82 yaşındaki bisikletçi

ALİ R. KARADAĞ

alirkaradag@posta.com.tr

Yıllar önce rastladığı İngiliz anne-kıza özenerek bisiklete binmeye başlayan Fikret Bey 39 yılda 153.227 kilometre yolu iki tekerlek üstünde kat etmiş. Bugün 82 yaşında ve hâlâ bisiklet üstünde şehirlerarası yolculuklar yapıyor. O, Türkiye’nin en yaşlı ve faal bisikletçisi.

Fikret Kaplanoğlu, 5 Şubat 1931 Samsun doğumlu. Deniz Harp Okulu’nda okumuş. Albayken bisiklet sporuna başlamış, hiç ara vermeden, tam 39 yıl boyunca pedal çevirmiş. Bu da onu, Türkiye’nin hâlâ aktif olarak pedal çeviren en yaşlı bisikletçisi yapıyor.

- Bisiklet maceranız nasıl başladı?

1970 yılında, eşimle Aydın’da seyahatteyken İngiliz bir anne-kıza rastladık. İngiltere’den bisikletle yola çıkmışlar ve Hindistan’a kadar gidecekleri bir rota belirlemişler. Türkiye’ye de bu rota kapsamında gelmişler. O dönemde bırakın iki kadının seyahatini, bisikletle bu türden bir yolculuğun olabileceğini bile düşünemezdik. O olay beni çok etkiledi. Daha sonra bisikleti hayatıma sokmaya karar verdim. 1973 yılında da harekete geçtim. Önce bisiklet bulmam gerekiyordu doğal olarak. Bir arkadaşımdan, kullanmadığı, kömürlükte duran bisikletini ödünç alıp tamir ettirdim. O zamanlar bisikletlerde vites yok...

Görevde olmadığım zamanlarda antrenman yapmak için civardaki dağlarda gezinmeye başladım. 1974 yılında da aktif olarak bisiklet tutkumu icraata döktüm. Dönemin gazetelerinde haber olan ilk seyahatimi, Ankara-İzmir arasında gerçekleştirdim. İki arkadaşım bana eşlik etmişti. O zamandan bugüne bisikletle şehirlerarası seyahatlere hiç ara vermedim.

- Seyahat planlarınızı nasıl oluşturdunuz?

Mesleğimin verdiği alışkanlıkları sporuma da kattım. Örneğin ‘seyir jurnali’ adını verdiğim deftere geziye ait her şeyi her an kaydederim. Her turun planlaması, antrenmanları, güzergahı, gezi sonundaki toplam mesafe kayıtlıdır. Mesela 39 yılda toplam 153.227 kilometre yol yapmışım. Gezilerim içinde en uzun mesafeyi 2001 yılında 6.887 kilometre ile kayda geçirmişim.

- Nerelerde konakladınız peki?

Orduevlerinde veya öğretmenevlerinde kalarak hallettim bu sorunu.

- Mesleğinizle bisiklet tutkunuzun çatıştığı oldu mu?

Hayır. Önceleri komutanlarım biraz garipsediler ama sonuçta bisiklet tutkumu desteklediler. O yıllarda bisiklet sporu çok yabancıydı insanlara, bu yüzden daha çok şaşkınlık ve takdirle karşılanıyordum. İlk gezim dahil bazı seyahatlerimin final noktasında askeri törenle karşılandım. 2009 yılında, yani 78 yaşımdayken, İstanbul-Hopa (Artvin) turunu yaptım. O gezi sırasında da Samsun’daki Atatürk Anıtı’na törenle çelenk koydum ve 1600 kilometrelik turumu tamamladım.

- Her şey mi yolunda gitti? Hiç terslik yaşamadınız mı?

Yaşadım elbette. Ama nahoş anıları unutmayı tercih ettim. Genel sorunum, sürücülerin saygısızlığı ve dikkatsizliği. Birkaç yıl önce bir traktör sürücüsünün yanlış manevrası nedeniyle kaza yaptım. Traktör bana çarptı, gezim yarım kaldı. Yaşım nedeniyle bisiklet taytıyla seyahat etmemi garipseyenler oldu mesela. Ama ben gezdiğim yerlerde çarşıpazar görmeyi, yöre insanlarıyla tanışmayı sevdiğim için bunlar zaman içinde sorun olmaktan çıktı.

- Unutamadığınız geziniz hangisi?

2003 yılında gerçekleştirdiğim İstanbul-Van gezimi çok seviyorum. Doğası, gezinin seyri, insanları çok etkileyiciydi. Örneğin Ağrı-Patnos arasında, saatlerce kimseye rastlamadan, doğanın güzellikleriyle baş başa kaldım, sadece çevremi izleyerek pedal çevirdim. Olağanüstüydü.

(02.03.2013 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)