Giriş
Sadece, yedirmekle giydirmekle büyümüyor ki bu çocuklar. Bunu eskiden anne-bebek yazıları yazarken de söylerdim, halen de aynı şeyi söylüyorum.
Bir bebek, bir çocuk, bir ergen büyürken onu sadece dengeli beslemek yeterli olmuyor ki...
“Ama biz onu spora da götürüyoruz, sanatsal aktivitelere de” diyorsunuz bir çoğunuz; biliyorum ben de yaptım, yapıyorum da...
Ama inanın bu da yetmiyor, özellikle de ergenlikte. Onlar için birinci besin beyinlerini doldurmak çünkü... O kadar çok aslında sorun olmayacak dertleri, sorunları, çözümsüz hikayeleri, mutsuzlukları var ki kendi dünyalarında...
Tabii onlar da bizim yaşlarımıza gelince bunlara gülüp geçmeyi öğrenecekler ama hangimiz 17’li yaşlarımızda 40’lı yılların aklına sahiptik ki?
Bir kitap önerim var
Durum böyle olunca beyinlerini beslemek, ruhlarındaki boşluğu doldurmak için onlara kitap sunmak en kolay, en kısa çözüm oluyor. İşte tam da böyle bir ruh hali içinde olan evlatları bulunan velilere bu hafta bir önerim var.
Eğer çocuğunuz kitap okumayı sevmiyorsa bu kitabı zevkle siz okuyun ve ara ara ona çeşitli anlatımlar yapıp kitaptan sorular sorun. Kitabın adı Sophie’nin Dünyası.
Norveçli yazar Jostein Gaarder tarafından 1991’de yazılmış. 30 milyondan fazla kopyasıyla tüm dünyada okunmuş bu kitap felsefeyi başlangıç seviyesinde ve tam da gençlerin anlayacağı dozda veriyor.
Tahmin edeceğiniz gibi Sophie bir ergen ve tüm ergenler gibi kendini çirkin, evini uzak, ailesini biraz farklı buluyor. Burası klasik ama esas olay, Sofie’nin bir gün posta kutusunda ‘Kimsin Sen?’ yazılı bir kart bulması.
Arkasından da mektupla başlayan bir felsefe eğitimi geliyor. Yüzyıllardır, dinlerin, tüm felsefeci ve düşünürlerin ve halen de merak edilen sorulara verilen tüm cevaplar gün yüzüne çıkıyor.
Eğer siz de çocuklarınızın biraz olsun farkındalık içinde olmasını, hayatı sorgulamalarını istiyorsanız bu kitabı onlara tavsiye edebilirsiniz.
Kitap ruhun gıdasıdır unutmayalım, unutturmayalım. Herkese iyi hafta sonları...
