Mehmet Coşkundeniz Evliliği kurtaracak 5 ÖNEMLi ADIM
HABERİ PAYLAŞ

Evliliği kurtaracak 5 ÖNEMLi ADIM

Haberin Devamı

Evlilik sadece bir sözleşme değil, kader ortaklığıdır da. Bu ortaklıkta sorun yaşansa da aşılabilir. Tabii ki karşılıklı çabayla. Taraflardan sadece birinin evliliği kurtarmaya çalışması yetmez. Sorunları aşmak için bu yazıyı okuyun. “Bana ne” diyorsanız, kendinize bir avukat bulun.

Evliliğin temel nedeni aşk olmalı. Bu konuda hiç şüphem yok. Ama evlilik aşktan da öte şeyler ister. Çünkü çok uzun solukludur. Bu yüzden, başlangıçtaki heyecanlar zamanla yerini başka şeylere bırakır. Mesela alışkanlığa... Bunu olgunca kabul edenler için sorun yok. Onlar, aşktan sevgiye yumuşak bir geçiş yaparak evliliklerini daha uzun yıllar sürdürebilir. Eşlerden biri ya da ikisi bu olgunluğa erişememişse, kendini eğitememişse, evliliğin yanısıra başka uğraşı yoksa aşktan sevgiye geçişi kabullenemeyecektir. Evlilik derinden sarsılacaktır. Zaten boşanmaların yüzde 45’i ilk 5 yılda olmakta. Bu geçiş süreci sancılı ama aşılmaz değil.

İŞTE AŞMANIN 5 YOLU:

1-DİNLE

Eşler arasındaki iletişimsizlik, sorunların kaynağı. Bu yüzden iyi iletişimi olan çiftlerin evliliği daha uzun sürer. İletişim, karşındakini dinlemekle başlar. Eşinizin söylediği her şey önemlidir. Çünkü o sizin eşinizdir. Ne anlatırsa anlatsın can kulağıyla dinlemelisiniz. Hele anlattığı, aranızdaki sorunlarla ilgiliyse çok daha dikkatli dinleyin. Çözümü bulmanın yolu, sorunu bilmekten geçer. Eşiniz size “Benim sorunum var” diyorsa vardır, bunu geçiştirmeyin, ertelemeyin. Elinizdeki işi bırakın ve kendinizi eşinizi dinlemeye verin. Avrupa’da yapılan araştırmalar birbirini dinleyen çiftlerin evliliğinin diğerlerine göre çok daha uzun sürdüğünü ortaya koyuyor. Eşinizi dinleyerek aslında ona verdiğiniz önemi, duyduğunuz saygıyı da göstermiş oluyorsunuz. Dinlenmediğini, dikkate alınmadığını düşünenler kendilerini elbette kötü hisseder.

2-ANLA

Dinlemek yetmez, eşinizi anlamaya da çalışmalısınız. Karşınızdaki insan ne kadar konuşursa konuşsun, siz onu anlamak için çaba göstermezseniz cümleler boşlukta asılı kalır. Burada ‘empati’ çok önemlidir. Yani kendinizi eşinizin yerine koyacaksınız. Bir davranışınızdan şikayetçiyse “Aynısı bana yapılsaydı, nasıl hissederdim?” diye düşüneceksiniz. Anlayacak ve anlayışlı da olacaksınız. Söylediği şey size çok aykırı gelse bile bunu yüzüne vurmayacaksınız. Eşiniz böylece önemsendiğini, anlaşıldığını hissedecek, rahatlayacak ve sorunun çözümü konusunda adım atılacağına inanacak. Bu da evliliğiniz konusunda umudunu artıracak.

3-KONUŞ

Dinlediniz, anladınız ve konuşma sırası size geldi. Kimisi eşini sadece dinler, “Seni anlıyorum” der ama fikrini söylemez. Bu da eşinizi çileden çıkarır. Siz de o sorun hakkında ne düşündüğünüzü açıklamalısınız. Ya da ortada sorun görüyorsanız bunu açmalısınız. “Benim seninle sorunum yok, senin benimle varsa sen konuş” demenin alemi yok. Ayrıca sadece birbiriniz ya da evliliğiniz hakkındaki sorunları değil, dünyadaki her şeyle ilgili konuşmalısınız. Eşler birbirinin en iyi arkadaşıdır da aynı zamanda. Konuşabilmeli, birlikte zaman geçirebilmeli ve eğlenebilmelidirler.

4-SABRET

İnsanların birbirine tahammülü çok azaldı, farkındayım. Ama evliliğin çok önemli bir unsurudur sabır. Olumsuzluklar karşısında hemen pes etmek, çaba göstermeyi bırakmak, emek vermekten vazgeçmek doğru değil. Sabretmekten kastım, her yapılanı sineye çekmek değil. Şiddet, ihanet gibi davranışlar tabii ki affedilecek şeyler değil. Ancak pire için yorgan yakmanın da alemi yok. Sorunları çözmek yerine daha ilk bocalayışta ayrılığı gündeme getirmek, doğru bir davranış biçimi olmaz. Üstelik sürekli ayrılıktan konuşmak da evliliğin anlamını yitirmesine yol açar.

5-DEĞİŞME VE DEĞİŞTİRME

Eşlerin yaptığı en büyük hata, birbirlerini değiştirmeye çalışmaktır. Evlenmeden önce herkesin kendine göre bir yaşam tarzı vardır. İnsanlar birbirini tanıyıp eş olmaya karar verdiğinde bu yaşam tarzını bilerek adım atar. Ne yazık ki evlendikten sonra taraflardan biri (genellikle erkekler) eşini, kendi hayatını yaşamaya mahkum etmeye çalışır. Sadece kendi kurallarının geçerli olmasını ister. Bu başta diğerinin hoşuna gitse de zamanla baskı unsuru olmaya başlar. Baskıda er ya da geç patlamaya yol açar. Eşler birbirinin yaşam tarzına saygı duymalı. Kimse kimsenin hayatını yaşamak zorunda bırakılmamalı. Mutlu evliliğin yaşam formülü şudur: Kimse başkasının hayatını yaşamayacak. Herkes kendi hayatını koruyacak. Çiftler, evlilikte oluşturdukları üçüncü bir hayatı ortak yaşayacak.

CİNSELLİK ÇOK ÖNEMLİ

Evliliğin yürümesindeki en büyük etken, cinsel uyumdur. Birbirini anlayan eşler arasında cinsellik önemli bir sorun çıkarmaz. Evlilik, karşılıklı cinsel eğitim süreci olarak da görülebilir. Zaman içinde erkek ve kadın birbirinin cinsel eğilim ve kapasitelerine uyum gösterirler. Cinsel uyumsuzluk, çoğu zaman bir başka anlaşmazlığın sonucudur. Kadın ya da erkek, cinsel birleşmeyi reddederek eşinden öç alıyordur. Tekrar başa dönelim, evlilikte 1-Dinlersen, 2-Anlarsan, 3-Konuşursan, 4-Sabredersen ve 5-Değiştirmeye çalışmazsan, cinsel hayatın da gayet mutlu gider.

6

Sıradaki haber yükleniyor...
holder