Giriş
İzmir Karşıyaka’da bazı apartmanların kapısında “Bu Apartmanın Bir Öğrencisi Var” yazılı plaketler bulunuyor. Evet, girişinde bu plaket asılı olan apartman sakinleri, birlikte öğrenci okutuyor.
Aidatlara her daire için ayda 20-30 lira gibi bir ek ödenek konuluyor. İşte her daireden alınan o 20-30 liralar öğrencilere burs olarak gidiyor. Yani aslında her daire günde sadece 1 liraya öğrenci okutmuş oluyor.
Bu projenin adı ‘Karşıyaka’nın Filizleri’. Yaratıcısı, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar.
Dünyada beni bundan daha fazla mutlu edecek bir proje olamaz. Ailesinin maddi durumu yeterli olmadığı için okuyamayan o kadar çok öğrenci var ki...
Karşıyaka’daki apartmanlar, Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar’ın öncülüğünde o öğrencilere umut oluyor.
1 yıl önce başlatılan bu projede burs alan öğrenci sayısı 300. Bu demektir ki; Karşıyaka’da 300 apartman projeye katılmış, pek de iyi yapmış. Öğrencilere ayda 300 lira ödeniyor. İnanın bana, bu para bir öğrenci için çok önemli.
Projenin tüm Türkiye’ye yayılması hayal değil aslında. Bursa’nın Nilüfer, Ankara’nın Çankaya, İstanbul’un Ataşehir, Adana’nın Çukurova, Zonguldak’ın Çaycuma, Tekirdağ’ın Süleymanpaşa, Çanakkale’nin Biga belediyeleri bu projeyi kendi ilçelerinde uygulamak için Karşıyaka Belediyesi’nden bilgi almış.
Projeye Avrupa’dan bir ödül gelmiş. Avrupa Kamu Yönetimi Enstitüsü (EİPA) tarafından, 36 ülkeden 266 proje arasında, Avrupa’nın En İyi Uygulanan Sosyal Sorumluluk Projesi seçilmiş.
Karşıyaka Belediyesi’nin gönüllü çalışanı sevgili arkadaşım Orkide Peksev’in sayesinde duyduğum bu projeyi sonuna kadar destekliyorum.
Bütün belediyelere de çağrı yapıyorum: Haydi, siz de ilçenizdeki apartmanları örgütleyin. ‘Karşıyaka’nın Filizleri’ büyüsün, çoğalsın, ‘Türkiye’nin Filizleri’ olsun.
O öğrenciler hayatlarının sonuna kadar sizi hayırla ansın, dualar etsin.
CEZAEVİNDEN AŞK MEKTUBU
Bizim gazetenin ‘Yurdumun Şairleri’ köşesine çuvallarla mektup gelir. Sayfanın editörü Zeycan, bunları sıraya koyar ve yayınlar. Ben de bazen arada, gelen mektuplardan bir-tane seçer, bakarım.
Geçenlerde elime bir mektup geldi. Çerkezköy K-1 Tipi Kapalı Cezaevi 1. Koğuş’ta yatan Volkan Bilir imzalı. Volkan mektubu, sevdiği kadın Filiz’e yazmış.
Bir başka sayfada ise şu ifade vardı: “Sayın Doğan Ailesi, yazmış olduğum mektubumun gazeteniz Posta’da yayınlanmasını istiyorum. Sizin için de mahsuru olmazsa eğer, yazmış olduğum mektubumun resminin çekilerek yayınlanmasını istiyorum.
Bu benim için gerçekten çok önemli. Bu konuda yardımınızı rica ediyorum.” O kadar düzgün bir yazıyla yazılmış ki mektup! Ve o kadar içten sözcükler kullanılmış ki, etkilendim.
Volkan’ın hangi suçtan cezaevinde olduğunu, ne kadar hapis yatacağını bilmiyorum. Ama belli ki aşık. E, aşıklara derman olmak da benim görevim.
İşte mektubun Volkan. Hem de fotoğrafıyla...
Bu arada Filiz, bu yazıyı okuduysan, sen de Volkan’a bir mektup yazıp benim aracılığımla yayınlatabilirsin.
ERKEĞİN HEDİYESİ ÇİÇEK, KADININ HEDİYESİ GÖMLEK
Gezici Araştırma Şirketi’nin yaptığı ‘Türkiye’de Aşk’ araştırmasının sonuçlarını Cumartesi Postası’nın sayfalarında benim yorumumla okuyabilirsiniz. Araştırmanın o sayfaya sığdıramadığı bir bölümüne de burada yer vermek istedim.
Malum yarın 14 Şubat Sevgililer Günü. Hediye seçmek ve almak büyük sıkıntı, bilirim. Bu araştırmada erkeklere ve kadınlara ne hediye alacakları, hangi hediyeyi istemedikleri de sorulmuş.
Erkeklerin yüzde 30.2’si, yani 3 Türk erkeğinden biri sevgilisine hediye olarak çiçek alacak. Kadınların da yüzde 26.8’i, yani çoğunluğu sevgilisine hediye olarak gömlek, tişört gibi tekstil ürünleri alacak. Fakat durum vahim!
Çünkü kadınların yüzde 22.1’i, kendisine çiçek alınmasını istemiyor. Erkeklerin de yüzde 28.8’i gömlek, tişört alınmasını istemiyor. Bu durumda sevgililer beğenmese de istemediği hediye geldiğinde beğenmiş gibi yapacak.
Yani bir çeşit iki yüzlülük. Öncelikle, çiçek hediye değildir. Çiçek zaten Sevgililer Günü’nü sembolize ediyor. Çiçeğin yanında ayrı hediye almanız gerek.
Bu sözüm erkeklereydi...
Sevgili hanımlar, siz de ilk girdiğiniz mağazadan eşinize, sevgilinize ilk gördüğünüz gömleği, tişörtü almak yerine yaratıcılığınızı kullanın.
Sevgilinizin hobilerini hatırlayın. Buna uygun şeyler almayı deneyin. Bakın yoksa kavga çıkar, benden söylemesi.
