı kin, nefret ve öç söylemleri aldı. Türkiye’yi bu duruma getiren bu duygular oldu.

‘Bu kadar sapıkça darbe görmedim’

Darbe girişimini duyduğunuzda neredeydiniz ve ne düşündünüz?

Yunanistan’daydım. Kimin yaptığı, nasıl olduğu, Feto’cu olmuş veya ordunun başka bir kesimi yapmış, hiç fark etmez; darbenin iyisi olmaz.

Hemen burayı aradık. Ülkemde değilim ve İstanbul semalarında savaş uçaklarının uçtuğunu, tankların insanları ezdiğini, bomba ve kurşun yağdırdığını öğrendim. Büyük bir üzüntü yaşadım.

Ben her darbeden yara almış biriyim. 12 Eylül’de bir kitap yazdığım için ayağıma zincir vurdular, 12 Mart Muhtırası’nda tutuklanmanın eşiğinden döndüm... Bütün darbeleri yaşadım ancak bu kadar sapıkçasına tanık olmadım.

Cumhuriyet tarihinde görülmüş şey değil. Çok büyük bir kara lekedir bu girişim.

Şu anki ruh haliniz nasıl?

Ülkemde yaşananlardan dolayı mutsuzluklar yaşıyorum.

Bu sabah okudum; bazı şehir tiyatrosu sanatçıları açığa alınmış. Bu beni çok mutsuz etti. Bunların ekmeği bu yaaaa...

Sevinç bizden mezun. Altan Erbulak’ın da kızı. Onun FETÖ ile bir ilişkisinin, bağlantısının olması ihtimalini bırak bir yana, düşüncesi bile komik yahu.

‘Benim şansım eşim Leyla’

Yüreğiniz sıkıldığında nasıl rahatlatıyorsunuz?

Beş köpeğimizle birlikte eşim Leyla’yla çok mutlu bir hayatımız var.

Öğrencilerim sık sık beni arar, gelir, sohbet ederiz. Kızım, damadım ve torunum da Hollanda’dan geldi. Çok şükür ki ben mutlu ve huzurlu bir adamım.

Sahi, bize biraz Leyla’nızı anlatır mısınız?

Leyla benim için çok büyük bir şans. Onu tanıyıp da sevmeyene rastlamadım.

Alçak gönüllü, kendi gibi. 40 yaşından sonra üniversite bitirip yüksek lisans yaptı. Ben yapamazdım. Ona sonsuz bir saygım var.

‘Enteresan bir kitap yazıyorum’

Projeleriniz var mı?

Ekim sonunda Kandemir Konduk’un ‘Sevgili Hayat’ adlı oyununu sahnelemeye başlayacağız.

60’ların Türkiyesi’ni; sevgi, dostluk, bir arada yaşayabilme kültürünü anlatıyor. Aynı dönemde İlker Başbuğ’un yazdığı ‘Mucize’ adlı oyunu sahneleyeceğiz.

Nazım Hikmet’in ‘Kuvayı Milliye Destanı’ ve benim yazdığım müzikli komedi oyunu ‘Tuhaf Bir Aile’ de var...

Yeni bir kitap yazıyormuşsunuz.

‘Tanıdıklarım’ adlı kitabım Ekim’de çıkacak. Bilgisayarım, yani beynim kötü olayları kaydetmez, unuturum.

Müzeyyen Senar’dan İlker Başbuğ’a, Savaş Dinçer’den Uğur Dündar’a, Ahmet Nejdet Sezer’den Ahmet Özhan’a kadar farklı kutuplardan tanıdığım pek çok insanı iyi yönleriyle anlattım.

Her birinin beni etkileyen özelliğini başlık yapıp sonuna adını yazıyorum. Eskiden oynadığımız ‘Nesi Var?’ oyunu gibi. Enteresan olacak.

‘AÇ KALDIM İLKELERİMDEN ÖDÜN VERMEDİM”

Hayatta sizi en çok ne rahatsız eder?

Kolay kolay bir şeylerden rahatsız olmam. Ne yapıldığına, kimin yaptığına, kimin söylediğine bakarım.

O kişinin gözümde bir kıymeti varsa üzüntü verir. Yoksa, hiç umursamam, geçerim.

“Asla bunu yapmam” deyip yaptığınız bir şey oldu mu?

Çok güzel bir soru. Hayatımın bazı dönemlerinde işsiz ve aç kaldım, yine de ilkelerimden ödün vermedim, vermem.

İlke insanı attan-ottan ayıran özelliktir çünkü. Hatta bir de şiirim vardır, çok iyi anlatır. Yayımlayabilirseniz mutlu olurum.

İLKE

İlkelerin olacak Seni satın alamayacaklar Aptalların uydurduğu Atasözlerine inanmayacaksın; “Paranın satın alamayacağı şey yoktur”. “Herkesin fiyatı vardır” Gibi sözlere kanmayacaksın Onurla, kimliğinle ve beyninle, akıllı yaşayacaksın üreteceksin, seveceksin, sevileceksin inançlarının arkasında duracaksın sevgilerin karşılıksız, yardımların gizli olacak, Seni attan ottan ayıran özelliğin farkına varacaksın Çünkü sen insansın Ve bunu yakaladığın gün Bembeyaz yaşayacaksın

2

Haberin Devamı