Derya Özel Lezzetin ve tarihin başkenti; Hatay
HABERİ PAYLAŞ

Lezzetin ve tarihin başkenti; Hatay

Hatay, 600 çeşit yemeğiyle ‘dünya gastronomi şehri’ olma yolunda UNESCO’ya adaylık başvurusu kabul edilen yeryüzündeki 4 kentten biri. Gittim, gördüm, tattım. Mükemmel lezzetler, zengin mönüler, büyüleyici sunumlar... Ah, bir de turistik yerler restorasyon sebebiyle yıllardır kapalı olmasaydı!..

Hatay Valiliği ve İl Yenilik Platformu’nun projesi kapsamında Hatay’da bu yıl ilk kez Akdeniz Ülkeleri Mutfak Günleri düzenlendi. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerden 77, Türkiye’den de 25 olmak üzere dünya çapında Michelin yıldızı sahibi şef ve gurmenin yanı sıra yerli-yabancı 70 basın mensubu bu etkinliğe katıldı. 5 gün süren organizasyon tam bir yemek festivali gibiydi. Dünyaca ünlü şeflerin hazırladığı birbirinden lezzetli yemekleri yerken kendi mutfağımızla da övünüp durduk. Ne kadar zengin bir mutfak kültürümüz olduğunu, farklı tatları büyük bir ahenkle nasıl bir araya getirip sunduğumuzu fark ettik Türk gazeteciler olarak. Yabancı misafirlerin hayran kaldığı künefemizle, etli ve sebzeli yemeklerimizle, balığımız ve kebabımızla, baharatlarımızın zenginliğiyle gurur duyduk.

Haberin Devamı

Defne Yolu ve Osmanlı yemekleri

Etkinliğin üçüncü günü Samandağı Hıdır Bey Köyü’nde, Defne Yolu’ndaki yürüyüşün ardından, toplanan defnelerden geleneksel yöntemlerle yağ çıkarma ve sabun yapımına şahit olduk. Bir sonraki gün düzenlenen Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’ndeki geleneksel Osmanlı mutfağı ve yemeklerinin sunumu ise büyüleyiciydi. Adını yeni duyduğumuz bir çok yemekle de Antakya Uzun Çarşı’da tanıştık. Bu yemeklerden bazıları; ruyruklu oruk, firikli kuru dolma, kaytaz böreği, kummusiye, libye, maklube...

Hatay’da eksik kalanlar

Samandağı Hıdır Bey, her yanı defne kokan şirin bir köy. Bir kilometre uzaklıktaki Vakıflı Köyü’nü görme fırsatımız ne yazık ki olmadı. Oysa Vakıflı, yörenin tek Ermeni köyü olmasının yanı sıra, içinde tarih barındıran bir yer. Buraya yakın olan Titüs Tüneli’ndeki Beşikli Mağara da görmeye değer bir yer fakat ne yazık ki buraya da yolumuz düşmedi. Yoğun etkinlik programından dolayı gazetecileri bu noktalara götürmeyi atladıklarını düşünüyorum. Çünkü Hatay sadece bir lezzet kenti değil, bir kültür kenti de.

Haberin Devamı

MÜZELER VE TARİHİ YERLER KAPALI

Yerli ve yabancı 70’e yakın basın mensubunun katıldığı böylesi büyük bir organizasyona yakışmayacak aksaklıklar da olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Program boyunca gezmek ve görmek istediğimiz tarihi yerler, restorasyon sebebiyle ziyaretçilere kapalıydı. Arkeoloji Müzesi bile bu etkinliğe yetiştirilememişti. Saint Pierre Kilisesi, Saint Simon Sytilite Manastırı, Yunushan Kaya Mezarları ve Tel Açana gibi çok önemli yerleri görme hayaliyle gidip Hatay’dan elimiz boş döndük. Kendi imkanlarımızla araba kiralayarak bu yerleri görmek istediysek de yıllardır bitmeyen restorasyonlardan dolayı kapalı olduğunu öğrendik üzülerek. Mesire yerleri dışında görülecek hiçbir yer olmaması, oraların da pislikten geçilmemesi akıl alır gibi değil. Yerli ve yabancı basının yoğun ilgi gösterdiği bir organizasyonda, Hatay’ın zengin tarihini de tanıtmak gerekirdi. Yemeklerimizle bu kadar övünürken asıl sahip çıkmamız gereken kültür hazinelerimizi yok saymayı kabul edemiyorum bir türlü. Bu ülkenin en kıymetli şeylerinden biri, sahip olduğu kültür hazineleri. Dinler tarihinin doğup yayıldığı bu kadim topraklar, keşke hak ettiği değeri görebilse.

Haberin Devamı

TALİHSİZ ÖLÜM

Talİhsİz ölüm Michelin yıldızlı şef Jean Luc Figueras’nın hazırladığı deniz ürünleri ağırlıklı tadım menüsü davetliler tarafından çok beğenildi. Son derece neşeli geçen akşam yemeği sonrasında yaşanan talihsiz olay ise etkinliğe katılan herkesi çok üzdü. Şef Figueras, çok sevdiği Hatay’da hazırladığı akşam yemeği sonrasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etti. Bir gün sonra kendisi için verilen anma yemeği sessiz geçti.

Yerli halk şikayetçi

Hatay’da karşılaştığımız pek çok kişiyle sohbet imkanımız oldu. Genel olarak yerli halkın Suriyelilerden şikayetçi olduğunu öğrendik. Onlara tanınan hakların kendilerine tanınmadığını ve Suriyelilerin kayırıldığını düşünüyorlar. Onları asıl rahatsız eden de bu. Yoksa yıllardır çeşitli etnik kimliklerle barış içinde yaşayan halk, Suriyelilerin gelmesinden şikayetçi değil. Şikayet ettikleri tek şey, onlarla aynı haklara sahip olamamaları.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder