Cumartesi Postası 'Rekabet geyikleri bende yok'

'Rekabet geyikleri bende yok'

Paylaş
'Rekabet geyikleri bende yok'

Gülen gözleri kadar sıcak ve samimi bir yüreğe sahip. Yeri geldiğinde dünyaya kafa tutacak kadar da büyük bir cesareti var. Ziynet Sali sesi ve şarkılarıyla dokunduğu insanların çeyrek gönüllüsü

Röportaj: Elmas DERECİ

elmasdereci@gmail.com

Son klip şarkınızın adı ‘Çeyrek Gönül’. Neden yarım değil de çeyrek?..

Sözleri Sıla Gençoğlu’na ait. Bugüne kadar hep yarım kalan aşklar üzerine şarkılar yazılmış, bu şarkının kahramanı o kadar çok sevmiş ki yarıya bile razıyken, aşkı çeyrek kalmış. ‘Yarım’ artık klişe. İlk kez Sıla Gençoğlu ‘çeyrek’ demiş ve dörtte bir aşk üzerine şarkı yazmış.

Sizin çeyrek aşkınız oldu mu?

Hepimizin olmuştur. Benim de oldu elbette.

Hangi kriterlere göre şarkı seçiyorsunuz?

Öncelikle şarkının beni etkilemesi ve kalbime dokunması gerekiyor ki; ben de sesimle can verip aynı duyguları dinleyenlere verebileyim. Bir de şarkı güzel olsa da sesime yakışmıyorsa yorumlamam.

“Yaş aldıkça ruhum edebileşti”

Hayat sizi nereden nereye getirdi?

Dün ile bugünün duygusal farkı ne? Hep duygularımla hareket ettim. 19 yaşındayken nasılsam şimdi de öyleyim. İnsan yaşadıkça, hata yaptıkça öğreniyor, büyüyor. Bir önceki yıla oranla duygu geçişleri oluyor. Yaş aldıkça ruhum olgunlaştı, edebileşti, farkındalığım arttı. İnsanları değiştiremeyeceğimi, hayatı bir yere kadar kontrol edebileceğimi biliyorum. ‘Hayat siz planlar yaparken yaşadıklarınızdır’ sözüne çok inanıyorum. Kıskançlık, kötücül hırslar bende hiç olmadı, özümde yok. Kendimi sorguluyor ve öğrenmeye çalışıyorum. Şu anki yerimde ruhsal açıdan doygun ve mutluyum.

Ziynet Sali başkalarıyla rekabet eder mi?

Yaptığım her iş bir öncekinin önünde olmalı. Popüler olmak değil, iyi müzik yapmak, müzisyenlik ve yorumculuğumu geliştirmek için çalışıyorum. Rekabet ve popüler kültür geyikleri benim hayatımda yok.

“Babamın dizinde, sevgiyle büyüdüm”

Nasıl bir aileniz vardı? Size ne öğütler verildi?

Klasik bir aile kızıyım. Babam İngiltere’de büyümüş, Kıbrıs’tan, doğduğu köyden bir kızı beğenmiş, savaş sonrası evlenmişler. Ben doğunca tekrar İngiltere’ye yerleşmişiz. Babam beni hiç baskı altında tutmadı. Dizinde sevgiyle büyüdüm. İşten geldiğinde en büyük keyfi beni alıp parka götürmek ve fotoğrafımı çekmekmiş. Doğrucu, dürüst, iyi, temiz bir ailem var. Başka bir dünyaları yok, bu yüzden farklısını bilmiyorlar.

KKTC’de doğup büyüdünüz. Kıbrıs Barış Harekatı yapıldığında henüz doğmamıştınız. Olaylar size nasıl anlatıldı?

Annem bir Rum köyünden Türk köyüne göçmek zorunda kalmış. Nereye gittiğini bilmedikleri kamyonların arkasından can havliyle koşarak hayatlarını kurtarmaya çalışmışlar. Çok büyük korku ve yokluk içinde yaşamışlar. Yıllarca birlikte yaşadıkları Rum komşularında da aynı durum varmış. Savaşlar her ulusta aynı etkileri yaratıyor.

Sizin mucizeniz ne?

Mucizelere inanmam, inanca ve tutunmaya inanırım. Allah’ın mucizeleri vardır ama ‘sen hiçbir şey yapma, öylece otur, mucize bekle’ olacak iş değil.

‘Balans bozulursa her şey bozulur’

Kendinize aykırı gelen ters bir yanınız var mı?

Olmasını istediğim bir şeyin istediğim anda istediğim gibi olması konusunda ısrarcıyım. Ve inatçıyım. Karşımdakinin ruh halini, kişilik yapısını düşünmeden inat ederim. Belirsiz durumlardan da hoşlanmıyorum, hırçınlaşıyorum. Netlik çok önemli.

Dengenizi çabuk kaybeder misiniz?

Hayır. Duygusal görünsem de realistim. Üzülürüm ama dengemi bozacak noktaya geliyorsa fark eder, silkelenip ayağa kalkarım. Çünkü balans bozulursa, hayatta her şey bozulur. Eskiden kırılganlık, alınganlık, çabuk parlama çok daha sık olurdu bende. İnsan yaşadıkça olgunlaşıyor, dinginleşiyor, her şeye mantık çerçevesinde bakmayı öğreniyor.

'Kadınlar üstün varlıklar'

Kadınların erkeklerin dilinden, erkeklerin kadınların dilinden anladığını düşünüyor musunuz?

Kadınlar erkeklerin dilinden anlıyor ama erkekler kadınların dilinden çoğu zaman anlamıyor. Erkekler daha düz, kadınlar çok daha komplike ve duygularıyla yaşıyorlar. Kadın bir anda beş-on tane kurgu yapabiliyor ama erkek bir tane kurgu yapabiliyor. Kadınlar istedikleri zaman çok daha güçlü ve tehlikeli olabilirler. Erkekler düz oldukları için daha netler. Kadınların çok üstün varlıklar olduğunu düşünüyorum, kadın olduğum için de çok memnunum.

‘Temiz toplum yaratırdım’

Herhangi bir ülkenin lideri olsaydınız, nasıl olurdunuz?

Önce kendi ülkem üzerinde dönen tüm kaosları yok ederdim. Politikayla ilgilenmiyor olmama rağmen dış ülkelerin Türkiye üzerinde ne tür oyunlar oynadığını az çok biliyorum. Kıbrıs dahil ülkemin ve insanlarımızın hak ettikleri yerde olmadığı düşüncesindeyim. Bazı insanlar öyle bir girdabın içinde ki; hayatı İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerden ibaret sanıyor. Önce ülkemdeki eğitim, kültür ve algı hissiyatını yükseltir, vicdanlı, önyargısız ve iyi insanların çoğalması için uğraşır, temiz bir toplum yaratırdım. Sonra da az gelişmiş ve yoksul ülkelerin iyileştirilmesi için çalışırdım.

‘Hep sahnede olurum’

Ziynet Sali nasıl bir yaşlı olacak?

Ben yaşlı olmayacağım (gülüyor). 20’lerimdeyken 30’lu yaşlarımı düşünüp ürkerdim. 30’uma geldim, baktım, “Aa... güzelmiş”. 35’ime geldim, “O da güzelmiş” dedim. Şimdi 40 yaşındayım, birikmiş doygunluğu da güzel buluyorum. Yaş aldıkça derinleşmek, öğrenmek, öğretileri de hayatına uygulamak çok keyif verici imiş. Yaşlansam da sesim ve gücüm elverdiğince sahnede olurum.

“Yahu bir gazeteci de bana şunu sormasa” dediğiniz bir şey var mı?

Evet (gülüyor). Aşk, ilişkiler ve erkekler sorusuyla başlıyorsunuz hepiniz. Evet, hayatın anlamı aşk ama bu üçü de gazeteci klişesi herhalde (gülüyor).

2

Haberin Devamı