Mehmet Coşkundeniz Fenerbahçe kongresi
HABERİ PAYLAŞ

Fenerbahçe kongresi

Kongre bugün başladı, yarın seçim var. Ben de kongre üyesi olarak gidip oyumu atacağım elbette. 17 yıldır başkan olan Aziz Yıldırım tekrar aday olacağını açıkladı.

Gazetelere Fenerbahçe’nin kötü yönetildiği yönünde ilanlar veren Hulusi Belgü de aday. Bu ikilinin dışında aday çıkar mı çıkmaz mı bilmiyorum.

Aslında pek de umursamıyorum. Çünkü ben kişilere bağlı bir Fenerbahçeli değilim. Sadece ve sadece kulübüme bağlıyım.

Fenerbahçe’yi sevmek demek, Azizci, Hulusici, şucu, bucu olmak demek değildir. Fenerbahçe’ye tarihi boyunca birçok başkan-yönetici unutulmaz hizmetlerde bulunmuştur ve hepsi Fenerbahçeliler tarafından minnetle anılmaktadır.

Haberin Devamı

Aziz Yıldırım da elbet bir gün görevi bırakacak ve takımın efsane başkanları arasındaki yerini alacaktır. Ki zaten, mahkeme süreci sonuçlandığında bırakacağını kendisi söylemiştir.

Yalnız bir şey dikkatimi çekti, basın toplantısından anladığım kadarıyla Aziz Yıldırım bırakırken yerine geçecek kişiyi de kendisi seçecek. Yani birini işaret edecek.

Ama aynı Aziz Yıldırım kulübün padişahlıkla değil, demokrasiyle yönetildiğini, isteyenin aday olabileceğini söylüyor. Peki nasıl olacak bu?

Hem “İsteyen aday olsun” diyeceksiniz, hem de “Bu kulübü size bırakmam” diyeceksiniz. Kongre üyelerinin iradesi nerede bu durumda?

Kimse merak etmesin, Fenerbahçe’ye gönül verenler, en iyisini seçmeyi de bilir. Atama ile başkan yapılmak istenen kişilerin başarılı olamayacağını söylememe gerek yok sanırım.

Bırakın da herkes kendi özgür iradesiyle karar versin, var olan 1 oyunu Fenerbahçe’ye en iyi hizmeti yapacağına inandığı kişiye atsın.

EN BÜYÜK İŞÇİ DİRENİŞİ

Olay çıkmadığı için siz pek farkında olmadınız ama Türkiye tarihinin en büyük işçi direnişi yaşandı geçen hafta.

İşçiler, bağlı oldukları Türk Metal Sendikası’nın, haklarını yeterince korumadığını söyleyip “O zaman biz de kendi hakkımızı kendimiz alırız” diyerek direnişe geçti.

Renault ile başladı, TOFAŞ ile devam etti, otomotiv yan sanayi fabrikalarındaki işçiler katıldı.

Ford Otosan ve Türk Traktör de bunlara eklendi. TOFAŞ’ta, Renault’da, otomotiv yan sanayi fabrikalarında sorun çözüldü, işçiler haklarını aldı.

Haberin Devamı

Bu yazı yazıldığında Ford Otosan’da direniş sürüyordu. Bakın hiçbir olay çıkmadı, kimse birbirine saldırmadı. İşçiler üretimden gelen güçlerini kullanıp iş bıraktı, vardiyaları terk etmedi.

Böylece sendikanın elde edemediği kazanımların sahibi oldular. İşte direniş budur.

Peki sendika ne yaptı? Koskocaman bir HİÇ. Zaten epeydir Türk Metal Sendikası’nın patronların tarafında yer aldığı, onlarla birlikte hareket ettiği yönünde iddialar vardı.

İşçiler de bu direnişle sendikaya büyük bir ders vermiş oldular. Hepsine helal olsun diyorum, avuçlarının içinden öpüyorum.

STİL İKONUYMUŞ!

Ünlülerin yeni yetme çocuklarının birbirinden sakil kıyafetlerini ‘stil ikonu’ diye pazarlamaya çalışıyorlar ya, deli oluyorum.

Rahmetli Uzay Heparı’nın Zeynep Tunuslu’dan olma oğlu Kanat Heparı’nın sayfada gördüğünüz bu fotoğrafını yayınlamış Hürriyet’in internet sitesi.

Üzerine de kocaman ‘Yeni stil ikonu’ diye yazmış.

Haberin Devamı

Kanat’ı stil ikonu yapan şey neymiş diye baktım: Dar pantolonunun üzerine çorap giymiş olması... Bu mudur yani? O çorabı giyince stil ikonu mu olunuyor?

Daha doğrusu stil dediğiniz şey böyle bir çorapla, bir ayakkabıyla falan mı belirleniyor?

Stil ikonu bu ülkede Zeki Müren’dir hanımlar, beyler.

Daha da ileri gideyim, Atatürk’tür. Bir bakın onların eski fotoğraflarına. Dönemlerinin nasıl ilerisindeler, nasıl seçerek giyinmişler. Dünyadaki stil ikonu ise Elvis Presley’dir,

Madonna’dır. Kavramların içini bu kadar boşaltmayalım, bu kadar ayağa düşürmeyelim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder