'Hayata Chloe ile veda etmek isterim'

Şimdi aradığı kadını buldu ve aşkın kanatlarını taktı. Serdar Ortaç, dokuz aylık sevgilisi Chloe Loughnan ile ilk kez İstinye’deki evinde Hafta Sonu’na özel röportaj verdi. Şarkıcı, yaşadığı aşkı gözlerindeki pırıltıyla doya doya anlattı.

- Nerede, nasıl, ne zaman başladı bu aşk?

Chloe model ve dokuz ay önce İstanbul’a çalışmaya geldi. Bir davette tanıştık ama o sıralarda kız arkadaşım vardı. Sonra o kız arkadaşımla ilişkimiz bitti. Chloe’yi üç-beş kez aradım; dışarıya çıkıp tanışmak istedim ama epey bir süre o yanaşmadı. Sonra ikna ettim ve İstinyePark’a götürdüm. Birlikte çok güzel bir gün geçirdik. Ertesi gün yine teklif ettim, yine olumsuz cevap aldım. Sonra ikna oldu.

- İlişkinizin hangi dönemindesiniz şimdi?

İlişkiler giriş, gelişme, sonuç diye ayrılıyorsa biz gelişme bölümündeyiz. Genelde ilişkiler mutlu bitmez ama biz şu an mutlu olduğumuz bir aşamadayız. Umarım ömür boyu aynı yastığa baş koyarız. Chloe ile veda etmek isterim bu hayata.

“Onun sayesinde normal oldum”

- Size hayran bu kadar Türk kadını varken neden Chloe?

Aşkın Türk’ü İrlandalı’sı olmaz ki! Bu aşk ve ben onu seviyorum. Chloe değil de Kamile olsaydı adı, yine onu sevecektim. O çok başına buyruk ve hiçbir şeyin hükmüne girmeyen bir kadın. Bu beni cezbetti. Hayata karşı inanılmaz güçlü ve çok disiplinli. Benden önce uyanırsa asla kahvaltı yapmaz, beni uyandırana kadar uğraşır. Yani benim kurallarıma uymuyor, kendi kuralları var.

Chloe’nin şöhretime ya da bunun rahatlığına ihtiyacı yok. Bir gün “Olmuyor Serdar, gidiyorum” der ve arkasına bakmadan gider. Onu burada aşktan başka hiçbir şey tutamaz. 24 saatimiz birlikte geçiyor. Hayatımda hiç bir kadına 24 saat ayırmadım. Sabah kalkıp bisiklet turundan tutun da akşam sporumuza, davete kadar hep birlikteyiz.

- Zaten yıllardır “Artık düzenli bir hayat istiyorum, evlenmek istiyorum” demiyor muydunuz?

Evet ama bir yanım da hep geri gidiyordu. Korkuyordum. Bu durum Chloe ile bozuldu. Şimdi korkmuyorum, çünkü o özel alanlarıma karışmıyor. Normalde arkadaşlarımla olmayı, bilardo, Play Station oynamayı severim. Chloe özgürlüğümü elimden almıyor. Türk kadınları erkeğini bu kadar özgür bırakamaz. Maç izlettirmezler mesela kocalarına. Chloe ise, sıkıntıdan ölse, arkadaşlarımla olduğum zamana karışmaz.

- Nasıl anlatırsınız ona olan aşkınızı?

Chloe kırılgan bir çiçek gibi. Mesela manikür yaparken tırnağı mı acıdı? Benim canım acıyor. Beraber film seyrederken üşüdü mü? Ben titriyorum. Ama Chloe asla şımarmıyor. Başkasına böyle ilgi göstersem başıma çıkardı.

- Birlikte yapmaktan en zevk aldığınız şeyler neler?

42 yaşına kadar hiç bisiklete binmemiştim. Şimdi Chloe beni alıyor, İstinye’den çıkıyoruz, Emirgan Parkı’na giriyor, Ortaköy’e kadar bisikletle gidiyoruz. Yanımızda ne koruma, ne şoför oluyor. Biri benimle fotoğraf çektirmek istese Chloe çekiyor. Üç kişi birden üzerime gelse “Bir dakika” deyip araya giriyor, bağırıyor. Yani bu kadın beni aldı ve normal biri yaptı. Normal insan olmanın zevki hiçbir şeyde yokmuş. Allah korusun, bir gün ayrılsak bile ona minnet duyacağım. Beni, bu tanımadığım Serdar’la tanıştırdığı için.

- “Her şeyim var, bir tek aşk, mutlu bir birliktelik eksik” diyordunuz. Eksik taraf artık tamamlandı mı?

Tek eksik çocuk. Çocuğum olsun istiyorum ve o da Chloe’den olsun.

“İki yıl sonra nişanlanacağız”

- Evlilik ne zaman?

Daha nişanlanmadık, söz yüzüğüydü o. Chloe biraz büyüdükten sonra nişanı düşünüyoruz. 21 yaşında, 23’üne geldiğinde resmileştireceğiz.

- Anneniz nasıl bakıyor bu ilişkiye?

Annem bana yıllardır kız bulmaya çalıştı. Bankadan para çekerken banka memurunu bile bana ayarlamaya kalktı. Alıp eve getirdiğini bile bilirim. Bir dönem de beni görücü usulü ile evlendirmeye çalıştı. Hiçbirini kabul etmedim, çünkü önyargılarım var. Bu meslek böyle ne yazık ki.

- Sanatçının egosu yüksektir. Bu ilişkide dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

Hanım köylüyüm valla bu konuda! O ne derse onu yapıyorum.

(Chloe konuşuyor)

“Serdar’ın şöhreti umrumda değil”

- Serdar’ın ünlü olduğunu biliyordum. Ama bu kadar şöhretli bir erkekle birlikte olmak beni hiç korkutmadı. Açıkçası onun ünlü olması umurumda bile değil. Ben onu Serdar olarak görüyorum.

- Birbirimize çok benziyoruz. Aynı şeylere sinirlenip aynı şeylerle mutlu oluyoruz. Ruh ikizi gibiyiz. Her şeye gülebiliyoruz birlikte.

- Çalışmak için iki saatliğine evden çıksam bile, o sürede özlüyorum onu. 15 günlüğüne annem çağırdı diye İrlanda’ya gittim, üç gün sonra çıldırdım. Aşkı tarif edeceksem, özlemektir benim için ve ben onu sürekli özlüyorum.

- Serdar’ın hayranları her gün bana Facebook’tan yazıyorlar; “Onu yalnız bırak, o benim” diye. Rahatsız ediyorlar ama Serdar benim ve ona güvenim tam.

- Serdar asla bencil bir insan değil. Her dakika üzerime titriyor. “Üşüdün mü? Aç mısın?” diye hep soruyor. Neredeyse kendinden çok beni düşünüyor.

(23.02.2013 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)