Giriş
1921 yılında 1. Maarif Kongresi yapıldığında konu ‘ziraat ve sanayi mektepleri ve bunların nüfus yoğunluğuna göre dağılımı’ imiş. Veliler, muallimler, Mustafa Kemal gibi yüzünü dünyaya dönmüş bir lider, Ziya Gökalp gibi edebiyatçı aydınlar, meseleye dair fikir beyan etmek isteyen ilgililer katılmış.
Eğitim şurası denilen mekanizma, ortak akla dayanır. Güzelliğini de ideolojik değil, idealist olmasından alır. Amaç, geleceğe dair alınacak kararların ülkeyi ve çocukları içinde bulundukları dünyaya hazırlaması, çağın gelişmelerine ayak uydurmalarını sağlamasıdır.
2014 yılındayız. 21. yüzyıl... Dünyada müthiş bir bilim ve teknoloji gelişimi var. Eğitim, bu iki konunun en önemli unsuru. Ülkeler, yetiştirdikleri öğrencilerin kuvvetli formasyonları sayesinde ilerliyor. Dünya genelinde eğitim kalitesini ölçen iki tane uluslararası araştırma var: Biri ortaokul çağındaki öğrencileri, diğeri lise düzeyindekileri değerlendiriyor. Biz ülke olarak matematik, okuduğunu anlama ve fen bilimleri üzerinden bu ölçümlerde 35. sıradayız!
En acısı da 10 yıldır bu listede bir sıra üste çıkamamış olmamız! Gencecik nüfusa sahip bir ülkeyiz ama gençlerimize dünya standardında eğitim vermiyoruz! Bir hafta önce adına ‘Milli Eğitim Şurası’ denilen bir toplantı yapılıyor ama toplantıda “Bizim çocuklar niye okuduğunu anlamıyor, niye problem çözemiyor?”diye soran bir tek uzman yok!
Ülkede ‘çocuklarımız bilim insanı olsun, kansere çare bulsun, Ebola virüsü için aşı keşfetsin, insan dışkısından ürettiği yakıt ile ısınma problemini çözsün; doğalgazda Rusya’ya, kanser ilaçlarında yurt dışına, petrolde Ortadoğu’ya bağımlı olmayalım, şanımız yürüsün, paramız ülke içinde kalsın’ diye bir rüyası olan kimse kalmadı mı a dostlar!
Benim var! Demokrasi denilen yönetim biçiminin güzelliği ‘dayatmaya’ değil, ‘çoksesliliğe’ imkân sağlaması. Seçmeli dersler ile zorunlu dersler arasındaki fark da işte budur. Sunulacak olan ders çeşitliliği tek yöne değil, her yöne ulaşabilecek nitelikte olmalıdır. Seçme özelliğine değil, zorunlu söylemine dayalı bir eğitim, yüksek vergiler ödeyerek çocuklarının eğitimine katkıda bulunan velilerin ‘demokratik eğitim alma hakkına’ aykırıdır.
2014 DE GİDİYOR...
Her yıl bitişe yaklaştığında, listeler yayınlanır. Bunlar; hem yılın özeti olmasından hem de kaçırdıklarımızı yakalayabilme fırsatı tanımasından dolayı ilginçtir. Bazılarını paylaşmak istiyorum. İlk sırada milyonlarca insanın kullandığı, sosyal paylaşım platformu Facebook var. Facebook, kullanıcılarının 2014 yılı boyunca en çok ilgi gösterdiği konuların sıralamasını yapmış.
1. Dünya spor müsabakaları
2. Ebola virüsü
3. IŞİD
4. Ice bucket (buzlu su kovası) paylaşımları
5. Robin Williams
6. İsrail-Filistin savaşı ve Gazze
7. Malezya Havayolları’nın düşen ve kaybolan uçakları
8. Ferguson olayları
9. Sochi Olimpiyatları
10. Brezilya seçimleri
Youtube da Türkiye’ye ait ‘en çok izlenenler’ listesi yayınlamış.
Videolarda:
* Recep İvedik 4 fragmanı
* Peppe şarkıları
* THY’nin Milli Basketbol Takımı spotu
* Güldür Güldür bölümleri
* Pepsi- Cem Yılmaz ‘Pek Yakında’ reklamı
* Kenan Doğulu’nun Potanın Perileri çalışması
Youtube Türkiye izlemelerine göre ‘en çok dinlenen şarkılar’:
Kalbibin Tek Sahibine
İltimas
Sakin Ol
Çatı Katı
İlahi Adalet
Hadi O Zaman
Çak Bir Selam
Yabancı...
YouTube’un yabancı müzik klasmanının ilk sıraları da şöyle:
Katy Perry-Dark Horse,
Enrique Iglesias-Bailando,
Shakira-Can’t Remember To Forget,
Shakira La La La...
‘Uluslararası Medyanın Ana Haber Bültenlerine En Çok Taşıdığı Konular’ sıralaması:
* Ebola virüsü
* IŞİD
* Gazze olayları
* Soma’daki maden kazası
* Nijerya’daki kız öğrencilerin Boko Haram tarafından kaçırılması
* Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş
* Güney Kore’deki feribot kazası
* Facebook’un 19 milyar dolar ödeyerek WhatsApp’i satın alması
* İskoçya referandumu...
