'Doğal olunca bana 'alkollü' diyorlar'

ELÇİN CAN

elcin.can@posta.com.tr

* Afrika’dan yeni döndünüz. Seyahatiniz nasıl geçti?

Çok güzeldi. Yıllardır çok gitmek istediğim bir yerdi. Cape Town, Johannesburg, Mauritius Adası’na gittik. Oğlum Cano’nun macera dolu bir tatil yaşamak için büyümesini bekledim. Başka kültürleri tanıyarak vizyonu gelişsin istedim. Cesur olup benimle dünyayı keşfedecek inşallah.

* En çok ne etkiledi sizi Afrika’da?

Cape Town’da Mandela’nın 8 yılını geçirdiği hapisane çok etkileyiciydi. Doğasına ve doğal yaşama bayıldım. Ümit Burnu’na gittik. Yerel halkla iç içe olduk.

* Dünya turu hayaliniz var mı?

Ufak ufak başladım. Ama bir gün kariyerime ara verip 2 yıl boyunca dünyayı gezeceğim.

* Yakında ödül almak için Lübnan’a gideceksiniz.

Evet, Ortadoğu’nun en büyük oyunculuk ödülü olan Murex d’Or ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’deki performansım nedeniyle, Türkiye’den bir tek bana verilecek. Törene katılacağım.

“Sabah şekeri olmayı BECEREMEDiM”

* Çocukluğunuz nasıl geçti?

Çok keyifliydi. Bostancı’da büyüdüm. Denize girer, balık tutar, Atlantik ve Suadiye Sinemaları’na giderdim.

* Konservatuarda okudunuz. Tiyatroya neden devam etmediniz?

Biraz daha olgunlaşmayı bekliyorum. Tiyatro, altın bileziğim. İlerde öyle bir oyunda oynamalıyım ki insanlar “Vay be!” desin.

* Televizyon serüveniniz 11 yıl önce başladı. Önce şaka programı sundunuz, sonra ‘Sabah Şekerleri’ olarak devam ettiniz. Ama o yılları hatırlamak istemiyor gibisiniz. 23 yaşındaydım, tıfıldım. O zamanlardaki kendimi izledikçe gülüyorum. Bana büyük deneyim kazandırdı o programlar. Ama sabah şekeri olmayı beceremedim.

* Bu süreçte oyunculuk koçunuz oldu mu?

Meslek hayatım boyunca oyunculuk koçum da menajerim de olmadı. Hiç ihtiyaç hissetmedim.

* Kendinize ne zaman “Başardım!” dersiniz?

Bu meslekte ‘başardım’ diye bir şey yok. Allah izin verirse 80 yaşıma kadar devam ederim.

* Özellikle ‘Dila Hanım’ dizisinden sonra sizi Kadir İnanır’ın veliahtı ilan edenlerin olduğu doğru mu?

Kimse kimsenin veliahtı olmaz. Kadir Abi’ye benzetilmekten gurur duyarım. O nesildeki tüm oyuncular çok değerli. Bu sektörü sırtlarında taşımış, kahrını çekmişler. Onlara teşekkürlerimi sunuyorum. “Absürd komedide oynamak isterim”

* Sizce bir dizi nasıl tutar?

Açıkçası bilmiyorum. Yapımcıların, kanal yöneticilerinin de bildiğini sanmıyorum. Şu anda dizi sektörü göle maya çalıyor. Allah’a şükür, dizilerim yayından kalkmıyor.

*oynamak istediğiniz özel bir rol var mı?

Absürd komedide oynamayı çok isterim. Oyunculuğumu daha çok gösterme fırsatım olur.

* Eleştirilere açık mısınız?

Evet. Eleştiri yapıcıdır ama eleştiriyi yapanın da bir kalitesi, terbiyesi, düzeyi olmalı. Sahte isimlerle seviyesiz eleştiri yapan klavye delikanlılarını sığ buluyorum.

* Sevişme sahneleri bana göre değil” demişsiniz.

Dizilerde buna karşıyım. Yapana saygı duyarım ama Türkiye’nin bu tarz cinsel açıklığa hazır olduğunu düşünmüyorum. Ancak bir filmde, estetikle birleşirse olabilir.

* Son filminiz ‘Yeni Dünya’nın çekimleri bitti.

Hikayesi çok acıklı... Senaristi ve yönetmeni Caner Erzincan. Caner’in kardeşi Soner Down Sendromlu. Filmde kendini oynadı. Şükran Ovalı ve ben de anne babasını canlandırdık. Çocuklarını okutabilmek için Doğu Anadolu’dan İstanbul’a göç ediyorlar ve şehir hayatında yozlaşmaya başlıyorlar. Bu filmde seyirci beni farklı bulacak. Mart 2015'te vizyona girecek.

“Kebapçı açacağım”

Acarkent’te, sahibi olduğunuz kasap dükkanı nasıl gidiyor?

Şirketim ilgileniyor bu işle. O dükkanın yanına bir de ocakbaşı kebapçı açıyorum. En iyi kalite etlerimiz Trakya’dan geliyor. Ustam da Adana’dan gelecek.

Bir de Maltepe’deki Sosyete Pazarı’nı açtığınız söyleniyor.

Orası koca bir AVM. Ben yönetici değilim. Çok sevdiğim dostlarıma destek oluyorum sadece.

“Ben halkın dibinden geliyorum”

* Ocak ayında Okan Bayülgen’in programı ‘Makina Kafa’da bir yorum yapmıştınız: Esra Erol’un evlilik programındaki bir adam için “Bunlar da oy veriyor” demiştiniz. Sert eleştiriler aldınız. O yorumu yaptığınız için pişman mısınız?

Stüdyodaki herkes o arkadaşa gülüyor, aşağılıyordu. Sadece üzüntümü söyledim, asla o kişiye hakaret etme niyetim yoktu. Bu ülkedeki her insana saygım var, çünkü ben halkın dibinden geliyorum. Ben kimseyi küçük görmem. Ama bazı insanlar çok kötü niyetli. Beni tanımadan atıp tutan da çok.

* Yayına sarhoş mu çıkmıştınız?

Hayır. Bir duble içmek ayrı, sarhoş olmak ayrı. Canlı yayınlarda çok geriliyorum. İçim dışım bir olduğu için söylememem gerekenleri frenlemeye çalışıyorum. Doğal olduğum zaman da “Alkollü” diyorlar. İtiraf ediyorum: Canlı yayınlardan önce heyecanımı yenmek için bir kadeh birşey içtiğim oldu. Sakinleştirici alıp çıktığım da oldu. Ayrıca bu benim hayatım, istediğimi yaparım.

* Sosyal medyada size ‘aşırı mütevazı, özgüveni tavan yapmış’ diyen çok.

Özgüven patlamam filan yok. Bu mesleğe ilk başladığımda nasılsam şimdi de öyleyim.

* Sizi en çok ne sinirlendirir?

Çok büyük bir terbiyesizlik ve saygısızlık karşısında çok sert olurum. İçimdeki hakkaniyet duygusunu engelleyemediğim zaman kabalaşırım.

“Orkestra bulursam atlarım sahneye...”

* Birçok enstrüman çalıyor ve orkestra görünce affetmeyip şarkı söylüyorsunuz.

Değerli bir orkestra görünce tabii sahneye atlarım. Bir daha nerede bulurum o şansı! Çok seviyorum şarkı söylemeyi. Enstrümanları da nota bilmeden çalarım. Çok da rezalet değilim sahnede. Zaten keyif için şarkı söylüyorum. Oyuncu yerine müzisyen olmak isterdim.

* “Hadi gel, sana albüm yapalım” diyen çıkmadı mı?

Çıktı, kabul etmedim. Bu saatten sonra albüm yapamam. Geçti benden.

* Ne tarz müzik dinlersiniz? Keith Jarrett, Santana, Led Zeppelin, Deep Purple, Janis Joplin ve Collin Walcott dinlemeyi çok severim. Klasik müzik de dinlerim. “Aşkın ne olduğunu bilmiyorum” “Gerçeği size açıklıyorum”

* 10 yıldır Didem Hanım’la mutlu bir evliliğiniz var. Nazar değmesin.

İkinci görüşmemizde evlilik teklif ettim Didem’e. Evlilik zor bir kurum. Kendimizle bile kavga ederken başkasıyla aynı evde yaşamak büyük delilik. Zamanla iki taraf birbirini tanıyor ve beraber büyüyorsun.

* Aşkı nasıl yaşarsınız?

Aşkın ne olduğunu bilmiyorum ki. Daha önce yaşadıklarım veya şimdi yaşadığım şey aşk mı? Bilmem. Zaten aşk, kişiye göre değişir. Bence sevgi ve saygı, aşktan üstün. Gerçek sevgiyi çocuğum olunca anladım. Meğer o güne kadar kimseyi sevmemişim. Benim için aşk, oğlum.

* İsmi belirsiz ama yeni diziniz hayırlı olsun.

Yeni dizimle ilgili çıkan tüm haberler yalan. Gerçeği ilk defa size açıklıyorum. Proje, Türkiye’de çok iddialı dizilere imza atmaya başlayan Endemol’ün. Farklı statülerdeki bir kadınla erkeğin imkansız aşkını anlatıyor. Lüks kafe zinciri sahibi bir işadamıyım ben. Değerlere önem veren bir karakterim var. Sosyetik bir ailenin kızı ile evli ve iki çocuk babasıyım. Nurgül (Yeşilçay) ise genç yaşta evlenmiş, dar gelirli, cesur, hayata tutunmaya çalışan bir anneyi oynuyor. Kocasının kumarda kaybettiği paraları çalışarak ödeme derdinde. İki kaza ile yolları kesişiyor ve bir daha ayrılamadıkları gibi birleşemiyorlar da. Dizi ekim ayında ekranda olacak. Heyecanla bekliyoruz.

* “Ya dizimiz tutmazsa” diye endişeleriniz var mı?

Yok. Tutmazsa tutmaz. Reytingin düşük olmasını kendime yakıştıramam ve bitsin isterim. Düşük reytingle devam edersem Nurgül Yeşilçay acı çekerek oynarım.