İnci Tulpar Bir AKM vardı, n'oldu o iş?
HABERİ PAYLAŞ

Bir AKM vardı, n'oldu o iş?

Çok şükür tüm badireler atlatıldı, seçimler yapıldı ve ‘YENİ Türkiye’ kapılarını izleyenlere açtı ya, benim de aklıma takıldı; bizim bir YENİ AKM vardı, ne oldu o iş?

Yıllardan 2008 idi; dönemin kültür bakanı “2009 sezonuna yetiştireceğiz” demişti. Yıl oldu ‘Yeni Türkiye’, AKM hâlâ kapalı. İşin ilginci, her yanında inşaatların yükseldiği İstanbul’da eski bina olduğu gibi duruyor. Arşivlerde AKM ile ilgili bir sürü haber var... Her yıl bir veya birkaç gazete veya köşe yazarı konuyu gündeme getirmiş. Opera-bale, tiyatro, konser ve kongre amacıyla kullanılan, ancak restorasyon çalışmaları nedeniyle 2008’den bu yana kapalı bulunan AKM’de 1317 kişilik büyük salon, 530 kişilik konser salonu, 250 kişilik sinema salonu ve tiyatro salonları yer alıyor.

Haberin Devamı

İstanbul 9. İdare Mahkemesi, 16 Aralık 2009 tarihli kararı ile projelerin onaylandığı Koruma Kurulu kararını iptal etti. Bu kararla beraber AKM’nin onarımına ilişkin süreç kesin olarak durduruldu. Bu arada da 30 milyon TL’si Sabancı Holding’ten, 40 milyon TL’si devlet bütçesinden ayrılan 70 milyon TL’lik “AKM restorasyon kaynağı ne oldu?” tartışmaları ortaya çıktı.

AKM binasında gerek sanat adına olsun, gerek önünde buluşma noktası olarak bir sürü kişisel, nostaljik, duygulu anım vardır ama burada anlatıp sizleri sıkmayacağım. Önemli binadır, şehrin tarihi belleklerinden biridir. Güzeldir, çirkindir tartışmaları yan konulardır. Atıl halde beklemesinin kimseye yararı yoktur. Şehre yeniden kazandırılması gerekir.

O yüzden bir kez daha soruyoruz: “Bizim bir AKM vardı, n’oldu o iş?”

SANAL LİSE EĞİTİMİ

Amerika gibi ülkelerde, lise eğitimine evden devam etmek zorunda kalan veya bu yöntemi tercih eden öğrenciler için sanal lise uygulaması başlatıldı. Bu uygulamanın birkaç nedeni var:

* Okulların fiziki koşullarının bölge nüfusuna yeterli gelmemesi

* Bölgenin coğrafi ve iklim koşullarının okula ulaşmakta zorluk yaratması

* Esnek okul saatlerinin hem çalışıp hem okuyan öğrencilere eğitimde fırsat eşitliği sunması

* Engelli öğrencilerin, arzu ederse ev ortamında eğitime devam edebilmesi

Haberin Devamı

Bu şekilde sanal eğitim’ programlarında öğrenci devlet desteği de alabiliyor. Yani, devlet okullarında bir öğrenci için harcanacak miktar, sanal eğitimi veren kuruluşa kaydırılarak öğrencinin ücretsiz eğitime kavuşması sağlanıyor.

Burada ‘mutlaka’ olması gereken; eğitimi veren kuruluşun kalite ve standarttan ödün vermemesi, eğitim kalitesinin düzenli olarak ölçülmesi... Bu sistemin ülkemizde de uygulanabileceğini düşünüyorum. Okul derslik sayısının yetersiz kaldığı, pek çok okulda çiftli eğitime geçildiği, öğretmen sıkıntısının çekildiği eğitim sistemimizde, dersanelerin özel okullara dönüştürüldüğü ve öğrencilere 3000 TL’lik devlet desteği de sağlandığı göz önüne alındığında; ülkenin ‘elverişsiz fiziki şartlara sahip’ pek çok bölgesi için bir çözüm olabilir.

Özellikle son TEOG sınavında yaşananlar sonucu evine yakın tercih ettiği okul bulamayan öğrenciler için alternatif yaratabilir. Bu sistemin artıları kadar, eksileri de var. Özellikle sosyal gelişim anlamında konunun uzmanlarca ele alınması gerekir. Yine de mevcut yurt dışı uygulamalar incelenerek değerlendirilebilir, bazı açılardan mevcut problemlere çözüm getirilebilir.

Haberin Devamı

Halen TÜBİTAK tarafından benzer bir deneyim ‘lise öğrencilerine girişimcilik eğitimi verilmesi amacıyla’ sanal kampüs olarak yapılıyor.

Yurt dışından örnek görmek isteyenler; Google’ın arama kısmına ‘Oklahoma Virtual High School’ yazabilirler.

ASANSÖRLER KİME EMANET?

Bir asansör düştü, hem emeği ile çalışan ve hepsine ayrı ayrı üzüldüğümüz 10 işçi öldü hem de Türkiye asansörlerinin içler acısı hâli gün yüzüne çıktı. Can kaybı yaşayan ailelere, baş sağlığı ve adalet diliyorum. Bu üzücü olayın ardındaki gerçeklik ise hepimizin risk altında olduğu...

Kullandığımız asansörlerin yüzde 95’inin durumu felaket! Asansör denilen makineleri takmak yetmiyor; çok sıkı şekilde bakımını ve denetlemesini de yapmak gerekiyor. İşte en büyük sıkıntı da bu noktada başlıyor. Gereken bakımlar yapılmıyor, yıl boyunca bir kez bile denetlenmeyen asansörler var ve piyasa yetkili olmayan ‘korsan servislerin’ kontrolünde! Nasıl önlemler alabiliriz?

* İlk adım bu konuyu unutmamak, gündemde tutmak. Zirâ her gün, hepimiz, bir yerde asansöre biniyoruz.

* Asansörlerde yeşil bir kontrol etiketi olması gerek. Yeşil etiket, asansör güvenlidir anlamına geliyor ve üzerinde son bakım tarihi bulunuyor.

* Asansörlerdeki toplam ağırlık uyarısına mutlaka uyulmalı. Kimse inmiyorsa, siz inin. Canınız, zamanınızdan daha kıymetli.

* Yakın katlar için asansör kullanmayın.

* Asansörü yaşadığınız ve çalıştığınız binada kullanıyorsanız; mutlaka bina sorumlularından bilgi alın, yeşil etiket talep edin. Kendi güvenliğinizin takipçisi olmak en büyük hakkınız. ‘Kötü kader’ en çok insan ihmalleri ile ortaya çıkar.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder