Cumartesi Postası Küskün bir çınar

Küskün bir çınar

Paylaş
Küskün bir çınar

Vurdulu kırdılı filmlerin değişmez ismiydi İhsan Gedik. Hep 'kötü'yü oynadı

Röportaj: Neslihan Yavuzcan / neslihanyavuzcan@gmail.com

Haberin Devamı

Vurdulu kırdılı filmlerin değişmez ismiydi İhsan Gedik. Hep ‘kötü’yü oynadı. Ama o aslında muhteşem bir baba. Çekiyor beyaz takımını, dayanıyor bastonuna, şehir şehir gezerek ‘Dünya Sinema Tarihi’ ve ‘Türk Sinema Tarihi’ adlı kitaplarını satıyor. Kızını da üniversitede bu sayede okutabiliyor. Biraz küskün ama eksilmeyen yaşam enerjisi ile hâlâ bir çınar o.

* Türk Sineması’na ne zaman adım attınız? 1960’da. 50-100 kuruş yevmiyeye yıllarca Yeşilçam’a hizmet verdim. 700 filmde oynadım. Çok eziyetler çektim. Şu ara bizi çağırmıyor, kendileri pişirip kendileri yiyorlar. Halbuki zamanında biz herkese kucak açmış, işi öğretmiştik. Biz alaylı yetiştik. Okul kültürümüz yok ama hayat kültürümüz var.

* Hep kötü adam oldunuz. Hiç iyi karakter teklifleri gelmedi mi? Bir-iki tane çıktı ama hareketli olduğumuz için hep kavga gürültü filmlerinde oynattılar. Bıçkın olup bıçağı güzel kullandığım için bıçaklı sahnelerde yönetmenler beni tercih ederdi.

Haberin Devamı

* Vurdulu-kırdılı filmler döneminde günde kaç sete gidiyordunuz? İki sete... Şimdi güzel para var. Daha doğrusu herkesin teşkilatı var. Piyasada elli dizi, yüz dizi olduğu zaman boşluk bırakmadan her hafta para kazanıyorlar. Bizim dönem öyle miydi? Bir setten en fazla diğerine geçiyordum.

* Kazanmadınız mı? Kazandık ama... Yani ayda 10 gün çalışıyorsun, 20 gün oturuyorsun. On günlük kazancını 20 güne yettirmeye çalışıyorsun. Borçlu giderdik sete, akşamüstü parayı verirdi yapımcımız, ertesi gün borçlarımızı öderdik herkese. Yapımcı da kazanıyordu biz de. Ama bizde devamlılık olmadığı için günlük yaşıyorduk. Şimdi bakıyorum da her hafta bir gün dizi çekiliyor. Güzel paralar var.

* Sokakta size ve diğer kötü adamlara bağırıp öfkelenen oluyor muydu? Kıbrıs’ta çekilen ‘Önce Vatan’ filminde Fatma Abla (Girik) ile oynuyordum. O filmde işte Türklere eziyet ediyorum; vuruyorum, asıyorum, kesiyorum... Temizleyiciye elbiselerimi verecektim, evden çıktım. Elimde poşetle giderken kadının biri sokakta durdurdu beni. “Ne oldu abla?” diye sordum, “Sen akşam ne yaptın?” dedi. “Ne yaptım ablacığım, evimdeydim, kalktım, şimdi temizleyiciye elbisemi veriyorum”. “Yok, akşam sen saldırdın” deyince uyandım. Başımıza böyle şeyler geliyordu, hoşgörü ile karşılıyorduk. Erol Abi (Taş) bizim başımızdı, ona da sokakta laf ederlerdi.

Haberin Devamı

* Çekimlere grup halinde mi gidiyordunuz ki? Evet. Biz bu işi severek yaptık. Dünyaya bir daha gelsem yine “sinema” derim. Kimi yapımcı, mesela babamız Türker İnanoğlu çağırırdı, “Oğlum 7 kişi al, gel” derdi. Türker Bey iyi insandı. Memduh Babamız da vardı, o da iyi bir yapımcıydı.

“ORHAN ABİ AMELİYAT PARAMI ÖDEDİ”

Orhan Gencebay, Sa 1981 senesinde mide ameliyatı olacaktım. Geberiyorum... “Baba” dedim “ameliyat olacağım ama param yok, ne yapacağız?” Kartını verdi bana. “Yine de çıkacağından bir gün önce bana haber ver, gelirim” dedi. Dediğini de yaptı. O zamanın parasıyla 16.500 lira tuttu, hastaneye geldi, ödedi. Gencebay adam gibi adamdır. Allah onu var etsin.

* Hayattan ne bekliyorsunuz İhsan Bey? Valla hep günübirlik yaşadım. Şu anda da geçineyim yeter, başka bir şey beklemiyorum. Biz emeklilere biraz zam yapsınlar. Yüzde 7! İnsaf! Büyük para için yüzde 7 büyük oran. Ama emekli için ne ki 50 lira? Para mı bu yaaa?!! Bir lokantaya giriyorsun 20 liraya çıkamıyorsun. Gariban işi kuru üstü pilav yersen 7.5 lira.

Haberin Devamı

* Eviniz var ama değil mi? Nur içinde yatsın, anam bana bir güzellik yaptı, orada ikamet ediyorum. Kızımla beraber.

“KİTAPLARIMI SATARAK GEÇİNİYORUM”

Şimdi nasıl geçiniyorsunuz? ‘Dünya Sinema Tarihi’ ve ‘Türk Sinema Tarihi’ adlı iki kitabım var, onları satıyorum. İş adamlarına gidiyorum; kimisi alıyor, kimisi almıyor. Mesela şimdi sağolsun, belediyeler yardımcı oluyor.

* Sigortanız var mı? Emekliyim ama üniversitedeki kızımı okutmak için 17 milyar lira kredi aldım. Biraz içeri girdim. Aylığımı tam alamıyorum; 180-200 TL geçiyor elime. Kitaplardan da 50-60 tane kaldı. Bastıracağım ama nasıl bastıracağım, onu da bilemiyorum.

* Maddi destek çağrısı yapalım mı buradan? Güzel abiler var. Neden olmasın.

* Kitap satmak için Türkiye’yi dolaşıyorsunuz değil mi? Dolaşıyorum. Hülya Avşar’a gittim, o yardımcı oldu. Gülben Ergen’e de anlatacağım “Abla, vaziyetim böyle böyle, destek ol” diye.

Haberin Devamı

“BEN DİLENCİ DEĞİLİM”

Ekmeğinizi taştan çıkarıyorsunuz yani. Evvel Allah ben dilenciliği sevmem. Karşılıksız para almayı sevmem çünkü. Kitabı imzalayıp veririm, ama 10 lira verir karşıdaki, ama 20... Bereket versin. Böyle idame ettiriyoruz işte. Şimdi ise güzel bir abi yakalamamız lazım ki kitapları bastırabilelim.

* Nasıl bir abi?.. Yani iş adamlarından güzel bir abi. Tabii Hülya Ablam’a gideceğim mecburen. “Abla” diyeceğim, “kitabım bitti”. Ondan yardım alacağım. Delikanlıdır ha.

* Yeşilçam’da hangi kadın ve erkek oyuncuları beğeniyorsunuz? Fatma Girik başta, eskilerin hepsini severim. En son Hülya Avşar tabii. Erkeklerde Kenan İmirzalıoğlu fena değil. O da Kadir Ağabey (İnanır) gibi.

* Kadir Abi kitabınızı imzalamış. Evet. Serdar Gökhan var, Kuzey Vargın var...

“Parayı havada bulup tavada yemeyin sakın”

*Şimdiki gençleri nasıl buluyorsunuz. Onlara mesajınız var mı? Tutumlu olsunlar. Bizim gibi havada bulup tavada yemesinler. Büyüklerini saysınlar, eskileri unutmasınlar. İnsafa gelsinler. Yokluk zamanında sinemaya hizmet verdik, seyirciyi topladık, şimdi onlar bizim yüzümüz suyumuz hürmetine kazanıyor. İnkar ederlerse kendileri bilir.