Mehmet Coşkundeniz Çaresiz değilsiniz çare sizsiniz
HABERİ PAYLAŞ

Çaresiz değilsiniz çare sizsiniz

İnsanlara verdiğimiz değerin ölçüsünü kendimiz belirleriz. İşte bu nedenle bazen, bazılarına hak etmediği halde fazla değer veririz. Bunun nedeni, ona duyduğumuz zaaftır çoğu zaman. Bir şeyine takılıp kalmışızdır.

Dünyanın en büyük kötülüğünü yapsa da o zaafı aşamadığımız için gözümüzde değerini yitirmez. Ama bu insana büyük bir yük yükler aslında. Bunu taşımak gerçekten zordur.

Sen değer vermeye devam ediyorsundur ama aynı değeri görmüyorsundur. Her geçen gün omuzların biraz daha çöker. Bu yükü taşımak gittikçe imkansız hale gelir. Kurtulmak istedikçe daha da ağırlaşır, ne yapacağını şaşırırsın.

Haberin Devamı

Sürekli bir mucize beklersin, “Bir şey olsun da kurtulayım bu yükten” diye. Oysa mucizenin kendisi sensindir. Sadece bunun farkında değilsindir. Nasıl bu yükün sorumlusu sensen, bundan kurtulacak güç de sendedir. O gücü fark etmen ve kullanman gerekir. Ancak böyle düze çıkabilirsin. Ancak böyle mutlu olabilirsin.

Aşk dünyanın en güzel duygusu. Aşık olmak müthiş bir şey. Ama aşkın sizi ezmesine izin vermemelisiniz. Aşık olduğunuz kişinin, üzerinizde bir yük haline gelmesine izin vermemelisiniz. Biliyorum, bunu başarmak zor. Ama başardığınızda kendinizi öyle hafif hissedeceksiniz ki; “Bunu neden daha önce yapamadım” diye hayıflanacaksınız.

Başımıza gelen her şeyden biz sorumluyuz. Bundan kurtulmak da bizim elimizde. Ben birçok kez bu durumla karşı karşıya kaldım. Kimi zaman çok sevdiğimden, kimi zaman cesaretsizliğimden bu yükü uzun süre taşıdım.

Artık taşımıyorum, çünkü dünyadaki en önemli şeyin kendim olduğunu biliyorum. Bana “Nasıl kurtulacağım?” diye soruyorsunuz ya, bu yazı işte o soruya cevap. Çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz.

FİLME HAZIRLIK

İlk romanım ‘Aşk Uykusu’ yaşanmış bir hikayeyi anlatıyor. Eşinin ihanetine uğrayan bir kadının hikayesini... Bu romanı film yapmaya karar verdik. Üniversite arkadaşım olan yapımcı Berna Akpınar öncülüğünde yola çıktık.

Senaryo yazıldı, Mayıs ayında çekimleri başlıyor. Kitaptan uyarlama senaryonun ne kadar zor yazıldığını belirtmeliyim. Ben kitabı ‘çocuğum’ gibi gördüğüm için, tüm ayrıntıların yer almasını istedim. Ama tabii film başka şey, kitap başka şey.

Haberin Devamı

Tüm kitap filme çekilse herhalde 6 saatlik bir yapım olur. Evet, titiz davrandım, birkaç kez yazıldı senaryo. Ama sonunda ortaya çok beğendiğim bir iş çıktı. Filmde ben de varım, kendimi oynayacağım.

Kitabı okuyanlar bilir; hikaye, söz konusu kadının benimle görüşmeleri sonucu oluşturuldu. İşte filmde bu görüşmelerden de birkaç sahne olacak. Oyuncu değilim elbette, birini canlandırmayacağım. Yani rol yapmayacağım. Zorlanır mıyım bilmiyorum ama benim için çok ilginç bir deneyim olacağı kesin.

HAYATA DAİR KÜÇÜK NOTLAR

Aşk güzel şey... Aşık olduğun kişiyi sevmeye ve tanımaya başladığında her şeyin değişebileceğini unutma. Bu nedenle iyice tanımadan hiçbir insana bağlanma.

Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma. Acı çeken sen olursun. Çünkü o kişi seni sadece bir yara bandı olarak kullanır.

Her zaman sen haklı olamazsın. Her dediğin doğru olmayabilir. Diğer insanların da haklı olabileceğini, doğruları bilebileceğini unutma.

Haberin Devamı

Kendini önemse. Seni önemsemeyen biriyle hiçbir ilişki kurma. Onunla ne sevgili ol, ne de dost.

Güvenin uzun sürede sağlanabileceğini unutma. Güvenmediğin biriyle de asla ilişki kurma.

Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme. Çünkü yalanı yaşam biçimi haline getirmiş insanlar çoğunlukta.

İnsanlara doğru değeri ver. Kimi zaman hata yapabilirler. Affetmeyi bil. Ama verdiğin şanslara rağmen düzelmedilerse seni hak etmeyenleri sil.

Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.

Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.

Başkalarını sevmeden önce kendini sev. Kendini sevemezsen hiç kimseyi sevemezsin.

ELİMDE KANDİL GÖZÜMDE MENDİL

1980’li yıllarda Mersin’de küçük bir kasetçi dükkanına takılırdım. Arkadaşımın dükkanıydı ve ben de ona yardımcı olur, kaset doldururdum. Ferdi Özbeğen ile tanışmam da o zamanlara denk gelir.

İlk dinlediğim, 1982’de Şan Tiyatrosu’nda verdiği konserin albümüydü. Billur sesi, müthiş yorumculuğuyla benim gibi romantik bir insanı etkilememesi düşünülemezdi.

Daha sonra her albümünü aldım, her şarkısını dinledim. Çoğunu ezbere biliyorum. Ülkü Aker’in sözlerini yazdığı şarkılarla meşhur oldu Ferdi Özbeğen. Ama asıl Zeki Müren’in sözlerini yazdığı, Selmi Andak’ın bestelediği bir ‘Kandil’ şarkısı vardı ki; her dinlediğimde beni alıp başka yerlere götürüyor.

“Gün ışığında yola koyuldum Elimde kandil, gözümde mendil Vefa arıyorum, dost arıyorum Şefkat arıyorum, aşk arıyorum” diyor... Ve “Kandilimde yağ bitti, bulamadım gitti” diye bitiyor.

Vefa’nın sadece bir semt adı olduğunu yüzümüze çarpıyor bu şarkı. 1990’lı yıllarda müzik tercihleri değişince Ferdi Özbeğen pek ortalarda görünmedi. Bir ara İstanbul Talimhane’de bir otelin barında çalıyordu. İzleme fırsatı buldum.

Çok şanslı hissederim kendimi bu yüzden. Ölümünün 3’üncü yılında bu şarkının sözleriyle anmak istedim Ferdi Özbeğen’i. Bu yakınlarda bir Ferdi Özbeğen gecesi yapmalıyım kendime...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder