Mehmet Coşkundeniz Ben okursam, sen okursan o okursa değişir dünya...
HABERİ PAYLAŞ

Ben okursam, sen okursan o okursa değişir dünya...

Başlıktaki slogan Beşiktaş taraftarı olan 10 kadının oluşturduğu ‘Çarşı Kadın’ grubuna ait.

Hepsi medya çalışanı: Gazeteci, televizyoncu, menajer, basın danışmanı...

Twitter’da bazılarının yaptığı gibi yardım çağrılarını ‘retweet’ yaparak vicdanlarını rahatlatmıyorlar, taşın altına ellerini sokuyorlar.

Van depreminde yıkılan öğretmen evinin yapımını üstlendiler mesela...

Soma’da ölen madencilerin çocuklarına moral gezileri düzenlediler...

Yoksul çocuklara her bayram bayramlık alıp gönderdiler...

Son 3 yıldır çocuklar okusun diye uğraşıyorlar. Bu yıl 60 köy okuluna ulaştılar. İhtiyacı olan köy okullarına kitap, kırtasiye malzemesi gönderdiler.

Haberin Devamı

Kış ayazında terlikle, hırkayla okula gitmek zorunda kalan çocuklara mont, bot gönderdiler. Hayatlarında ‘oyuncak’ nedir bilmeyen çocukları gönderdikleri oyuncaklarla sevindirdiler...

O çocukların, bu malzemeleri aldıkları anda yaşadıkları duyguları şöyle anlatıyorlar: “Hayatlarında ilk kez kara lastik dışında bir ayakkabı sahibi olan çocukların yüzündeki mutluluğu gördük...

Birçok çocuk kirlenir diye yeni aldığı o botları giymek istemedi örneğin...

Hatta bazıları sadece okulun içinde giydi. Eve giderken çamurlanmasın diye yine kara lastiklerini geçirdiler ayaklarına...

“ Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın büyük desteğini alıyorlar. Belediyenin içinde bir depo tahsis etmiş başkan onlara. İzin günlerini, işten çıktıktan sonraki vakitlerini o depoda geçirip “Kime, ne kadar yardım edebiliriz?” diye düşünüyorlar. ‘Çarşı Kadın’ desteğinizi bekliyor.

Yılbaşı geldi. Dostlarınıza, aile üyelerinize bu kez bir kart yazın. “Senin için alacağım hediyeyi, ‘Çarşı Kadın’ın kampanyasına bağışladım.

Senin sayende bir çocuk sevinecek” deyin. Sonra bir mont, bir bot, bir kitap, biraz kırtasiye malzemesi alıp ‘Çarşı Kadın’a ulaştırın.

O taşın altında sizin de eliniz olsun.

Bu arada instagram adresleri: carsi.kadin1903

HER LEZZETİN RUHA HİTAP ETTİĞİ YER

Bir mekanı mekan yapan, sende yarattığı histir aslında. Dünyanın en ünlü lokantasına da gitsen, kendini iyi hissetmiyorsan, yabancılık çekiyorsan ne yediğinin tadını alırsın, ne içtiğinin. Hele ben gibiysen...

Haberin Devamı

Hele seviyorsan müdavimliği...

Alıştığın şeylerden vazgeçemiyorsan misal. Bağlanıyorum ben. Ama şikayetçi değilim. Bağlandığım yerleri, mekanları, insanları paylaşıyorum.

İstiyorum ki; herkes bu tadın farkına varsın, vazgeçilmez olduğunu anlasın. Öyle bir yer işte, şimdi sözünü edeceğim yer.

Bir ocakbaşı. Adı da ‘Lavaş Ocakbaşı’. Beyoğlu’nda, meşhur Nevizade Sokak’ı kesen Kameriye Sokak’ta. “Ne farkı var ki?” derseniz var işte, lezzetinde de var, havasında da var insanında da var. Otur mesela bir masaya, sevgilinle, dostlarınla...

Masana gelen lezzetlerin muhabbetinizi nasıl tatlandırdığına inanamayacaksın. Yalnız mı geldin, ne gam... Gözünü ayırma kapıdan... Şimdi tanıdık biri girer. Oturur masana, iki kelam edersiniz. Yalnızlığı yaşayacağın yer değildir burası, bilirsin öyle ya da böyle, hatırını soracak biri vardır mutlaka.

Erol usta gelir mesela, Antep ağzıyla “Nasıl buldun eti?” diye sorar. Azıcık ukalalık edersen sana önce etin, sonra Antep’in tarihini anlatır, üşenmez. Bir şiir gelir aklına mesela, azıcık mırıldansan, 40 kişi katılır şiirine, gecen güzelleşir, ruhun doyar.

Haberin Devamı

Ruhun doyar dedim ya, burada yediğin her şey dilinden, damağından başka ruhuna da hitap eder. Cebini de yakmaz, inan bana. Hani hep şikayet ediyorum ya; “Birçok yerde verdiğim paranın karşılığını alamıyorum” diye...

Onu burada demezsin, dedirtmiyorlar. Şiirden ve ocakbaşından bu kadar bahsetmişken, rakıyı anmadan geçmeyelim.

Turgut Uyar’a atfedilen ama şairinin meçhul olduğu bilinen bir şiirden alıntıyla bitirelim yazıyı. Damaklardaki o tat eksilmesin diye...

“Rakı kadehlerini boşaltmayın eksilmesin hiçbir şey hiçbir şeyden dahi olsa kalsın biraz...”

İYİ BAYRAMLAR

Ortaköy’deki Patika’da 17 yıl sahne aldıktan sonra, İstanbul’da devamlı bir mekanda çıkmıyor Soner Olgun.

Bu yılbaşı İstanbul Baltalimanı’ndaki Portaxe’te sahne alacak. Anlaşılıyor ki bu yılbaşına “İyi yıllar” diyerek değil, “İyi bayramlar” diyerek gireceğiz.

Bu benim 2015’teki son yazım olduğundan iyi dileklerimizi sunalım okuyuculara. İyi yıllar dostlar...

2016’da her gününüz bayram tadında geçsin...

Öyleyse, iyi bayramlar...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder