Beyin gücüyle nesneleri uçarabilirsiniz

Röportaj: ÖMER GÖREN

* Mentalist ve illüzyonistsiniz. Aynı zamanda şehir planlamacısı ve sigortacısınız. Biraz alakasız değil mi bu meslekler?

Üniversitede şehir ve bölge planlama okudum. 16 yıldır da sigorta acentesiyim. İllüzyona ve mentalizme gelince: Gösteri sanatına illüzyonla başladım. 6 yıldır da profesyonel mentalistim.

* Siz hem illüzyon hem mentalizm ile uğraşıyorsunuz. İllüzyonu biliyoruz: Olmayanı olmuş gibi gösterme. Peki mentalizm ne?

Aralarında nasıl bir fark var? İllüzyon; özel üretilmiş aletlerle yapılan bir yanıltma ve oyun sanatı. Örneğin ‘uçan masa’ numarası: En az iki kişi el bileklerinden bağlanmış görünmeyen kancaları masanın kenarına takıp kaldırırlar. İzleyenler, masanın kendiliğinden kalktığını sanır. Vücudu ikiye ayırma numarası ise özel hazırlanan bir kutu sayesinde yapılır. Şapkadan tavşan ya da kuş çıkarmanın sırrı da şapkanın içindeki gizli bölümdür. Mentalizm ise farklıdır, akıl okuma ve insanları yönlendirme sanatıdır. Psişik konularla ilgili yapılan gösterilerdir. Düşünce gücü, 6. his, telekinezi (nesnelerin hareket ettirilmesi), telepati, hipnoz... Beyin gücüne dayalı enerjiyi kontrol ederek, dokunmadan nesneleri hareket ettirebilirsiniz. Bu, doğaüstü bir güç değildir. Cincilik de değildir. Cincilik, şarlatanlıktır.

* Yani siz şimdi çatalları, bıçakları mı eğiyorsunuz enerjinizle?

Sadece çatalları, kaşıkları değil, herhangi bir metali eğiyorum. Mentalizm sanatının temel konularından biridir kaşık. Isıya duyarlı eğilebilir özel kaşıklar kullanmıyorum, gerçekten kaşığı eğiyorum.

* Tamam da enerjinizi nasıl yönetebiliyorsunuz?

Hepimizin vücudunda büyük bir enerji var. Önce enerjiyi hissedip sonra istenilen yere yönlendirmek gerek. Elbette bu öyle kolay bir şey değil. Yıllarca çalışmak lazım.

“KAŞIK EĞMEYİ 7 YILDA ÖĞRENDİM”

* Bir sabah kalkıp da “Ben bu işi yapayım” demediniz herhalde. Nasıl mentalist oldunuz?

İlkokuldaydım, konuk gelen bir sihirbazın gösterisinden çok etkilenmiştim. Hele koca kılıcı bir yutması vardı ki hayrete düşmüştüm. Arkadaşımın sihirbaz ağabeyinden bazı ufak numaralar öğrendim. Aradan yıllar geçti, dünyaca ünlü sihirbaz David Copperfield, İstanbul’a gelip bir şov yaptı. Lazerle vücudunu ikiye bölmesini görünce “Ben de yapabilirim” dedim kendime. Aylarca çalıştım ve başardım. Dünya basınında ‘bu şovu yapan ikinci adam’ olarak lanse edildim. Fakat emek hırsızı olmamak için gösteriyi bir daha yapmadım. Bir gün televizyonda, düşünce gücüyle kaşık eğme gösterisi izledim. İlgilendim ve 7 yıl üzerinde uğraştım. Bu işler öyle anlatmakla, üç-beş yapmakla olmaz. Mesela cam fanusun içinde bulunan bir kağıdı dokunmadan döndürmek için bile 3 yılımı verdim.

* Eğitim filan da almışsınızdır.

Kimseden eğitim almadım. Sadece illüzyonist Jeff Mc Bride’dan sahne duruşunu öğrendim.

* Ama o zaman bu konularda özel bir yeteneğiniz var.

Bu sadece yetenek meselesi değil. Çok ama çok çalışma meselesi. Üzerinde yoğunlaşmalı, çalışmalı, sabretmeli, pes etmemelisiniz. Bu numaraları herkes yapabilir. Yeteneği varsa, gerçekten başarmayı istiyorsa bunu gerçekleştirir. Ama hiçbiri kolay değildir. Yapılış tarzı da anlatılır bir şey değildir.

“KÖPRÜYÜ KAYBEDECEĞİM”

* Bugüne kadar kimbilir kaç etkileyici gösteriniz olmuştur.

Çok. Vücudu ikiye ayırmak, caddenin ortasında 15 metre havaya yükselmek, kaybetmek, bir televizyon programında gözü kapalı araba kullanmak, başka bir televizyon programında kalbimi 30 saniye durdurmak, karton kabin içine girerek usta okçuların attığı oklardan hiç isabet almadan çıkmak, 2013 Yılbaşı Milli Piyango’nun bilet numaralarını 1 hafta önceden bilmek...

* O zaman siz tüm şans oyunlarının sonucunu bilip ‘köşe’ olabilirsiniz. Hiç bunu denediniz mi?

Olabilirim ama bunu yapmama gerek yok ki. Başkalarının hakkına tecavüz etmek istemiyorum. O şekilde kazandığım para bana hayır getirmez zaten.

* Başka projeleriniz var mı?

Kız Kulesi’ni ve Boğaziçi Köprüsü’nü yaklaşık 1 dakika boyunca kaybedecek, sonra tekrar görünür kılacağım. Herkes buna tanık olabilecek. David Copperfield dört yıl önce ABD’deki Özgürlük Anıtı’nı nasıl kaybettiyse ben de o şekilde yapacağım. Bu, bir illüzyon gösterisi olacak.

"AKLINIZI OKUYABİLİRİM"

* Akıl okumaktan söz ettiniz. Nasıl yapabiliyorsunuz bunu?

Evet. Karşımdaki kişinin hal ve hareketlerinden bir fikir sahibi oluyorum. Daha çok yönlendirme teknikleri uyguluyorum. Ama bunu daha çok sahnede yapıyorum. Tabii ki her gördüğüm insanın aklını okuyor değilim. Bu özelliğimi menfaatlerim için kullanmam, kişiliğime yakışmaz. Bunu kötüye kullanırsam gücümün kaybolacağına da inanıyorum.

"RÜYALARINIZI KONTROL EDİN"

* Siz beyninizi nasıl boşaltır, rahatlarsınız?

Meditasyon yaparım. Ayrıca ‘Lucit’ dediğim bir teknikle istediğim rüyayı görür, rahatlarım. Hatta rüyamı dilediğim gibi kontrol ederim.

* Bu nasıl olabilir ki? Ayrıca, ‘Lucit’ nedir?

7 yaşımda seyrettiğim bir filmden çok korkmuştum. Gece yalnız yatamıyordum. Bunun bir rüya olduğuna kendimi inandırıp istediğim gibi kontrol edebileceğimi hayal ediyordum. Üç yılın sonunda emelime ulaştım. Lucid; rüya gördüğünün bilincinde olma, istediğini görme, istediğin gibi şekillendirme tekniğidir. Bilinçaltını kullanmayı öğrenmekle alakalı! Kimisinde bunu yapabilme özelliği vardır.